Bakan Ergün'den Kılıçdaroğlu'na : Kendisi hangi sendrom içinde acaba?
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'nin aldığı yüzde 50 oy oranını 'Stokholm sendromuna' benzetmesine tepki gösterdi. Bakan Ergün, "AK Parti'ye verilen oy oranlarının bir sendrom olduğunu zannetmiyo
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-20 11:17:26
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde milletvekili kaydını yaptıran Ergün, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Meclis'te isteyen vekillerin dinleme cihazı araması yaptırabileceğinin hatırlatılması üzerine "Siz böyle bir talepte bulunacak mısınız?" yönündeki sorusuna Ergün, "O isteyen için her zaman yaptırılabilir ama ben öyle bir ihtiyaç hissetmedim şimdiye kadar. Aslında ihtiyaç olsa da olmasa da belli aralıklarda yapılmasında fayda var. Bugün dünyada gerçekten bir takım illegal yapılanmaların bazı faaliyetler içerisinde bulunması mümkün. Parlamento halka açık bir yer. Herkesin rahatça milletvekillerinin odasına gelebildiği yer. Her ne kadar bazı aramalardan geçiyorsa da bu tür aramalardan geçmiyor insanlar. Talebe bağlı olmadan Meclis Başkanlığı ve güvenlik kuvvetlerinin ve bu konuda çalışma yapan arkadaşların periyodik bir arama yapmaları normal. İsteğe bağlı olmadan da yapılabilir." diye konuştu.
Ergün, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'nin aldığı yüzde 50'lik oranını "Stokholm sendromu" olarak nitelendirmesini eleştirdi.
"AK Parti'ye verilen oy oranlarının bir sendrom olduğunu zannetmiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun hangi sendrom içinde olduğunu kendisinin hesaplaması lazım." diyen Ergün, "Bunlar seçim yorgunluğu ile söylenmiş sözler. Bence bir an evvele herkesin seçim yorgunluğunu atması ve daha sağlıklı bir düşünce yapısına kavuşması lazım. Bu yorgunlukla seçimler belli ki sağlıklı bir şekilde değerlendirilemiyor. Seçimlerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Halkın yüzde 50'si bu. Halkın yüzde 50'sine karşı, seçim zamanında da çok saygısızca ifadeler kullanıldı, konuşuldu. Bunlar demokraside halk iradesine, millet iradesine saygının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Demokrasinin cümle kapısıdır halkın iradesine saygılı olmak. Millet iradesine saygı olmadan demokrasi olmaz. Ne münasebet bir banka soygunu ile Türkiye'de bir seçimi mukayese etmek. Bunun milli iradeye saygı ile alakası var mı? Seçim bitti halk iradesi tezahür etti ona göre konuşmak lazım ona göre davranmak lazım." değerlendirmesini yaptı.
Ergün, "Devlete karşı işlenen suçlara af getirebilir." şeklindeki sözlerine de açıklık getirdi. "Bunlar tartışılabilir şeyler. Bizim tartışmayacağız şey bireye ve topluma karşı işlenmiş suçlardır." diyen Ergün, bunun parlamento nezdinde affedilmesi toplumda ciddi sıkıntıya yol açacağını kaydetti.
Bugün hala kamuoyunda 'Rahşan Affı' olarak bilinen affın sonuçlarının tartışıldığını hatırlatan Ergün, ancak devlete karşı işlenmiş suçların parlamentoda tartışılabileceğini kaydetti.
"Ama bireye ve topluma karşı işlenmiş suçların siyasetin konusu olmasını doğru bulmuyorum." diye konuşan Bakan Ergün, bu konuda herhangi bir hazırlığın olmadığını söyledi. Açıkladığı düşüncenin sınırını da çizen Ergün, "Bir insan düşünce suçu işlemiştir, protesto yapmıştır. Bundan insanlar zarar görmediyse bir takım fiillerden insanlar doğrudan doğruya etkilenmemişse. Devlete, sisteme yönelik eylemler ortaya konulmuşsa, bu eylemlerin ortaya çıkan suçların affı ile tartışma yapılabilir. Ama bunlardan insanlar da zarar görmüşse, doğrudan doğruya kişilerin malına canına zarar verecek sonuçlar doğurursa o suçların affı bizim açımızdan söz konusu olmaz." açıklamasında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara