Haberal'ın tahliye talebinin reddedilmesine itiraz edildi
Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) milletvekili seçilen Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın avukatları, tahliye talebinin reddilmesi kararına itiraz etti. Kararı veren mahkemenin kararını gözden geçirmesini isteyen avukatlar, aksi bir kanaate varılmas
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-24 15:08:02
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 15 sayfalık dilekçe sunan Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı, dilekçede verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun ve kamu vicdanını rencide eden bir karar olduğunu savundu. Haberal'ın toplumdaki saygın konumu ve uzun zamandan beri devlet koruması altında olduğu göz önüne alınarak kaçma şüphesinin olmadığına vurgu yapılan dilekçede, "Davanın geldiği bu aşamada, Mehmet Haberal açısından tutuklamayı gerektirebilecek kuvvetli suç şüphesinin olmadığı gibi, halen kaçma, delilleri karartma, gizleme, değiştirme ya da yok etme şüphesi de kesinlikle söz konusu değildir." denildi.
Haberal'ın '26 aydan bu yana hukuksal hiçbir gerekçe gösterilmeden hürriyetinden kasten mahrum edildiği' gerçeğinin, müvekkillerinin tutukluluk halinin devamına ya da tahliye talebinin reddine karar veren 9 hakimin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından tazminata mahkum edilmesiyle kanıtlandığını iddia eden avukatlar, Haberal'ın milletvekili seçildiğinin kesinleştiğini belirtti. Sebahat Tuncel'e verilen tahliye kararının hatırlatıldığı dilekçede, "CHP 24. dönem Zonguldak milletvekili olan müvekkilimiz Mehmet Haberal, mensubu olduğu parti ile aynı görüşü paylaşan ve yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğine gönülden inanan kişidir. Nitekim, müvekkilimiz bu çerçevede, adaylık başvurusu sırasında yasama dokunulmazlığının kalkması ile ilgili Anayasa'da değişiklik yapılması önerisine destek verilmesine yönelik taahhütname imzalamıştır." ifadeleri kullanıldı. Dilekçede mahkeme üyeleri Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun, Haberal'ın milletin iradesi ile milletvekili seçildiği gerçeğini kasten göz ardı ederek dokunulmazlık kapsamında değerlendirme yapmasının, tahliye talebini farklı bir mecraya sokma gayretinin sonucu olduğu ileri sürüldü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine verdiği kararlardan örnekler verilen dilekçede, üye hakimlerin kararlarında ihsas-ı rey niteliğinde ifadeler kullandıkları öne sürüldü. Haberal'ın adli kontrol uygulanarak da serbest bırakabileceğinin altının çizildiği dilekçede, şu ifadeler yer aldı: "Mahkemenin üyeleri, niçin Mehmet Haberal ile benzer ya da aynı suçlarla yargılanan diğer sanıkların hiç tutuklanmamış ya da sonradan tahliye edilmiş olmalarına rağmen müvekkilimizin 26 aydır hukuksal hiçbir gerekçe gösterilmeksizin hürriyetinden kasten mahrum edilmesini, mahkemelerin güvenilirliğini ve adalete olan inancı yerinden sarsan bir sonuç doğurduğu ve kamu vicdanını yaraladığı gerçeğini göz ardı etmişlerdir?" Öte yandan dilekçede, daha önce verilen kararın gözden geçirilerek Haberal'ın "Dosyada mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen uzun süre ve halen kaçma ya da delilleri karartma şüphesi altında olmadığı" gerekçesiyle emsal yargı kararları da dikkate alınarak bihakkın tahliyesine karar verilmesi istendi. Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise 'duruşma istemli' itirazın karara bağlanması için dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi de talep edildi.
Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplayan avukat Helvacı, itiraz dilekçesiyle oy çokluğu ile çıkan kararda mahkemenin dayandığı sözde gerekçeleri somut gerekçelerle çürüttüklerini savundu. Müvekkili Haberal'ın hiçbir şekilde yasama dokunulmazlığı zırhına bürünmek için milletvekili olmadığını kaydeden Helvacı, "Biz tahliye dilekçelerimizin hiçbirinde bu zırha sığınarak tahliye istemedik." dedi. Müvekkilinin aslında yasama dokunulmazlığı kazandığını ifade eden Helvacı, "Çünkü Anayasa 14. madde kapsamındaki suçlardan değildir. Bu madde kapsamındaki suçlar sadece anayasal düzeni ihlal, devletin bölünmez bütünlüğünü ihlal ve casusluk zırhlarıdır. Müvekkilim de bu maddelerden yargılanmadığı için aslında dokunulmazlık kapsamında olmasına rağmen bundan istifade etmek için biz bir talepte bulunmadık." diye konuştu. Mahkemenin 'bir kişi milletvekili seçilip tahliye edilirse bu kanunlar önünde eşitlik ilkesine, hak ve nesafet ilkesine aykırıdır' gerekçesini hatırlatan Helvacı, "Ama aynı mahkemenin üyeleri maalesef müvekkilimizle aynı ya da benzer sevk maddeleri ile yargılanan sanıkları nasıl hiç tutuklanmamıştır? Ya da nasıl tahliye edilmiştir? Bu acaba hak ve nesafet kurallarına, eşitlik ilkelerine uygun mudur? Bu konuda yorumda bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı. Kararda ihsası rey niteliğinde bir ifade bulunduğunu iddia eden Helvacı, "Daha deliller toplanmadı, tanıklar dinlenecek, yargılama ileri aşamalara geçecek. Yani diyor ki, 'ben seni tahliye etmeyeceğim, kararı bugünden verdim. Milletvekili seçilmen bu durumu değiştirmiyor.' Bu hakimin reddini gerektiren bir durum teşkil etmektedir." diye konuştu.
Avukat Helvacı, mahkeme kararından vazgeçmemesi durumunda dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi durumunda reddi heyet talebinde bulunacaklarını söyledi. Helvacı, buna gerekçe olarak 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki hakimlerin, müvekkilinin tutukluluk halinin devamına ya da tahliye talebinin reddine karar vermesi nedeniyle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından tazminata mahkum edilen 9 hakim arasında bulunmasını gösterdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara