Çelik: AK Parti'yle başa çıkamayacağını anlayanlar farklı manevralara girdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, BDP'li Gülten Kışanak'ın Elazığ'da MHP'nin desteklenmesiyle ilgili ortaya çıkan ses kaydını değerlendirdi. Çelik, "Normal seçim yoluyla AK Parti ile başa çıkamayacağını anlayan siyasi partiler maalesef
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-02 12:55:40
Çelik, Uluslararası 6. Komşu Ülkeler Fuarı'nın açılışının ardından, gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevapladı. Gülten Kışanak'ın BDP'li eski il başkanı ile Elazığ'da MHP'nin desteklenmesini öngören konuşmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, BDP'nin Doğu ve Güneydoğu'daki yegane rakibinin AK Parti olduğunu bildiğini söyledi. 2007 seçimlerinde de CHP ve MHP arasında böyle bir paslaşma olduğunu hatırlatan Çelik, "CHP'liler 'bize oy vermiyorsanız MHP'ye verin', MHP'liler 'bize oy vermiyorsanız CHP'ye verin' dediler. Bu seçimde AK Parti karşısında bir bloklaşma olduğunu görüyoruz. CHP ile BDP arasında özellikle Hakkâri'de, Diyarbakır da, miting meydanlarında olan flörtü hepimiz biliyoruz. Şimdi son olarak da sayın Gülten Kışanak'la yapılan telefon görüşmesinin ortaya çıkardığı bir gerçek var. 'AK Parti'nin Elazığ'dan 5-0 çıkarmaması için oylarımızı MHP'ye verelim' diyorlar. Başkale ve Cizre MHP Teşkilatının da BDP'ye geçmiş olması da manidardır. Bunu kamuoyu seyrediyor ve ona göre de değerlendirecek. 2007 seçimleri öncesinde bildiğiniz gibi cumhuriyet mitingleri yaparak AK Parti'ye karşı blok oluşturmaya çalıştılar. Ama artık halk bu cepheleşmekten bıktı. Halkımız cepheleşmek istemiyor. Kendi iktidarının, halkın iktidarının devam etmesini istiyor. Ama özellikle normal seçim yoluyla AK Parti ile başa çıkamayacağını, serbest rekabetle, demokratik rekabetle, AK Parti ile başa çıkamayacağını anlayan siyasi partiler maalesef farklı manevralara girdiler." diye konuştu.
ŞİDDET İLE PROPAGANDA YAPIYORLAR
Son zamanlarda ortaya şiddetin de sürüldüğüne dikkat çeken Çelik, belli gruplar ve aşırı uçların, özellikle polisin sabrını sınadığını vurguladı. Güvenlik güçlerinin kamu güvenliğini sağlama adına, bir şekilde tedbirler aldığını dile getiren Çelik, "Burada 'Bakın polis devleti, bakın polis hükümeti' şeklinde bir propagandaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Halkımız bunun farkındadır. Olup biten her şeyin farkındadır. İnanıyorum ki 12 Haziran'da milletimiz bu oyunu bozacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar halk kendisi için doğru olanın ne olduğunu biliyor. Buna göre de kararını vermiş durumda. Ama BDP'lilerin 'MHP'ye oyumuzu verelim' söylemi, daha öncesine Dİyarbakır'da şiddete dayalı bir propaganda senaryosunun ortaya çıkarılmış olması, deşifre edilmiş olması, üzerinde düşünülmesi gereken konulardır. 12 Haziran'a giderken herkese sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Bu bir demokrasi şöleni olsun. Bir demokrasi bayramı olsun. Herkes halka tezlerini anlatsın, projelerini anlatsın. Başından itibaren dediğimiz gibi, barış içinde bir yarış olsun. Ama demokrasi dışı, hukuk dışı yollara kimse tevessül etmesin. Kimse bu yollarla iktidar olacağını zannetmesin. Toplum mühendisliği her zaman iflas etmiştir. Bu seçimlerde de inşallah iflas edecektir. Hepimiz birlikte bu sonuçları göreceğiz." ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU, ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hopa'daki saldırılarla ilgili 'Rüzgâr eken fırtına biçer' sözüyle ilgili de konuşan Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu bu sözüyle şiddeti meşrulaştırmaya çalışmaktadır. İnsanların gerekçesi ne olursa olsun terör, şiddet, kaba kuvvet meşru görülemez, gösterilemez. Kan davasına bulaşan insanların da kendine göre gerekçeleri var. 'Senin köpeğin benim köpeğimi ısırdı, senin koyunun benim tarlama girdi sen bana yan baktın senin oğlun benim oğlumla kavga etti.' Kan davası yapanlar da böyle yapıyorlar. Şimdi düşünün Hopa'da Başbakan miting yapıyor birileri gidecek orada ortalığı allak bullak edecek. Polis buna müdahale edecek. Birisi taş atarken heyecana kapılacak veya ortamdan etkilenecek ve bundan dolayı hayatını kaybedecek. O vatandaşımızın, emekli öğretmenimizin hayatını kaybetmesinden hepimiz üzüntü duyarız. Ama orada taammüden insan öldürmeye teşebbüs yok. Ama birileri sayın Başbakan'ın otobüsün üzerindeki bir polis memuruna taş atarak onun oradan düşmesini ağır yaralanmasını ölümle burun buruna gelmesini sağlıyor. Kastamonu'daki saldırıyı biliyorsunuz, bizim seçim bürolarımıza yapılan saldırıları biliyorsunuz. Şimdi bunu yapan insanların da kendine göre gerekçesi, bir mazereti vardır. Sayın Kılıçdaroğlu, bu söylemiyle şiddete prim vermektedir. Kaba kuvvete prim vermektedir. Terörü meşrulaştırmaktadır. Hiç kimse terörü meşrulaştırmasın. Çalma elin kapısını yüzük taşı ile çalarlar kapını balta başı ile. Bugün Ak Parti'ye yapılan saldırıyı meşru görürseniz yarın size saldırırlar. Size yapılan saldırıları biz şiddetle kınarız. Çünkü biz bu ülkede hiç kimsenin bir şekilde diğerine saldırmasını istemiyoruz."
"HER PARTİ TÜRKİYE'NİN HER VİLAYETİNE GİTSİN"
Türkiye'de her partinin her vilayete gitmesi gerektiğini söyleyen Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu Hakkari'ye gitsin, sayın Bahçeli Diyarbakır'a gitsin. BDP'liler de ben temenni ederim ki Yozgat'a gitsinler, Kayseri'ye gitsinler seçim çalışması yapsınlar. Türkiye böyle olmadığı sürece normalleşemez. Bölge partisi olmayı, bırakın hizip partisi olmayı, gittiğiniz illere göre oradaki insanların nabzına göre şerbet vermeyi bırakın. Türkiye'nin milli bütünlüğü söz konusuysa Yozgat'ta, Kayseri'de ne söylüyorsanız, Diyarbakır'da da, Batman'da da onu söyleyin. Sayın Başbakan bunu yapıyor. AK Parti bunu yapıyor. Mesele bu." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara