Eski Başbakan Yardımcısı: Asker terörle mücadeleyi Özel Harekât'a devretmeli
Eski Başbakan yardımcılarından Ekrem Pakdemirli, terörle mücadelenin ordudan alınıp Özel Harekât'a devredilmesi gerektiğini belirtti. "www.egedesonsoz.com" sitesindeki yazısında, Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit olduğu terörist saldırıya değinen
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-19 10:08:09
Askerlerin ormanlık araziye topluca girmemesi gerektiğini, yangına karşı erlerin çakmaklarının dahi toplatılacağını vurgulayan Pakdemirli, şunları kaydetti: "Teröristlerin erleri kuşatıp ormanı ateşe verebileceği büyük bir ihtimal dahilinde değil mi? Yemek vardiyalı yenir, erlerin birbirlerini görebileceği, duyabileceği mesafede çember oluşturularak nöbet tutulur. Operasyona havadan destek verilmesi şarttır. Operasyon için güvenlik şartlarını yerine getiremeyenlere komutan denebilir mi? Bu kadar basit tedbirleri alamamayı hemen hemen imkânsız görüyorum. Acaba giden takımda köstebek mi var, komuta kademesinde mi? Bunları bulup çıkarmak lazım, yoksa eskiden olduğu gibi ağıt yakmaya devam ederiz. Bu kaçıncı ihmâl? Aileler, evlatlarını düşüncesizce çatışmaya sürülsün diye mi askere gönderiyor? Operasyona giden 70-80 kişinin başında bir yüzbaşı yok mu? Yüzbaşı yoktu, üsteğmen, teğmen de mi yoktu? Onlarda yoktu, astsubay da bulamadınız mı? Dünyada hiçbir ülkenin düzenli ordusu, gerillayla başedememiştir. Bu gerçeği bizim askerî yönetim de biliyor ama işi, ehli olan Özel Harekât birliklerine devretmiyor. Nedeni ise harp hali deyip kayıt kuyuttan uzak durup harcamalarda serbest olmak deniyor. Bazı insanlar bana, 'Bizim askerî yönetim de vicdan ile cüzdan arasında sıkışıklardan mı?' diye soruyor. Askerin hareket hali, herkes tarafından görülebilir. Pusuya düşürülmeleri çok kolaydır. Askerî araç hedeftir, güzergâhı yoldur. Gündüz külahlı, gece silahlı dolaşanlar, askerî hedefleri kolayca takip eder ve vurur. Askerin iç güvenlikte böyle kullanılması yanlıştır. Güneydoğu'da harp hali varmış gibi göstererek ordunun çatışmaya girmesi ve yönetim hataları sonucu binlerce şehit vermesi, ileride telafisi imkânsız bir durum çıkaracaktır. Ordu sınırı beklemeli, Özel Harekât birimleri ise bölge içinde kanunları ihlâl eden ayrılıkçıları, teröristleri, katilleri takip etmelidir. Ülkenin iç güvenliği orduya bırakılamaz. 60'lı yıllarda hükümet orduyu iç güvenlikte kullanmak istediğinde o günün komutanları, 'Lütfen bizi iç güvenlikte kullanmayın.' diye ricada bulunurlardı. Dünyanın ikinci büyük ordusunun, baldırı çıplak beş on bin eşkıyayla 25 yıldır başedemediği görülmüyor mu? Bir 25 yıl daha geçse yine başedemeyeceği anlaşılmıyor mu? Ordunun savaşabilmesi için cephe lazım, hat lazım, düşmanın tanımı lazım. İki ordunun karşı karşıya gelmesiyle mücadele yapılır. Burada ne var, kendisine gerilla diyen, ayrılıkçı beş on bin kişi var. Bunlarla mücadele yöntemleri, düzenli ordu savaş kaidelerinden farklı."
SON VİDEO HABER
Haber Ara