Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Orta Asya'daki su sorununa üçüncü ülkeler müdahil olmamalı'

İstanbul Beşinci Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof Dr. Oktay Tabasaran, Orta Asya'daki mevcut su sorununa üçüncü ülkelerin müdahil olmaması gerektiğini söyledi. Tabasaran, 'Orta Asya'da, su sıkıntısı değil, suyun doğru idare edilmemesi sıkıntısı v

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-13 06:31:06

'Orta Asya'daki su sorununa üçüncü ülkeler müdahil olmamalı'
İstanbul Beşinci Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof Dr. Oktay Tabasaran, Orta Asya'daki mevcut su sorununa üçüncü ülkelerin müdahil olmaması gerektiğini söyledi. Tabasaran, 'Orta Asya'da, su sıkıntısı değil, suyun doğru idare edilmemesi sıkıntısı var' dedi.
2012'de Fransa'da yapılacak Dünya Altıncı Su Forumu'na hazırlık amacıyla Taşkent'te düzenlenen 'Su Güvenliği Alanında İşbirliği Çalışmaları' konulu uluslararası konferansa katılan Prof Dr. Tabasaran, Orta Asya'daki su sorununu Cihan Haber Ajansı'na (Cihan)değerlendirdi.
Orta Asya'da da Türkiye'nin komşu ülkelerle olduğu gibi sınır aşan sular konusunda sorunlar olduğunu dikkat çeken Tabasaran, bu sorunun öncelikle bölgedeki ülkelerinin üçüncü ülkeleri karıştırmadan kendi aralarında hal etmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

SORUN KONUŞULARAK ÇÖZÜLMELİ
Tabasaran:"Bu meselelerin masaya yatırılıp karşılıklı görüşülmesi esas. Bizim üzerinde durduğumuz husus, sınır aşan suların kıyıdaş ülkelerle konuşulması. Başka üçüncü ülkelerin araya girmeden kendi problemlerini, kendi aralarında koordinasyonlu çözmeleri. Orta Asya'da da benzeri meseleler var. Burası için de aynı durumu tavsiye ediyoruz. Bu problemler karşılıklı konuşularak çözülebilir. Üçüncü ülkelere ihtiyaç olmadan da çözülebilir. Fakat iyi niyetin olması, suyun hakça kullanılması prensiplerinin kabul edilmesi ve karşılıklı oturulup işbirliği içinde çözmeye çalışmak çok önemli bir şey." diye konuştu.
Su sorunlarının müzakere edilmesi sürecinde veri paylaşımının önemine de işaret eden Tabasran,"Bunun kadar önemli bir diğer şey de ülkeler arasında verinin paylaşımı. Bu, su konusunda yapılacak müzakerelerin ilk basamaklarındandır. Örneğin bir ülkenin ne kadar sulanabilir alanı var?. Her ülke bu bilgileri sınırdaş ülkesiyle paylaşması lazım. Ve doğru verilerin bilinmesi lazım. Bunun paylaşılması komşu ülkelerin birbirine olan güveninden geçiyor. Bunun için de tavsiyemiz masaya oturulması, karşılıklı konuşulması ve bu konuşulanlardan önce bir güven teşkil edilmesi. Sonra bilginin doğru bir şekilde ele alınması. Doğru veri değişimini sağlanılması. Ve kıyıdaş ülkelerin problemlerini kendi aralarında çözmeleri." ifadelerini kullandı.

ALTERNATİF ENERJİ YOKLUĞU SORUNU KÖRÜKLÜYOR
Tabasaran, Orta Asya'daki su problemlerinin önemli bir kısmını da alternatif enerji kaynaklarının olmayışına bağladı. Konunun hassasiyetine dikkat çeken Tabasaran, " Bölgedeki bazı ülkelerin enerjisi tamamen elektrik enerjisine dayanıyor. Yani evlerinizi elektrik enerjisiyle ısıtıyorsanız, başka enerji kaynaklarını kullanmıyorsanız, kışın suyu bırakıp elektrik enerjisi üretmek mecburiyetindesiniz. Aşağıdaki ülkeler de kışın suya ihtiyaçları yok; yazın ihtiyaçları var. Yazın da diğer ülkelerin ısınmaya ihtiyacı yok. Bunun için bazı bu şekilde problemler ortaya çıkabiliyor. Ama bunlar çözülemeyecek problemler değil; çözülebilir." değerlendirmesinde bulundu.

YENİ SULAMA METODLARI GELİŞTİRİLMELİ
Dünyadaki su miktarının sabit bir düzeyde olduğunu, bunun tersine suya duyulan talebin ise giderek artığına da işaret eden Oktay Tabasaran, "Dünyadaki su miktarı sınırlı . Fakat insan sayısı gittikçe artıyor. Endüstrileşme artıyor. İnsanın sadece içeceği su meselesi değil, tarım da önemli bir ölçüde suya ihtiyaç duyuyor. Suyumuzun yüzde 70'ini tarımda kullanıyoruz. Onun için insanların bir araya gelip sulama metotlarını geliştirmesi, suyun artık israfına son vermesi, ve beraberce çalışmayı öğrenmesi lazım. Suyun gittikçe kıtlaşması, insanların bir birleriyle anlaşabilmeleri, sulh halinde yaşayabilmeleri için bir fırsat ortaya çıkartıyor. Ama savaş da çıkartabiliyor. Her şeye rağmen su insanların birbirlerini daha iyi anlamalarını, birbirleriyle sulh içinde yaşamalarını da sağlaya biliyor." diye konuştu.

ARAL KÖTÜ İDARE KURBANI
Orta Asya'da maruz kaldığı kurumayla büyük bir ekolojik felaket yaşayan Aral Gölü'nün kötü idare kurbanı olduğunu dile getiren Tabasaran, bölgedeki yanlış su politikalarının gölü bu hale getirdiğine vurgu yaptı. Tabasaran "Aral kötü su idaresi dediğimiz bir politikanın kurbanı. Maalesef kötü bir organizasyonla ürünler ekilerek, sonunun nereye gideceği hesaplamadan, yapılan yanlış su politikalarının kurbanı. Bu hata düzeltilmeye çalışılıyor ama çok zor görünüyor.' dedi.

YETECEK SU VAR
Orta Asya'da normalde su yetersizliği konusunda bir sıkıntının olmadığını ve bölge insanına yetecek suyun olduğunun altını çizen Oktay Tabasaran, tersine bölgede suyun doğru idare edilmemesi sıkıntısının olduğunu kaydetti.
Tabasaran:"Burada, buradaki insanlara yetecek derecede su var. Fakat, doğru idare edilmesi lazım. Su sınır tanımıyor. Ve insanları bir biriyle anlaşmaya zorluyor. Bir araya gelip birbirimize güven temin edip, doğru hareket etmemiz gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Prof Dr.Tabasaran, açıklaması sonunda bölgeyi besleyen, Sırderya ve Amuderya'nın eni sonunda bu bölgedeki halklarının birbirlerini daha iyi tanıyarak kardeşçe ve dostça yaşamalarını ve bir birleriyle anlaşmalarına sebep olacağı kanaatinde olduğunu sözlerine ekledi.


SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara