Dolar

34,8668

Euro

36,6824

Altın

3.026,87

Bist

10.090,39

ATO Başkanı Gizer: Siyasi istikrar ekonomik istikrarın sigortasıdır

Adana Ticaret Odası Başkanı Ali Gizer, dünya ekonomisinin 1929 büyük buhranından bu yana en sıkıntılı dönemi olarak değerlendirilen 2008 sonunda başlayan küresel ekonomik krizin, dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şekillerde etkisini sürdürdüğünü

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-17 07:54:24

ATO Başkanı Gizer: Siyasi istikrar ekonomik istikrarın sigortasıdır
Adana Ticaret Odası Başkanı Ali Gizer, dünya ekonomisinin 1929 büyük buhranından bu yana en sıkıntılı dönemi olarak değerlendirilen 2008 sonunda başlayan küresel ekonomik krizin, dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şekillerde etkisini sürdürdüğünü, Türk ekonomisinin ise küresel kriz öncesindeki milli gelir seviyesini yakalayan 16 ülkeden biri olması konumuyla önemli bir sınavı daha geride bıraktığını söyledi.
Ali Gizer, "Kişi başı milli gelirin 10 bin doları aştığı Türkiye ekonomisi örnek bir başarıya imza atmıştır. Bu sonuca ulaşılmasında hükümetin kamu harcamalarında tasarrufa giderek, israf ekonomisine karşı verdiği mücadelenin yanında Türk özel sektörünün katkıları da son derece önemlidir." dedi.
2001 yılındaki büyük ekonomik krizde on binlerce Türk vatandaşının işini ve parasını kaybettiğini hatırlatan Gizer, "Bu olumsuzlukların yaşattığı moral çöküntüsüyle Türkiye'nin yeniden ayağa kalkması için uzun yıllar geçmesinin beklendiğinin düşünülmekteydi. Ancak tam aksine 2001 krizi Türk ekonomisinin yükselişe geçmesi bakımından yeni bir başlangıç olmuştur. 2001-2010 döneminde milli gelirimiz özel sektör odaklı olarak yüzde 55'e yakın büyümüştür. Yani sadece on yılda Türkiye'ye bir yarım Türkiye daha eklenmiştir. Ülkemiz söz konusu süreç içerisinde dünyanın 17. büyük ekonomisi haline gelmeyi başarmıştır" diye konuştu.

REFORMLAR ÖNEMLİ BAŞARI ELDE ETTİ
Türkiye'nin son 10 yılda hayata geçirdiği reformların, sadece kamu maliyesini değil, bankacılık sistemini de düzelttiğini, küresel krizden kısa sürede çıkılmasının bu yöndeki çabalara da bağlı olunduğuna değinen Gizer, "Son yıllarda yapılan reformlar, yatırım ortamını iyileştirme yönünde de önemli başarılar elde etmiştir. Bunun sonucunda Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı, sadece son 5 yılda 80 milyar dolara ulaşmıştır. Oysa bundan önceki 50 yıldaki toplam rakam sadece 20 milyar dolardı" diye konuştu.
Türkiye'de kişi başı milli gelirin 10 bin doların üzerine çıktığını, milli gelirin 2011'in muhtemel büyümesi doğrultusunda değerlendirildiğinde son 10 yılda yüzde 60'a yakın oranında artış kaydettiğini vurgulayan Ali Gizer sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, 2010 ortalaması itibariyle 8.9 oranında bir büyümeyi yakalamıştır. Bu oran ülkemiz ekonomisindeki pozitif gelişmelerin en somut göstergelerinden birisini oluşturmaktadır. Büyüme rakamlarına, 2010′un son çeyreğine göre baktığımızda ise yüzde 9.2′lik bir artış görüyoruz. Bu oran sadece Türkiye için bir rekor ifade etmekle kalmamakta, dünya ülkeleri bakımından da böylesine büyük bir krizden nasıl başarıyla çıkılabileceğine dair çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır. Büyümedeki olumlu performans, son yıllarda Türk ekonomisinin kanayan yarası haline gelen istihdam rakamlarına da olumlu yansımalarda bulunmaktadır. Son bir yıl içerisinde Türkiye'deki istihdam, özel sektöre dayalı olarak 1,1 milyon kişi artmış, işsizlik oranı 2 puan gerilemiştir."

ÇUKUROVA İÇİN DE SON DERECE YARARLI
2002′de Türkiye'ye uluslararası sermaye girişi 1 milyar dolar seviyesindeyken, bu rakamın son dört yılda 12 milyar dolar seviyesine yükselmesinin Türkiye'nin yabancı yatırımcılar bakımından güven duyulan ülkeler arasında hızla yükselmesini göstermesi bakımından önem taşıdığını kaydeden Gizer, "Türkiye'nin siyasi istikrara bağlı olarak ekonomide de istikrarlı ve buna paralel olarak yabancı sermaye bakımından güven duyulan bir ülke konumuna gelmesi, önümüzdeki yıllarda bir enerji üssüne dönüşmesi beklenen Çukurova için de son derece yararlı sonuçlar yaşatacaktır. Bu bakımdan tek beklentimiz ekonominin sigortası olarak gördüğümüz siyasi istikrarın hükümet tarafından devamı ve ekonomik politikaların tavizsiz uygulanmasıdır. Ekonominin verimli kullanılarak israftan kaçınılması zaten bu yöndeki beklentilerin gerçekleşmesini sağlayacaktır. Yakalanan istikrar ortamının sürdürülmesi için her kurum ve kuruluşun sürece olumlu katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü, dünya ekonomisini ters düz eden bir nehiri geçmişiz, Bundan sonra karşımıza çıkan küçük pürüzleri de akıl ve mantık çizgisinde aşabilmeliyiz" diye konuştu.

DÖVİZDEKİ TIRMANIŞ DURACAKTIR
Türkiye'nin 12 yıl sonrası için, 500 milyar dolarlık ihracat hedefini ortaya koyduğunu, bu hedefi mümkün kılacak her türlü potansiyelin de var olduğunu kaydeden Gizer, "Halen 200'den fazla ülkeye, 20 bin çeşit mal satıyoruz. Sanayimiz ve ihracatımız sadece belli ürünlere yoğunlaşmış değil. 19 farklı ürün kategorisinde 1 milyar doların üzerinde ihracat yapıyoruz. Yüzde 92'si sanayi ürünü olan ihracatımızın yarısından fazlasını, dünyanın en rekabetçi piyasalarına, AB ve ABD'ye gerçekleştiriyor olmamız bu hedefin bir hayal olmadığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır" dedi.
Yılbaşından bu yana TL'nin, Euro ve dolara karşı ortalama yüzde 15 kayıp yaşadığını da hatırlatan Gizer, son dönemde döviz fiyatlarında yaşanan hızlı tırmanışın bir süre sonra duracağına inandıklarını vurguladı. TL'nin daha fazla değer kaybetmesinin enflasyon üzerinde arzu edilmeyen katkıları olabileceğini bildiren Gizer, TL'nin şu aşamada normal değerde olduğunu düşündüklerini ifade etti.
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara