Gazze'nin dünyaya açılan dar penceresi: Refah Sınır Kapısı (Özel)
İsrail kuşatması altındaki Gazze Şeridi bu kez Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ziyaret etme niyetiyle tekrar gündeme geldi. İsrail ablukası altındaki Gazze'nin dünyaya açılan küçük ama umut dolu penceresi Refah Sınır Kapısı'ndaki çileli geçişleri Cihan Ha
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-26 07:54:24
Geçen yılki kanlı Mavi Marmara olayı, ardından Davos'taki "One minute" krizi sonrasında Gazze Türkiye için milli mesele haline geldi. Mavi Marmara baskınından sonra İsrail'le ilişkiler derin bir krize girdi. Türkiye ilişkilerin normale dönmesi için İsrail'den özür ve tazminat talebine ek olarak Gazze'ye uygulanan ambargonun da kaldırılmasını şart koşuyor. Gazze şimdi yeniden gündemde.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yakın zamanda gerçekleştireceği Mısır gezisi çerçevesinde Gazze'yi de ziyaret etmek istediğini söyledi. Türk Dışişleri bu ziyaretin gerçekleşmesi için diplomatik girişimleri yürütüyor. Bu niyet açıklaması bile başlı başına İsrail'in Gazze ablukasına yönelik büyük bir meydan okuma zira kara, hava ve denizden kuşatma altındaki Gazze'ye yabancı ülke devlet adamları değil Filistinli vatandaşlar dahi girip çıkmakta zorlanıyor. Cihan Haber Ajansı, Gazze'nin dünyaya açılan dar penceresi Refah Sınır Kapısı'nda yaşanan çileli geçişleri özel olarak görüntüledi.
Mısır'da Hüsnü Mübarek rejiminin 11 Şubat'ta devrilmesinden sonra, askerlerin kontrolündeki geçici hükümetin cevap vermesi gereken taleplerin en önemlilerinden birisi, halkın nefretini kazanan Gazze ablukasıydı. Mısır halkı, hükümetlerinin İsrail'le işbirliği içerisinde Gazze'yi bir açık hava hapishanesine çeviren ablukaya son vermesini istiyordu.
Mısır hükümeti ise Gazze ile sınırı oluşturan Refah sınır kapısını tamamen açarak Batılı müttefikleri tarafından terörist ilan edilen Hamas'a destek veriyor konumuna düşmek istemiyor ve bu nedenle sınırı kapalı tutuyordu. Yeni Mısır hükümeti bir ara formül bularak 28 Mayıs'ta Refah sınır kapısını, belirli sınırlamalarla sivil geçişlere ve tıbbi yardım malzemelerinin nakliyesine açma kararı verdi. Biz de sınır kapısının gerçekte nasıl işlediğini ve Gazze'deki son durumu görmek amacıyla hemen o hafta bölgeye bir seyahat planladık. Ama bu iş kolay olmayacak ve Mısır hükümetinin izin sürecini beklememiz gerekecekti.
Gazze'ye gazeteci olarak girebilmek için özel iznimiz olduğundan şanslıydık ve yaklaşık 2 saatte işlemlerimizi tamamladık. Filistin vatandaşları içinse bu hiç de kolay olmuyor. Cuma hariç haftanın 6 günü açık olan Refah kapısından 09.00 – 21.00 saatleri arasında geçiş yapılabiliyor.
18-40 yaşları arasındaki erkek Filistinliler vize ile giriş-çıkıp yapabilirken, bu yaş sınırı dışındaki erkekler ve yaş sınırlaması olmaksızın tüm kadınlar vizesiz işlem yapabiliyor. Ama günlük geçişlerin sayısı birbirini tutmuyor. Bazen 100 kişinin geçişine izin verilirken, bir başka gün bu rakam 400'e hatta 500'e çıkabiliyor. Bu nedenle Mısır tarafında yığılmalar oluyor.
Gazze'ye kimler geliyor peki? Öncelikle tabii ki alışveriş, tıbbi ihtiyaçlar veya seyahat amacıyla çıkış yapanlar. İkinci olarak, son dönemdeki halk hareketleriyle buhranlı günler yaşayan Arap ülkelerinde mülteci statüsünde yaşayan Filistinliler geliyor. Yerel halktan aldığımız bilgilere göre, kuşatma altında dahi olsa 'memleketim' deyip geri dönen binlerce insan, Refah kapısı üzerinden gelerek Gazze'ye yerleşmiş.
Bunun dışında yurtdışında yaşayıp da akrabalarını ziyaret etmek için Gazze'ye geçmek isteyen Filistin diasporası var. Ama bu gruptakiler Gazze'de ikamet edip geri dönenler kadar şanlı değil. Filistin asıllı İsveç vatandaşı Mounir Al Alemeen (42) pasaport işlemlerinin yapıldığı noktada Mısırlı yetkililere ateş püskürüyor.
Geçen Kasım ayından bu yana 4 kez Gazze'ye geçmek için geldiğini ama Mısır tarafının geçişine müsaade etmediğini söylüyor. Anne-babasını ve akrabalarını ziyaret etmek isteyen Alemeen, "Mısır makamlarına geçişimle ilgili Filistin Ulusal Yönetimi'nden resmi talep yazısı vermemize rağmen beni ve ailemi memleketime sokmuyorlar" diyor.
Biz konuşurken yanımıza yaklaşan Filistin – İngiltere çifte pasaportlu Muhammed Sukkar (21) da aynı sorunu yaşadığını dile getiriyor. Gazze'ye geçmek için geldiğimizi söyleyince "Bakın görün, geçemeyeceksiniz" şeklinde tepki veren Sukkar işlemlerimizi halledip geçtiğimizi görünce çok şaşırıyor. Öte yandan oğulları Enes ile Amir ve eşiyle Almanya'dan gelen Ehab Abu Al Avf (37) diğerlerine göre şanslı. Uzun süren beklemenin ardından da olsa Gazze'ye geçmeyi başarabiliyor.
Kanada'dan gelen 2 aile de öyle. Mısır tarafında işlemlerimizi bitirdikten sonra, yaklaşık 500 metrelik yolu külüstür bir otobüsle alıp Filistin topraklarına giriyoruz. Sınırın öte tarafında ise Mısır'a geçebilme umuduyla bekleşenler. Yetkililerden ve yerel halktan aldığımız bilgilere göre yaklaşık 15-20 bin insan sıra bekliyor.
Her gün gelip adının okunması için gün boyu kapıda duranlar görüyoruz. Kiminin acil tedavi olması gerekiyor, kimi ikinci pasaportunu taşıdığı ülkesindeki işine yetişme telaşında. Büyük çoğunluk kısıtlı sağlık imkanları nedeniyle Gazze'de tedavi olamayan hastalar ve son Gazze savaşının mağdurları. Bunlardan iki Yahya'nın hikâyesi yürekleri acıtıyor.
YAHYA'LAR, GAZZE GİBİ HAYATA TUTUNARAK DİRENİYOR
İki Yahya, ikisi de Gazzeli. Onlar, 27 Aralık 2008'de başlayıp, 23 gün süren İsrail'in Gazze işgalinin mağdurlarından sadece iki kişi. Yahya Gazi El Edhem (24) iki gözünü tamamen kaybederken, yüzünde ve vücudunda yanık izleri taşıyor. Yahya Esam Abu Sayf (22) sağ bacağını kaybetti. Sol bacağını ve sol kolunu hareket ettiremiyordu. Halen devam eden kısıtlı tedavi imkânlarıyla şimdi az da olsa hareket kabiliyetini geliştirmiş. Hayata tutunma, engelleri aşma çabalarıyla adeta ablukaya direnen Gazze şeridinin ete kemiğe bürünmüş hali gibiler.
Yahya Gazi üniversitede matematik bölümü dördüncü sınıf öğrencisiyken ara vermek zorunda kaldığı eğitimine devam etmek ve ailesinin geçimine destek olmak istiyor. Öncelikle tam olarak tedavi olması gerekiyor ama mevcut Gazze şartlarında bu mümkün değil. O haline razı, ama en çok arzuladığı şey başka bir bölümde de dahi olsa eğitimini tamamlayabilmek.
Bunu yapabilmek için görme engellilere özel tasarlanan Braille alfabesi tabanlı bir bilgisayara ve kitaplara sahip olmayı çok istiyor. Savaş esnasında sınıf öğretmenliği birinci sınıfta okuyan Yahya Esam da Gazze hastanelerindeki sınırlı fizik ve ilaçlı tedavi şartlarına rağmen ciddi bir mesafe kat etmiş. Nasibine, geçen sene İsrail saldırısına uğrayan Gazze Filosu'nun getirdiği yardım malzemelerinden, engellilere özel elektrikli bir bisiklet düşen Yahya bir an önce fiziken ilerleyip okuluna başlamak için gün sayıyor.
GAZZE ŞERİDİ NASIL BİR YER?
Gazze Şeridi dediğimizde aslında güneyde Refah, Kuzey'de Erez sınır kapıları arasında 41 km uzunluğa; batıda Akdeniz doğuda İsrail sınırları arasında 6-12 km genişliğe sahip bir sahil şeridinden bahsediyoruz. En geniş alanı Gazze-Mısır-İsrail sınırındaki 12 km'lik Refah kasabası. İsrail bu şeridi karadan, denizden ve havadan kuşatma altında tutuyor.
Gazze'nin dışarıya açılan 3 kapısı var: Mısır'la Refah, İsrail'le Erez ve Gazze-Mısır-İsrail ortak noktası Kerem Şalom. Hamas Haziran 2007'de Gazze Şeridi'nde kontrolü ele geçirene kadar Refah kapısı Avrupa Birliği gözlem misyonu EUBAM tarafından denetleniyordu. İsrail de burayı kameralarla kontrol ediyordu. Hamas'ın gelmesiyle EUBAM gitti, Mısır da kapıyı çok kısıtlı şartlarda insani geçişler için kullandırdı.
İsrail'in kontrolündeki Erez kapısı ise sözde açık ama insan geçişleri neredeyse yok. Mal geçişleri ise bin bir türlü zorlukla ve inanılmaz gecikmeli yapılıyor. Örneğin, İstanbul'dan ıslak mendil ithalatı için sipariş veren Gazzeli bir esnaf 1 yılı süren bürokrasiden sonra mendilleri Erez kapısından çekebilmiş. Ama mendiller tamamen kurumuş! Kerem Şalom kapısı ise şu anda Mısır-İsrail arasında çalışıyor. İnsan girişi yok. Malzeme girişi ise yine çok sınırlı.
Refah kapısına yaklaşık 50 km mesafedeki Ariş limanına gelen insani yardım amaçlı bir takım tıbbi ilaç ve malzemeler Kerem Şalom üzerinden Gazze'ye ulaştırılıyor, ancak İsrail'in yoğun denetim ve izin sürecinden sonra. İsrail'in Gazze Şeridi'ne mal geçişleri için uyguladığı yasak listesinin özünde halka yönelik psikolojik baskının yanı sıra, Hamas'ın gücünü kırmak ve kendine karşı saldırı yapabilme kabiliyetine imkân vermemek yatıyor.
Karadan bu şekilde kuşatılan Gazzeliler denizden de 3 deniz mili (yaklaşık 5.5 km) ile sınırlandırılmış durumdalar. Akdeniz'in doğusundaki bir buçuk milyonluk Gazze'de balıkçılar adeta çitlerle çevrelenmiş küçük bir gölü andıran sahil şeridinde avlanmak zorundalar, çünkü gece-gündüz İsrail deniz kuvvetlerinin nefesi enselerinde. Abluka sınırına yaklaşanlara uyarı ateşi açılıyor. Yüzlerce balıkçının nasibini aradığını dar sahil şeridinde avlanan balıklar da tabii olarak küçük oluyor. Deniz yanı başlarında derya kuzularıyla dolu ama balığı Mısır'dan almak zorunda kalıyor. Tabii tüneller aracılığıyla ve kaçak yollardan.
Gazze, kara ve denizin dışında havadan da sürekli kontrol altında. İnsansız hava araçları bölgeyi sürekli gözetliyor. Yaklaştığında çıkardığı sesten dolayı halk bunlara ağustos böceği adını takmış. İsrail bu araçlara taktığı hafif silahlarla bazen saldırı da gerçekleştiriyor. Bunların dışında savaş jetleri de bölgede uçuş gerçekleştirip özellikle tünellerin yoğun olduğu sınırdaki bazı noktaları aralıklarla bombalıyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara