Wilders davasında beraat kararı

Hollanda Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Müslümanlara hakaret ile ayrımcılık içeren ifadeler kullandığı ve nefret yayma suçlaması ile yargılandığı davada nihai karar açıklandı. Wilders için hakkındaki tüm suçlamalardan beraat kararı verildi.

PVV liderine söylemleri nedeniyle ilk şikayet 2007 yılında yapıldı. 2008 yılında Fitne filmi sebebiyle yapılan suç duyurusuna savcılık takipsizlik kararı vermesinin ardından takipsizlik kararını temyiz edildi. 2009'un Ocak ayında Temyiz mahkemesinin takipsizlik kararını bozarak Wilders hakkında cezai kovuşturma başlatılması kararını verdi. 2010 yılında Wilders'in bu karara yapılan itirazı reddedildi ve dava süreci resmen başlamış oldu.

Wilders, İslam'la alakalı söylemlerini destekleme amacıyla film yapımcısı ve köşe yazarı Theo van Gogh'un katilinin yanı sıra kamuoyunda özellikle İslam karşıtlığı ile bilinenlerden oluşan kabarık bir liste verip bunların şahit olarak dinlenmesini istese de mahkeme bu talebi geri çevirdi.

İddia makamı Wilders'in söylemleri ile Müslümanlara karşı ayrımcılığa teşvik ettiği, fakat siyasetçi kimliği nedeniyle bunun bir suç teşkil etmediğini ve dolayısıyla beraat etmsi gerektiğini belirtti. Wilders'in avukatı ise Wilders'in Kuran ve İslam'la alakalı söylemlerinin Merkezi İstatistik Kurumu (CBS) ve uzmanların görüşlerini içeren gerçekler olduğunu savundu. Bütün duruşmalarda susma hakkını kullanan Wilders'in avukatı ilk fırsatta hakimlerin tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu. Birinci teşebbüsünde başarısız olsa da ikinci reddi hakim talebi kabul edildi ve dava 2011 Şubat'a kadar ertelendi.

"MÜSLÜMANLARIN DEĞİL, İSLAM'IN ALEYHİNE"
Şahit dinlenme esnasında hakim heyetinin tekrar reddini isteyen Wilders'in avukatı bu kez istediğini alamadı ve duruşmanın sonunda son söz hakkını kullanan Wilders kendisini Pim Fortuyn ve Theo van Gogh ile kıyaslayarak ülkeyi İslam'a karşı korumak istediğini anlattı.
Bu sabah nihai kararını açıklayan hakim heyeti başkanı Marcel van Oosten PVV liderinin söylemlerinin 'Müslümanların değil İslam'ın aleyhine' olduğunu belirterek beraat kararı verdi.

Wilders'in avukatının yanı sıra iddia makamının da beraatini istemesi davaya müdahil olan şikayet sahiplerince hayretle karşılanırken sonuçla alakalı da ciddi ip uçları vermişti. Hakimin normal şartlarda iddia makamının talebini kabul etmeyip kendi takdir yetkisini kullanma hakkı var, fakat buna rağmen hakim heyeti Wilders'in beraatine karar verdi.

Karar sonrası açıklama yapan Wilders, davayı sadece kendisi değil ifade özgürlüğünün kazandığını ifade ederek İslam'a eleştiri yapılabildiğini ve kendisini susturmadıklarını belirtti.

Hollanda'nın tanınmış ceza avukatlarından ve Wilders'a karşı ilk suç duyurusunda bulunanlardan olan Gerard Spong Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmayı düşündüğünü belirtti. Spong yaptığı açıklamada, "Hayal kırıklığına uğradım, çünkü kanaatimce Wilders çizmeyi aştı. Karar sonrasında amacının hakaret etmek olduğunu söyledi. Bu aslında bir nevi bir itiraftır. Wilders bu cümleyi mahkeme esnasında kullansaydı kesinlikle hüküm giyerdi. İslam ve Müslümanlar arasında yapılan bu suni ayırımın tek sonucu var; o da Müslümanlara karşı nefreti tetiklemek." değerlendirmesinde bulundu.

"SÖZLERİ AŞAĞILAYICI AMA BERAAT ETSİN"
Mahkeme Wilders'in "Müslüman tsunamisi" sözünü "kaba ve aşağılayıcı" olduğunu ve bu ifadelerin müsaade edilenin sınırlarında ve insanları galeyana getiri nitelikte olduğunu belirtmesine rağmen bu hususta da beraat etmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca Fitne filminin nefret duygusunu körükleyebileceği, fakat Wilders nefrete teşvik etmediği görüşüne yer verdi.

Mahkemenin beraat kararı Wilders davasının sona erdiği anlamına geliyor. Zira, Wilders'ın beraatini isteyen savcılığın da sanığın da beraati temyize götürmesi beklenmiyor.