Org. Başbuğ'dan 'andıç' konusunda hesap sorulmalı
Kürt sorunu konusunda ağzından liberal demokrasi tarifleri düşmeyen Başbuğ Paşa’ya şimdi sormak lazım, internet andıcı olayı acaba liberal demokrasisinin neresine sığıyor diye... İlker Başbuğ Paşa’dan internet andıcı konusunda hesap sorulmalıdır!
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-07 19:30:15
Generallerin tutuklanması artık kamuoyunda fazla ilgi uyandırmıyor.
Haber olarak da gazetelerin manşetlerinde değil, daha çok birinci sayfaların eteklerinde kendilerine yer bulabiliyorlar.
Dün de öyleydi.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral’in internet andıcı davasından dolayı tutuklanmış olması gazetelerde büyük haber olarak yer almadı.
Bu bir normalleşme işareti mi?
Yoksa bu ülkede askerlerin tutuklanıp hapse atılmaları artık kanıksandı mı?
Bilemiyorum.
Ancak, demokratik rejimle ilgili bazı taşların yerli yerine oturmaya başladığı konusunda kuşku yok.
Bu açıdan İnternet Andıcı Davası çok önemli bir dönemeç olarak gözüküyor.
Çünkü, burada askerin siyasete damardan müdahale ettiği konusunda çok çarpıcı örnekler var.
Dönem, 2007-2009 arası.
Çok yakın bir geçmiş.
Bu yıllarda Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ paşalar oturuyor.
Bu dönemde sayıları zaman içinde 43’e çıkan internet siteleri kuruluyor. Genelkurmay bünyesinde işletilen bu sitelerin amacına gelince:
Hükümet hakkında kara propaganda!
Her gün bu sitelerde Ak Parti’yle hükümeti aleyhine düzmece haberler çıkıyor. Tayyip Erdoğan’ı, Abdullah Gül’ü yıpratmayı hedef alan gerçek dışı yayınlar yapılıyor.
Bu haber ve yayınlar daha sonra Ak Parti hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de kullanılıyor.
2007-2009 dönemini düşünün.
Cumhurbaşkanlığını Ak Parti’ye kapatmak için verilen Çankaya Savaşları...
Cumhuriyet mitingleri...
27 Nisan muhtırası...
367...
Seçimleri yüzde 47 ile kazanması engellenemeyen Ak Parti hakkında bu kez 2008 başında açılan kapatma davası, yani ‘yargısal darbe girişimi...’
Perde arkasında asker, bu iki yıllık süreçte baş rollerdeydi. Bu bakımdan, İnternet Andıcı Davası da askerin bu rolünün ne kadar derinlere indiğini gösteren çok çarpıcı bir örnek...
Düşünebiliyor musunuz?
Komutanlar ya da büyük paşalar, Genelkurmay’da düğmeye basıyor ve kurdurdukları internet sitelerinde iktidar partisi, cumhurbaşkanı, başbakan hakkında kara propaganda yaptırıyorlar.
Genelkurmay bünyesindeki bu sitelerde, iktidar partisini kapattırabilmek için yalan haberler uçuruluyor.
Ne denir ki?
Akıl alacak gibi değil.
Kabul edilebilir hiçbir yanı yok.
Eğer hukukun üstünlüğü diyorsak, eğer demokrasi diyorsak, internet andıcı olayı bunların yerle bir edilmesidir.
Sadece bu dava bile, askerin bu ülkede nasıl boğazına kadar siyasete battığını ve bundan tümüyle temizlenmeden hem kendisinin, hem de demokratik rejiminin düzelmeyeceğini göstermektedir.
Davanın bir numaralı sanığı olarak halen tutuklu olan eski Genelkurmay İkinci Başkanı ve Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız’dan başlayarak hapiste olan bazı asker kişiler, zamanın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a da işaret etmektedirler.
Hasan Iğsız Paşa, ‘internet andıcı’nın Başbuğ Paşa’ya sunulup sunulmadığını bilmediğini savcılıkta belirttikten sonra, şu eklemeyi yapmak mecburiyetini hissetmiştir:
“Sunulmadan yapılmaz!”
Kürt sorunu konusunda ağzından liberal demokrasi tarifleri düşmeyen Başbuğ Paşa’ya şimdi sormak lazım, internet andıcı olayı acaba liberal demokrasisinin neresine sığıyor diye...
Ya da sözü uzatmak yersiz:
İlker Başbuğ Paşa’dan internet andıcı konusunda hesap sorulmalıdır!
* Milliyet
SON VİDEO HABER
Haber Ara