Dolar

34,8691

Euro

36,7026

Altın

3.021,43

Bist

10.047,50

Cep telefonu dolandırıcılığı ailelerin canını yakıyor

Cep telefonundan kendisini polis, savcı, hakim, jandarma veya MİT görevlisi olarak tanıtıp vatandaşı dolandıran şebekelerin kurduğu tuzağa her gün yenileri düşüyor. Çeteler, cep telefonunda hazırladıkları "terör örgütü ile korkutma" senaryosuyla aile

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-10 12:33:23

Cep telefonu dolandırıcılığı ailelerin canını yakıyor
Cep telefonundan kendisini polis, savcı, hakim, jandarma veya MİT görevlisi olarak tanıtıp vatandaşı dolandıran şebekelerin kurduğu tuzağa her gün yenileri düşüyor. Çeteler, cep telefonunda hazırladıkları "terör örgütü ile korkutma" senaryosuyla ailelerin yıllarca çalışıp biriktirdiği hesaplarını bir anda boşaltarak, onları perişan ediyor. Adana'da bu yöntemle yaşanan dolandırıcılık olayı ile bir aile 136 bin lirasını bir şebekeye kaptırdı.
Bir kamu kuruluşunda görev yapan 45 yaşındaki G.Y.'yi yaklaşık bir ay önce cep telefonundan arayıp kendisini baş komiser olarak tanıtan kimliği belirsiz şahıs, "Ali Ural'ı tanıyor musunuz?" diye sordu. Yanında cumhuriyet savcısı olduğunu söyleyen şahıs, G.Y.'nin 'hayır tanımıyorum' cevabı üzerine "Ali Ural sizin bankadaki hesaplarınızı kullanarak, örgüt adına para transfer ediyor. Paralarınız devlet güvencesi altında. Olaydan kaymakam ve valinizin de haberi var. O yüzden bir tereddütte düşmeyin."diye, telkinde bulundu.
Bu ifadeler karşısında tedirgin olan G.Y. "Günümüzde birçok olay oluyor. Komiserim, sakın dolandırılmış olmayalım?" şeklinde sorduğunda ise arayan kişi, "Hayır, kesinlikle...Devlet güvencesindesiniz. İsterseniz yanımda şimdi savcı beyi de verebilirim." karşılığını verdi. "Evinizde arama yapılacak" sözleriyle G.Y.'yi tehdit eden meçhul kişi, "Belki de siz gerçekten örgütü yardım yapıyorsunuz. Bunu bizden saklıyorsunuz. Kesinlikle bu olayı eşinize ve bir yakınınıza anlatmayacaksınız." uyarısıyla ikna çabalarını daha da ileriye götürdü. Bu diyaloglar üzerine G.Y. kendisi gibi 20 yıldır resmi bir kurumda çalışan eşi H.Y. ile biriktirdiği 136 bin lira parasını bankadan çekip, telefonun ucundaki kişinin verdiği hesap numaralarına yatırdı. Telefondaki tehditlere rağmen akşam durumu eşi H.Y.'ye (40) anlattığında ise iş işten geçtiğini fark etti. Şanlıurfa, İskenderun ve Ceylanpınar'daki bankalardan paraları çekilen G.Y. Adana Emniyet Müdürlüğüne başvurdu.

TESELLİYE İHTİYACIMIZ VARKEN TENKİT ALDIK
Kendilerini dolandıran kişilerin bir an önce bulunmasını isteyen G.Y.'nin 3 çocuk annesi eşi H.Y. olayın şokuyla evlerinin 'yas yerine' döndüğünü söyledi. En büyük umutları olan polisin "Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz? Cahil insanlar değilsiniz." dediğini aktaran H.Y. memlekette her şeyin olduğunu ve kocasının 'saflıkla' itham edilmesini kabul etmediğini kaydetti.
H.Y. şunları söyledi: "Zaten bizler yıllarımızı verdiğimiz emeklerimizin bir çırpıda yok olup gitmesinin acısını yaşıyoruz. Bir teselliye ihtiyacımız varken, başvurduğumuz polisin 'siz bu kadar saf mısınız?' diye tenkit etmesi daha çok zorumuza gitti. Kocam bu parayı kurtarma ümidi yok mu? diye sorduğunda ise ekipler, 'bu paradan ümidinizi kesin' dedi. Belki biz saf olabiliriz; ama polisin görevi bizim gibi safları korumak değil midir? Durumun vahametini öğrendikten sonra meseleyi anladık. Ama yinede insan bir ümit taşır. En yetkili ağzın 'o para gitti artık' diyorsa, hakkımızı kim arayacak?"
Yemekten içmekten kesilen eşinin inancından intihar etmediğini dile getiren H.Y. çocuklarının babalarını "Sana bir şey olmasın. Biz parayı buluruz; ama seni tekrar bulamayız." sözleriyle teskin ettiğini vurguladı.
Küçük kızının bile babasına 'sen yeter ki üzülme, ben oyuncaklarımı satarım' dediğini bildiren H.Y. ilgililerin kendilerini çaresizlik içinde bırakmaması talep etti. Ülkenin asker ve polisine güvenmek istediğine işaret eden H.Y. "Bu şebeke bizden sonra aynı yöntemle başkalarını da dolandırmış. Teknoloji bunca gelişmişken bir yerde izine rastlanılamaz mı ? Bir ay olmuş; polisi aradığımızda –azarlar gibi– 'hanımefendi artık bizden çıktı. Savcı gerekeni yapacak.' diyor. Polisin bu görevi suçluları araştırmasıdır. Moralimizi iyice bozması değil. Tamam biz saf olabiliriz. Fakat doktor bile ölecek hastasına 'öleceksin' demiyor. Bir ilaçla onun hayata tutunmasını sağlıyor." dedi.

Haber Ara