Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Numan Kurtulmuş: Düşmanlık diliyle siyaset yapılmamalı

Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de düşmanlık diliyle siyaset yapıldığını belirterek, "Siyasi partiler olarak biz birbirimizin düşmanı değiliz, rakipleriz. Düşmanlık diliyle siyaset yaptığınız zaman orada zaten kullandığınız dil zehir

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-02 08:13:17

Numan Kurtulmuş: Düşmanlık diliyle siyaset yapılmamalı
Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de düşmanlık diliyle siyaset yapıldığını belirterek, "Siyasi partiler olarak biz birbirimizin düşmanı değiliz, rakipleriz. Düşmanlık diliyle siyaset yaptığınız zaman orada zaten kullandığınız dil zehirli bir savaş dili olacaktır. Bütün siyasi partiler bu kirli dili kullanmayı tercih ediyorlar. Karşı tarafa hakaret etmeyi karşı tarafı yok saymayı düşman görmeyi yaptıkları işlerin bir parçası olarak kabul ediyorlar bunu kabul etmek mümkün değildir." dedi.
Adana Sürmeli Oteli'nde gazetecilere açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, "Düşmanlık dili değişmediği sürece Türkiye'nin hiçbir sorunu çözülemeyecektir. Halbuki biz rakibiz siyasette rekabet ise nezih bir yarış dilidir. Herkes projelerini anlatır halkın önünde tartışır sorunları nasıl çözüleceğini ortaya koyarsınız. Bu dil ülkenin problemlerini çözer. Sadece bugün de değil anayasa sürecinde de aynı üslup hakimdi. Mecliste görünen tekmeler silleler hakaretler. Politikacılık bu değil tabiî ki. Siz baştakiler anlaşamazsanız toplum nasıl birlik beraberlik olur. İmam nezle olursa cemaat verem olur." diye konuştu.
Oy pusulalarının fazla basıldığı iddialarını anlayamadıklarını kaydeden Kurtulmuş, "Gerçekten geçen seçimde de fazla kullanılan oylar gündeme gelmişti. Seçim güvenliğinin en önemli sorunlarından biri mükerrer oy kullanılması veya seçmen sayısından fazla kullanılan oy olması. Türkiye'nin bu konuda uyanık olması gerekiyor. Seçimde hem eşitliğin sağlanması hem de güvenliğin sağlanması lazım. Güvenlik sadece sandıkların emniyete alınması yönündeki güvenlik değildir." şeklinde konuştu.

ÜSKÜDAR'DA SABAH OLDU
Kenan Evren'in ifadeye çağrılmasını yönündeki bir soruyu (Üsküdar'da sabah oldu) diye cevaplayan Kurtulmuş, "12 Eylülle hesaplaşmak sadece 90 yaşındaki Kenan paşayı mahkemeye çıkarmak değildir. Hala 12 Eylül anayasası duruyor. Siyasi partiler yasası duruyor 12 eylülün yüzde 10 barajı duruyor. Meclis iç tüzüğü duruyor. Sendikalar toplu sözleşme yasası duruyor. Bütün bunlar varken siz 90 yaşındaki bir paşayı mahkeme önüne çıkarsanız 12 Eylül rejimini mi değiştireceksiniz. Bunu derken ben 12 eylülcülerden, 27 mayısçılardan 29 şubatçılardan 27 nisancılardan da hesap sorulması gerektiği kanaatindeyim. 12 Eylülle hesaplaşıyoruz derken neden 28 şubatı ağızlarına almıyorlar. 27 nisan muhtırasını yazanlar hakkında en küçük bir işlem başlatmadılar. Neden 6 nisan 2011 günü devam eden bir dava ile ilgili genel kurmay sitesinde yapılan bir açıklama (bize göre yargıya doğrudan bir müdahaledir) ile ilgili neden ağızlarını açmıyorlar. Demokrasi kedine demokrat olmak değildir. Maalesef ülkedeki millet eğemenliğinin en önemli engel, bu ihtilallerdir. Bu ihtilalleri bir siyasi polemik vesilesi yapmayın." dedi.

AÇIKLAMALARI SAMİMİ BULMUYORUM
12 Eylül ile ilgili yapılan açıklamaları samimi bulmadığını anlatan Numan Kurtulmuş, "Bu memlekette hiç kimsenin ihtilal yapmayı aklının ucundan daha geçirmeyeceği, hiç kimsenin de ihtilacilere yardım etmeyi düşünemeyeceği kadar demokratik bir sistemi kuracaksınız. Seçime 3 gün kala 12 Eylülle hesaplaşıyoruz demelerini samimi bulmuyorum." dedi.
Kurtulmuş, "Bunu yapmak istiyorlarsa, daha önce bir kaç teklifi anayasa değişikliği paketi sırasında sunduk. Bunlardan biri genel kurmay başkanının milli savunma bakanına bağlanmasıdır. Kılıçdaroğlu yeni söylemiş ona da Üsküdar'da sabah oldu diyorum. Bu teklif CHP'nin şimdi mi aklına geliyor. AK Parti o zaman bu teklifi gerçekleştirecek cesareti bulamadı. Bu birincisiydi. İkincisi Türkiye'de asker ve sivil çift başlılığın ortadan kaldırılması. Bu kaldırılmadan ihtilallerin zemini de ortadan kalkmayacaktır. Üçücüsü milli güvenlik kurulu ve yüksek askeri şura ya anayasa kurumlar olmaktan çıkartılması yada anayasa kurum olarak kalacaksa istişari mahiyetteki görevlerinin tek tek tadat edilmesi gerekir. TSK'nın da iç hizmet yasasınında yeniden yapılması gerekir. Bunları Adana'daki işsiz vatandaşım yapmayacak. Bunları savcılar hakimler de yamayacak. Bunu parlamento yapacaktır. Maalesef parlamento bu konuda hiçbir adım atmamıştır." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara