Dolar

34,9489

Euro

36,7140

Altın

2.992,18

Bist

10.125,46

Rıhle Dergisinin 12. Sayısı Çıktı

12. sayısında 'Modernitenin Kıskacındaki Aile: 'Anne'ye Karşı Kadın' kapak spotuyla okuyucunun karşısına çıkan Rıhle Dergisi aile ve kadına dair çok mühim meseleleri masaya yatırmış.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-16 16:35:36

Rıhle Dergisinin 12. Sayısı Çıktı

3 ayda bir yayınlanan Rıhle Dergisi'nin 12. sayısının konusu "Modernitenin Kıskacındaki Aile: 'Anne'ye Karşı 'Kadın'
Kadın ve aile, modern zamanlarda İslam'ın "yumuşak karnı" olarak işaretlenen hususların başında geliyor. Müsteşriklerin ve onlarla aynı safta konuşlanan çevrelerin, miras paylaşımı, şahitlik, çok eşlilik… gibi meseleleri "problemli alanlar" olarak işaretlemesi, Müslümanların zihninde, "kurtulunması gereken İslamî meseleler" gibi ucube bir alanın oluşmasına yol açtı. Tabii ki bir meselenin hem "İslamî" olması, hem de Müslüman tarafından "kurtulunması gerekenler" kategorisinde görülmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu durumun oluşturduğu paradoksu aşmak ancak birbirine taban tabana zıt birden fazla İslam olabileceği gibi bir düşüncenin oluşması ve kabul görmesi ile mümkün olabilir.
Bu noktada imdada "kavramlar" yetişti. İşbu "kurtulunması gereken" hükümler "geleneksel İslam'a" fatura edilince mesele kolaylıkla halledilmiş oldu. Tabii ki bunun için önce İslam'ın "geleneksel olan" ve –bunun karşıtı olarak– "çağdaş/modern olan" iki farklı versiyonu bulunduğu varsayıldı. Bu varsayımı "kayda değer" kılan da "İslam düşüncesi" kavramı oldu büyük ölçüde.
İslam zihinlerde bir "din" olmaktan çıkartılıp "düşünce"ye dönüştürülünce, düşünce mahsulü her meselede olduğu gibi burada da "farklılık/çeşitlilik" normal/meşru hale geldi kendiliğinden.
Neticede yukarıda işaret edilen "problemli" meseleler, "geleneksel İslam"a mal edilince problem halloldu ve İslam'ın, bu türlü arızalardan ari kılınmış, başkaları ve özellikle de küresel sistemin koruyucu ve kollayıcıları tarafından makbul/kabul edilebilir bir İslam versiyonu ortaya konulmuş oldu.
Elbette bu operasyon kadın ve aile alanına münhasır değildir. Daha başka alanlarda da benzer operasyonlar yapıldı, yapılıyor. Ama bunlar içinde kadın ve aileye yönelik olanların ayrı bir ehemmiyeti vardır. Zira teorik olarak neyi ne kadar bilirseniz bilin, onu hayata intikal ettirme imkânınız yoksa onun herhangi bir kıymet-i harbiyesi de olmayacaktır. Zira bu din "bilinsin" diye değil, "yaşansın" diye gönderilmiştir.
Kadın ve aile toplumun temelini teşkil ettiğinden, bu alanda açılan bir gedik, kısa süre sonra toplumun tümüne sirayet eder. Nesiller arasındaki iletişim kanallarının tahribi, kültür değişimi gibi hususlar bu alanda yaşanan çözülmenin görünür sebepleridir aslında. Asıl büyük ve sonuç getirici hamle, İslam telakkisinin dönüştürülmesi alanında yapılmıştır. Geldiğimiz noktada aynı dili konuşuyor, aynı harflerle yazıyor olduğumuz halde farklı İslam telakkilerinin söz konusu olması bundandır.
Kadına ve onun inşa ettiği aileye hâkim olan, topluma hâkim olmuştur. Bu sebeple kadın ve aile üzerinde yürütülen operasyonlar "zemin döşeyici" mahiyeti haizdir. Küresel enformasyon merkezlerinin "kadın" vurgulu söylemleri bunun için ayrı bir ciddiyetle ele alınmalıdır.
Rıhle bu sayıda bu "temel" problemi masaya yatırıyor.
Bu sayının ilk yazısı, genel yayın yönetmeni Ebubekir Sifil hocanın “Kadın Fitnesi” başlıklı makalesi. Sifil hoca bu makalede “Kadın”dan hareketle aileyi mercek altına alarak kadının kurucu rolünü ele alıyor ve kadın ve aile konusunda bir bilinç tazelenmesine davet ediyor.
Nazife Şişman, “Erkek Kimliği” ve Aile” başlıklı yazısında modern dönemde en az kadınlar kadar erkeklerin de rol karmaşası yaşadığını ifade ederek erkeklere “kavvamlık” sorumluluğunu hatırlatıyor.
Seyfi Say, anti-modernist İslamcı söylemin tutarlılığını sorgulayarak başladığı “M. Sabri Efendi’nin Kadın ve Aile Konusunda Modernistlere Cevabı” başlıklı makalesinde, Şeyhülislam M. Sabri Efendi’nin kadın ve aile konusundaki görüşlerini değerlendiriyor.
“Şehir Diyalektiğinde Aile Ya Da Kurban Olarak Erkek” başlıklı yazısında Suheyb Öğüt, seküler etikçilerin kadın ve erkek anlayışını sorguluyor.
Ayrıca Serdar Demirel, “Değişkenler ve Sabiteler Denkleminde Aile Kurumu” başlıklı yazısıyla; Murat Türker, “Kadın Meselesine İçeriden Bir Bakış Denemesi” yazısıyla bu sayının dosya konusuna katkıda bulunuyor.
Bu sayının soruşturma bölümüne Hindistan ulemasından Selman en-Nedvî hoca, Lübnan müftüsü, Muhammed Reşid Kabbânî hoca ve eğitimci yazar İnci Sümeli katkıda bulunuyor.
Bundan böyle Rıhle’nin “Tezâkir” bölümünü yazacak olan Kadir Mısıroğlu’yla bu münasebetle bir mülâkât yapılmış. Türkiye Müslümanlarının yakın tarihine ilişkin önemli mevzuların konuşulduğu bu mülâkâtı ve Kadir Mısıroğlu’nın Tezâkir yazısını zevk ve ibretle okuyacağınızı düşünüyoruz.
“Mustafa İslamoğlu’nun Eşarîlik Sendromu” başlıklı yazısıyla Talha Hakan Alp hoca bu sayının “İntikâd”ını yazıyor.
Bu sayıya ayrıca Hanefi Mezhebinin Rical ve Kitabiyatına Dair Bazı Tetkikat” başlıklı önemli makalesiyle Abdülkadir Yılmaz hoca; “Küreselleşme, İnsan Hakları ve İnsanî Müdahale: Gayri Meşru Hukuktan Medet Ummak” başlıklı yazısıyla Erdal Kurgan; “XIX. Yüzyılda Filistin'de Arazi Satışları ve Osmanlı Devleti'nin Tutumu” başlıklı yazısıyla İbrahim Buazzî ve Evlâdiyelik başlıklı yazısıyla Sakine Akça katkıda bulundular.
Her zaman ki gibi Müslümanlar için hayatî ehemmiyet taşıyan konuları gündeme taşıyan daha nice Rıhle sayıları bekliyoruz ve Rıhle Dergisine muvaffakiyet diliyoruz.
Rıhle dergisine en sağlıklı ulaşmanın yolu abone olmaktır.
Abonelik bedeli: Yıllık yurtiçi 30 TL, Yurtdışı 30 €
Abone olmak için irtibat: 0212 631 24 43, 0530 782 71 99
www.rihledergisi.com.tr


Haber Ara