Hristofyas: Kıbrıs sorununda zaman kaybı Türkiye'nin suçudur
Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs müzakerelerindeki zaman kaybını Türkiye'nin propagandası olarak yorumladı. "Bizim taahhütlerimizi yeniden teyit etmek ve böyle bir çözüm için mücadelemizi vurgulamamız için bir sebebimiz yok." dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-11 10:50:11
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-11 10:50:11
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, 7 Temmuz'da Cenevre'de gerçekleşen üçlü görüşmenin ardından ilk kez dün aleni bir açıklama yaparak temasları değerlendirdi.
Politis gazetesi, "Hristofyas: Konferans Söylediğimiz Gibi" başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı'nın dün yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununda düzenlenecek uluslararası konferans konusuna da değindiğini bildirdi. Gazeteye göre, "yanlış anlamalara mahal yok" diyen Hristofyas, "Değişmez tezimiz, uluslararası konferansın ancak iki taraf anlaşma yörüngesine girdiğinde, belirli bir oluşumla ve hedefle yapılabileceğidir." dedi ve bu tezin özünü, üçlü görüşme sonrasında yaptığı açıklamada BM Genel Sekreteri'nin de dile getirdiğini söyledi.
Hristofyas, "Elbette bizim, taahhütlerimizi yeniden teyit etmek ve böyle bir çözüm için mücadele ettiğimizi vurgulamamamız için hiçbir sebebimiz yok" ifadesini kullandı. Türkiye'yi "zaman kaybındaki sorumluluğunu saklamak için propaganda yapmakla" suçlayan Hristofyas, "Zaman kaybedilmesinden biz değil onlar sorumlu." dedi.
"Kıbrıs Türk tarafı, Sayın Eroğlu'nun ağzıyla Genel Sekreter'in huzurunda, Sayın Talat ve benim 1 Temmuz 2008 ortak açıklamamıza bağlı olduğunu söyleyebilir ama Sayın Eroğlu; 1251 sayılı kararın ikinci bölümünü oluşturan tek ve bir egemenliği, tek uluslararası temsiliyet ve tek vatandaşlığı öngören bu açıklamayı tanımıyor." dedi ve bunun kendisini üzdüğünü söyledi.
BM'nin; iki bölgeli iki toplumlu BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliği olan federasyon, tek egemenliği tek uluslararası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı olan bir devlet çözümünü, çözüm zemini olarak desteklemeye devam ettiğini de söyleyen Dimitris Hristofyas şunları ekledi: "Bu, ben ve Talat aracılığıyla iki toplumun uzlaştığı, BM'nin desteklemeye devam ettiği zemindir. Genel Sekreter, her üç görüşmede de zeminin bu olduğunu net şekilde ortaya koydu. Aksi takdirde müzakere etmemizin bir anlamı yoktur."
Kıbrıs Türk tarafının da, Eroğlu'nun kendisiyle baş başa müzakere etmek için masaya oturması halinde bu çabanın istenilen sonucu verebileceği görüşünü de ortaya koyan Hristofyas, "Çünkü şimdiye kadar bu tür müzakereler yapılmadı. Elbette, sonuç olabilmesi için Sayın Erdoğan'ın, Davutoğlu'nun, Sayın Gül'ün - Türkiye liderliğinin - Kıbrıs sorununun çözülememesi konusunda Kıbrıs Rum tarafına sorumluluk yükleme propagandasına son vermesi gerekir. Propaganda yaparak zaman kaybına yine kendilerinin neden olduğunu saklamaya çalışıyorlar." dedi.
Simerini ise "Nihayet Müzakere Ediniz" başlıklı haberinde, Hristofyas'ın Cenevre sonrasında yaptığı ilk açıklamada, Türkiye'ye ve Kıbrıs Türk tarafına "saldırdığını" ve "şu ana kadar masaya müzakere etmek için oturmamakla" suçladığını yazdı.
Gazeteye göre, Rum tarafının Kıbrıs sorununun bütün ana başlıklarını müzakereye hazır olduğunu söyleyen Hristofyas, müzakere sürecinde bugüne kadar zor ve acılı bir prosedür olduğunu belirterek, "Ancak biz, hedeflerimize varabilmek için, bugün yürütülmekte olan uzlaşılmış prosedürün sağladığı bütün imkânları tüketeceğiz" dedi.
STEFANU "BAN'IN AÇIKLAMASINDA NE TAKVİM NE DE HAKEMLİK VAR"
Rum Sözcü Stefanos Stefanu ise, Genel Sekreter Ban Ki Moon'un 7 Temmuz günü Cenevre üçlü görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada ne takvim ne de hakemlik olduğunu söyledi.
Baf'ta katıldığı bir anma töreninin ardından, Cenevre üçlü görüşmesinden sonra Rum yönetiminin beklentilerinin ne olduğu sorulan Stefanu, "Cenevre görüşmesine bir hedefle gittik" dedi, Stefanu, "Kıbrıs sorununun bütün ana başlıklarının, görüş birliklerine varılmasına imkân sağlayacak şekilde müzakere edilmesi... Bütün başlıkların müzakeresi, bizim sürekli olarak ortaya koyduğumuz bir tezdi ve Kıbrıs Türk tarafının bu konulardaki görüşünü söylemesi gerekir. Müzakere masası iki tarafın Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tavrının, davranışının, yaklaşımlarının ve tezlerinin aynasıdır." ifadelerine yer verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara