Seyitömer höyüğü kazılarında 4 bin yıllık kılıç bulundu
Kütahya'da Seyitömer höyüğü kazılarında 4 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen Pers kılıcı ve arkaik heykel bulundu.
Kütahya merkeze bağlı Seyitömer Beldesi yakınlarında bulunan TKİ Seyitömer Linyit işletmesi arazisi içerisinde yer alan ve Dumlu
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-15 11:51:30
Kütahya merkeze bağlı Seyitömer Beldesi yakınlarında bulunan TKİ Seyitömer Linyit işletmesi arazisi içerisinde yer alan ve Dumlupınar Üniversitesi'nin (DPÜ) Seyitömer Höyüğü olarak adlandırdığı alanda yapılan kazı çalışmalarında, Pers kılıcı ve arkaik heykel bulgularına rastlandı. DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, yapılan kazının 6. sezon olduğunu, çalışmalarda geçen bir aylık süreçte, çok değişik yeni buluntularla karşılaştıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Bilgen, hem Ege hem Mezopotomya ve Suriye bölgesiyle önemli ticari ilişkiler olduğunu düşündüklerini, bu sene bulunan eserler arasında Pers medeniyeti döneminden kalma kılıç, arkaik heykel ve mermer idole rastladıklarını belirtti.
Seyitömer Höyüğü kazılarında, çalışmaların 6 Haziran'da başladığını, bu sene 6. sezon olduğunu ifade eden Prof. Bilgen, "Bu sene 6'ncı sezonunu yaşadığımız Seyitömer Höyüğü kazılarında çalışmalar 6 Haziran'da başladı. 60'ı öğrencimiz olan 250 işçiyle çalışıyoruz. Bölümümüze bağlı 10'a yakın öğretim elemanı görev yapıyor. Kazıya başlamamızın ardından geçen bir aylık süreçte çok değişik, yeni buluntularla karşılaştık. Zaten burada üretim yapıldığını, hem Ege hem Mezopotamya ve Suriye bölgesiyle önemli ticari ilişkileri olduğunu biliyorduk. Bu sene bulduklarımız arasında büyük ihtimalle Pers kılıcı, Arkaik heykel, mermer idol var. Bunlar tabi sadece bazıları. Bunlar, ilk etapta bize, geçen sene sarayını bulduğumuz Erken Tunç Çağı'nda hem ana tanrıça inancı hem boğa kültürünün birlikte yaşandığını söylememize fırsat veriyor. Orta Tunç Çağı'ndan kalma üzeri yüksek kabartmalı çok hoş bir topraktan yapılmış kap elimize geçti. Bugüne kadar bu kazılarda bulduğumuz, Kütahya Arkeoloji Müzesi'ne ulaşan tek örnek denilebilir. Üzerinde, bir eliyle gözünü kapatmış giysili kadın figürü var. Bu şekliyle daha önce bulduğumuz eserlerden farklı. Sunu kabı niteliğindeki bu eser de höyüğün Mezopotamya, Suriye, Ege, Orta Anadolu arasındaki ilişkilerini vurgulamak adına önemli bir ipucu olmuştur. Bunların yanı sıra kazıda geçen bir aylık süreçte bol miktarda seramik elimize geçti. Höyükteki odalarda Erken Tunç Çağı'nda kalıpla seramik üretimi yapıldığına dair eserlere çokça rastladık." dedi.
ON BİN ESER ÇIKARILDI
Yapılan çalışmalarla, Kütahya Arkeoloji Müzesi'ne, 10 bine yakın, müze kayıtlarına geçecek ve sergilenecek nitelikte eser teslim ettiklerine dikkat çeken Prof. Bilgen, "Biz her yıl Kütahya Arkeloji Müzesi'ne bine yakın envanterlik, yani müze kayıtlarına geçecek ve sergilenecek nitelikte eser teslim ediyorduk. Geçen yıl açtığımız DPÜ Arkeoloji Müzesi'nde de 150'ye yakın eseri sergiledik. Bunun dışında etütlük olarak da her yıl için depolarımızda 2 bini aşkın eser bulunduruyoruz. Bunları kış aylarında zaman zaman restore ederek, çizimlerini yaptıktan sonra tez ve yayın olarak bilim dünyasına hazırlıyoruz. Şimdiye kadar yaklaşık 6 yılda bulduğumuz eser sayısı 10 bini geçti. Önceki yıl höyükte sondaj yapmıştık. Kültür katmanının şu anda höyüğün merkezinden 6 metre daha devam ettiğini belirledik. Ancak höyüğün eteklerinde daralmalar söz konusu olabilir. Höyüğün çapı üstten daraldı ama alt tarafta yayılma alanları değişebiliyor. Geçen yıl alandaki yayılımı tespit için sondajlar yapmıştık. Bu yıl Roma katmanının höyüğün eteğinde yoğun mimari unsurlarla devam ettiğini saptadık. Bütün bunları göz önünde bulundurursak Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü ile DPÜ Rektörlüğü arasında yapılan protokolün en az 3 yıl daha uzatılması söz konusu olabilir. Bunu, TKİ Genel Müdürlüğüne bağlı Seyitömer Linyit İşletmesi (SLİ) Müessesesi yetkilileriyle görüştük. Sözleşmenin uzatılması konusunda mutabakata vardık. Dolayısıyla önceki yaptığımız protokolü bu yıl ağustos ya da eylül ayında yeniden gözden geçireceğiz. Büyük ihtimalle işçi sayısı 250'den az olmamak kaydıyla en az 3 yıl daha projenin uzatılmasını teklif edeceğiz." şeklinde konuştu.
"SABANCI MÜZESİNE ESERLER GÖNDERDİK"
DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, 6 yıl yapılan çalışmalar neticesinde 10 bini aşkın esere ulaşıldığını, geçen yıl üniversite içerisinde açılan müzeden Sabancı Müzesi'nin Yunanlılarla yaptığı uluslararası sergiye çok sayıda eser gittiğini ifade etti. Prof. Bilgen, şöyle konuştu:
"Biz aslında geçen yıl bu sergiyi geçici olarak 6 aylığına açmıştık. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan geçici olarak aldığımız eserleri sergiliyoruz. Müzeyi açmamız büyük bir olaydı. 6 aylık süre ağustosta doluyor. Yeniden bir talepte bulunup sürecin uzatılmasını isteyeceğiz. Müzeyi tanıtmak için üniversitenin internet sitesinde sayfa oluşturacağız. Ayrıca, broşürler ve müze kataloğu basılıp hem şehirde hem bilim dünyasında birçok yere yansıtacağız. Önümüzdeki kış sezonunda müzenin daha aktif, daha bilinen bir hale gelmesi için çalışacağız. İstanbul'da Sabancı Müzesi'nin Yunanlılarla yaptığı uluslararası sergiye müzemizden eser gönderdik ve onlar kataloglarına bastı. Bilim dünyası müzeyi kısmen biliyor ama vatandaşlarımıza daha iyi tanıtmamız gerektiğini fark ettik. Bunu da en kısa zamanda yapacağız. Özellikle cumartesi günleri burayı merak edenlere tanıtmak istiyoruz. Hem kazı alanımızı hem kazı evimizdeki eserleri görebilirler. Buradan tüm halkımıza çağrıda bulunuyorum."
SON VİDEO HABER
Haber Ara