"Sandık olmasaydı halk Ortadoğu'daki gibi sokağa dökülecekti"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türkiye'nin seçimlerden sonra kazandığı ivmelerin bir takım darbelerle tersine çevrilmeye çalışıldığını belirterek, "Ama bizim milletimiz her zaman kararlılıkla sandığa giderek bu provokasyonları aşmıştır.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-13 11:01:24
Adana Yapı Müteahhitleri Derneği'nin Riva Otel'de düzenlediği toplantıya katılan Çelik, Türkiye'nin önüne çıkarılan engelleri halkın sandıkla aştığını ifade etti.
Çelik, "Sandığa giderken Türkiye yeni bir ivme kazanıyor bu ivme içerde ve dışarda bazılarını rahatsız ediyor. İçeride kaostan beslenenler var. Dışarıda ise Türkiye'nin hem bölgesinde hem de küresel ölçekte oynadığı rolden rahatsız olanlar var. Bunlar el birliğiyle sandığa gölge düşürmeye çalışıyor. İnsanların siyasi tercihlerini manipüle etmeye, yönlendirmeye çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
GÜÇLÜ SİYASET GÜÇLÜ EKONOMİ DEMEKTİR
Her seferinde milletin sandık yoluyla milli iradeyi yenilediğinde ve milletin kendi iradesinin nasıl yönetileceğine karar verdiğinde Türkiye'nin ivme kazandığını ifade eden Çelik, "2001 yılında yüzde 65 olan enflasyon bu gün tek rakamlara inmiştir. Üstelik bunu küçük tek rakamlarda tutma konusunda da irade sahiptir. Yüzde 7 binlere fırlamış olan faizler yüzde 6 civarına düştü." diye konuştu.
Türkiye'nin dünyada denenmiş evrensel standartlarda ölçülmüş bir siyaset ve ekonomi politikası izlediğini aktaran Çelik şöyle devam etti. "Türkiye gibi coğrafyada güçlü bir siyasi otoriteye güçlü bir siyasi perspektife sahip olmazsanız, güçlü bir ekonomi ve özel sektöre de sahip olamazsınız. Türkiye'nin demokrasisini yükselttikçe dünyadaki ekonomik kredibilitesi de artıyor. Bu sayede dış politikadaki gücü artıyor. Bu kuvvette tür özel sektörünün dünyanın her tarafında güçlü olmasını sağlıyor."
ÖZEL SEKTÖRÜN GÖLGE ETMESİN DEDİĞİ DEVLET ARTIK LOKOMOTİF GÖREVİ YAPIYOR
2001 yılında özel sektörün, 'Devlet gölge etmesin başka ihsan istemez' dediğini hatırlatan Çelik şunları söyledi: "Şimdi devlet özel sektörün önünü açan bir lokomotif görevi görüyor. Tek başına büyüme rakamı bir şey ifade etmez, önemli olan o büyümeye özel sektörün katkısı nedir. Ona bakılır. Artık devlet istihdam kapısı olmaktan çıkmıştır. Devlet eliyle büyüme sağlıklı bir büyüme göstergesi olmaktan çıkmıştır, istihdam kapısı özel sektör olmuştur. Bir yerde büyümenin nedeni özel sektörse bu sağlıklı bir gelişmedir. Türkiye'nin müthiş üstünlükleri var. Demokrasi bakımından Avrupa ülkelerine benzetiliyor. Onlara karşı da üstünlüğümüz var. AB ülkeleri küresel krizle uğraşırken Türkiye yüzde 8.9 büyüdü. 2001'de yüzde 9.8 küçülmüştü. Bu büyüme rakamı ile AB ülkeleri arasında birinci sıradayız. Türkiye bu arada petrol bulmadı. Bu kadar büyümeyi sağlayan ülkelerin çoğunun Afrika veya başka yerlerde sömürgeleri var. Türkiye Allaha şükür bu milletin alnına kara leke sürecek bir sömürge geçmişine sahip değildir. Bugün dünyanın her hangi bir yerinde sömürgesi de yoktur. Türkiye'nin büyümesinin sırrı eldeki kaynakların iyi ve doğru organize edilmesidir." açıklamasında bulundu.
DEMOKRASİ GELDİ DEMEYE DİLLERİ VARMIYOR
Birilerinin çıkarlarını, zeminlerini kaybettiği için Türkiye'de sivil diktatörlük var dediğini aktaran Çelik, "Çünkü onlar geçmişte istiyorlardı ki her hükümet gitsin halktan oy alsın ama sonrasında bir takım sermaye gruplarının bir takım oligarşik yapıların ya da bir takım çetelerin ergenekonların sözünü dinlesin. Bunun dışında tamamen kendi halkına güvenen ve halkıyla birlikte ülkeyi yöneten hükümet olduğu zaman buna sivil diktatörlük diyorlar. Aslında kast ettikleri şey kendilerinin resmi diktatörlüğünün sona ermesi. Türkiye'ye demokrasi geldi demeye dilleri varmıyor bunun yerine sivil diktatörlük diyorlar." diye konuştu.
Üzerinde güneş batmayan ülke olarak bilinen İngiltere'nin krizde elçiliklerini azalttığına işaret Çelik sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye özellikle Afrika ve Latin Amerika'da elçiliklerini artırmaya gitmiştir. Buralar müteahhitlik sektörü için yeni kazanımlardır. Devlet artık zihniyet olarak yeniden yapılandırılmaktadır. Büyükelçiler ve valiler devletin steril yapısının temsilcisi değil, halkın temsilcileridir. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları olarak da hizmet yapacaklar."
SON VİDEO HABER
Haber Ara