Dolar

34,8660

Euro

36,6016

Altın

3.044,19

Bist

10.058,47

Libya'da asıl sorulması gereken sorular!..

Tarık Ramazan, 'Libya'da Karanlık günler geride kalmış olabilir fakat ileride güneşli günler olup olmadığını kim bilebilir? Libya varlıklı ve stratejik bir ülke. Yabancı müdahalenin gerçekleşmesi tesadüf değil. Onun zenginliğini kim kontkrol edecek, nasıl kullanılacak' diyerek Libya'ya dair daha birçok kritik soru sordu. İşte Tarık Ramazan'ın Libya ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren yazısı:

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-27 15:30:29

Libya'da asıl sorulması gereken sorular!..

Tarık Ramazan *

Kaddafi’nin rejimi çöküyor. Kimse ne zaman ve ne şekilde -ölü veya diri- ele geçirileceğini bilmiyor.

Fakat oyun bitti.

Libya şimdi yakın tarihindeki karanlık bir sayfayı çeviriyor.

Libya rejimi muhaliflerine karşı sert ve acımasızdı. İşkence ve yargısız infaz Kaddafi’nin eksantrikliğini, çılgınlığını ve zekasını yansıtıyordu.

Libya halkı özgürlüğe susamıştı; Tunus ve Mısırlıların izinden gittiler. Onların cesaret, bağlılık ve azimlerini takdir etmeliyiz.

Kaddafi’nin davranışları o kadar kestirilemezdi ki sonuçlarını hiç düşünmeden zulmeder ve katlederdi. Bu yüzden ölmeden gideceğini kimse düşünmüyordu. Saltanatının sonu beklenenden iyi oldu.

Yine de bazı kritik sorular sorulmalı.

Tunus ve Mısır’ın şiddetsiz seferberliklerinin aksine Libya’daki kitlesel hareket, iki tarafın da ağır silahlar kullandığı topyekün bir iç savaş haline geldi.

İlk olarak sivilleri koruyacağını iddia ederek müdahalesini gerekçelendiren NATO, direnişin karada çarpışmaları kazanmasına yardım etti. Amerikalı ve Avrupalı istihbarat ajanlarının muhalefete, askeri açıdan en iyi strateji olarak Kaddafi ve oğullarının devrilmesini önerdiklerini biliyoruz.

Bu, Fransa’nın ve onu takip eden 30 ülkenin, Ulusal Geçiş Konseyi’ni Libya Devleti’nin meşru temsilcisi olarak resmen tanımalarından sonra oldu.

Rejimin eski üyelerinin yönettiği bu Konsey, üç kez sahte biçimde Kaddafi’nin oğullarını tutukladığını duyurdu.

Şu soru ortaya çıkıyor: Her şey Konsey’in son derece garip vizyonlara sahip bir topluluk olduğuna işaret etmesine rağmen, böylesine tuhaf bir Konsey nasıl olur da bu kadar hızla kabul edilir ve ona güven duyulabilir?

***

Karanlık günler geride kalmış olabilir fakat ileride güneşli günler olup olmadığını kim bilebilir?

Libya varlıklı ve stratejik bir ülke. Yabancı müdahalenin gerçekleşmesi tesadüf değil.

Onun zenginliğini kim kontrol edecek, nasıl kullanılacak ve/ya; Libya ile anlaşmaları olan ve savaşa karşı çıkan Çin hükümetinin yerine, hangi Batılı uluslararası petrol şirketleri arasında paylaşılacak?

Gerçek ve şeffaf bir demokratik süreç umut edebilir miyiz? Muhalefet güçlerinin ne derece özerk olduklarını belirlemek zor olduğu için, bundan daha az öngörülebilir veya garantili olamazdı.

Libya ne yapacağı belli olmayan bir diktatör tarafından yönetiliyordu ve şeffaf olmayan sözde bir demokrasinin kontrolü altında kalabilir.

Diktatörün düşüşünden duyduğumuz mutlulukla, Libya için hazırlananlara karşı ihtiyatımızı bir kenara koymamalıyız.

Ahlaki görevimiz, ülkenin tüm zenginlikleri üzerinde tamamen kontrol sahibi olan bir demokratik rejimde özgürlük isteyenlerin yanında olmaktır. Libya’da oyunun bitmesine daha çok var.

***

Ve Suriye’de de bitmiş sayılmaz.

Şu ana dek 2500’den fazla kişi, gerçek yüzünü gösteren Beşar el Esad rejimi tarafından katledildi. Kurbanlar arasında gençler, kadınlar, hatta Filistinli mülteciler var.

Uluslararası basının olayları haber yapmasının önüne geçerek ve boğucu beyanatlar aracılığıyla rejim, ayaklanmayı sessizlik içinde bastırabileceğini sandı. Hiçbir Batılı müttefikleri, NATO, “uluslararası toplum” ve silahları olmadan Suriyeliler “Hayır!

Vazgeçmeyeceğiz” demeye devam ediyor ve her gün gösteri ve protestolar düzenliyorlar. Her gün ellerinde silah olmadan, masum göğüslerini gururla öne çıkararak öldürürülüyorlar.

Muhalefet hareketi karşısında saf olmamalıyız: Politik güç ve çıkarların tuhaf bir karışımı olmaya devam ediyor. Tıpkı direnişi organize ve koordine etmek için Türkiye’de bir araya gelenler gibi.

Bununla beraber, Batılı hükümetlerimize demokrasiye karşı riyakarca davranmaktan vazgeçmelerini ve Beşar el Esad’a gitmesini söylemek için altı ay beklememelerini söylemek de ahlaki vazifemizdir.

Altı ay boyunca konuştular ve ellerinde gösterecek hiçbir şey yok. Askeri seçenek olmadan da ülkeyi etkili biçimde tecrit etmek mümkündü.

Batılı güçler hiçbir şey yapmadı ve Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez korkutucu biçimde, Beşar için “bir hümanist, bir kardeş” dedi.

Suriyeli kız ve erkek kardeşlerimizin cesaretlerini takdir etmeliyiz. Şiddetsiz hareketleri galip gelecektir, fakat bu esnada daha pek çoğu hayatını kaybedecektir.

Şiddetsiz Suriye hareketi bizden, kayıp ve ölüler için, bu Ramazan ayında dua etmemizi istiyor.

Dua edelim ve özgürlük ve haysiyetleri için mücadele veren masum insanların kaderini yadederken, inançlı veya inançsız, vicdanlılara katılalım.

Ölülerinin haysiyetleri için destek vererek, biz hayatta olan insanlar olarak kendimizi yüceltelim.

* Star

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara