Suudi din alimlerinden İstanbul'daki Kur'an sempozyumuna büyük ilgi (Özel)

İstanbul'da bu yıl ikincisi düzenlenecek Uluslararası Kur'an ve İlmi Hakikatler Sempozyumu'na Suudi Arabistan'dan tanınmış din adamları büyük ilgi gösteriyor. Sızıntı, Yeni Ümit ve Hira dergileri tarafından organize eden sempozyum, Fırat Kültür Merkezi'nde 14 – 15 Mayıs 2011 tarihleri arasında düzenlenecek. Sempozyuma katılmayı heyecanla beklediğini söyleyen Suudi Arabistan'ın tanınmış din alimlerinden Prof. Dr. Muhammed Ali el-Bar, bu tür uluslar arası faaliyetlerin önemine dikkat çekti.
Yemen'in Aden kentinde İngiliz sömürgesi altında iken 1939'da doğan Prof. Dr. Muhammed Ali el-Bar, Kahire Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Üniversiteden sonra memleketi Aden'e dönen Muhammed Ali el-Bar, ülkede yaşanan iç karışıklıktan sonra Suudi Arabistan'a yerleşerek bu ülkenin vatandaşlığını alır.
El-Bar'ın çeşitli alan ve konularda yazdığı seksen dört kitabı var, kitaplarının bir kısmını kendisi İngilizceye çevirmiş.
Mesleği (tıp) dışında birçok farklı konuda kitaplar yazdığını söyleyen el-Bar "Yahudiler ve tarihleri hakkında kitap yazdım. Çünkü, bölgemizde Yahudiler vardı. Onlarla birlikte yaşadık. Okulumuzda, sınıfımızda Yahudi arkadaşlarımız vardı. İlişkilerimiz iyiydi, bir sıkıntımız yoktu. Dinlerin karşılaştırılması, özellikle Yahudilerle alakalı on beşi aşkın kitap yazdım."
Prof. Dr. Muhammed Ali el-Bar, Yemen bölgesinde İslamiyet yayılınca, bölgede yaşayan farklı dinlere mensup bir kısım insanın Müslümanlığı seçtiğini, fakat bazılarının dinlerini değiştirmediğini söyledi. El-Bar sözlerine şöyle devam etti. "Ancak Yahudiler kaldı. Fert olarak özgür kaldılar dinlerinde özgürdüler, dinlerinde kaldılar. Bizde inanç özgürlüğü var. Bu konuda problemimiz yok. İsrail'e göç edene kadar özgür kaldılar ve onları göçe zorlayan kimse de olmadı. Kendi gönül rızasıyla gittiler. Yemen'de şimdilerde sadece 400'e yakın Yahudi var, bunlar İsrail'e gitmeye karşı çıktılar."
Tıp haricinde dinler tarihi, dinlerin karşılaştırılması ve kitaplarında çok sayıda konu işlediğini belirten el-Bar; "Kitaplarımda işlediğim en esas konulardan biri tıbbın fıkıhla, tıbbın ahlakla bağlantısı ve bu konuların İslam öğretisi ile bağlığı. Bir diğer konu ise dinlerin karşılaştırılması özellikle Yahudilikle, 3 bin yıllık Filistin, Kudüs tarihi ve davası hakkında kitaplar yazdım. Bu da dini ağırlıklı bir çizgi oldu. Hangi konuda olursa olsun, ister tarih ister başka konular, tasavvuf hakkında da yazdım, benim görüşlerim bana ve başkalarına karşı açık ve net oldu.
Bir başka yönüyle Celaleddin-i Rumi sizde tanınmış biri. Celaleddin-i Rumi'nin divanı Mesnevi'si 20-30 yıldır Amerika'da en çok basımı yapılan bir divan, sürekli basılıyor. Avrupa ve Amerika'da insanların hepsi Mesnevi, Hafız Sadi Şirazi ile ilgileniyor. Niçin ben bunu değerlendirmeyeyim, onlar bunların Müslümanlara ait olduğunu bilmiyorlar. Onlara Celeladdin-i Rumi'nin Müslüman olduğunu söyleyince, şaşkınlıkla "Hayır o Müslüman değil, O, sofi. Nasıl olur da sofi Müslüman olur" diyorlar ifadesini kullandı.

Suudi din adamı, söz konusu Uluslar arası Kur'an ve İlmi Hakikatler Sempozyumu'nun Kur'an-ı Kerim'in İslami davetteki temel unsurları açısından büyük önem arz ettiğinin altını çizdi. Muhammed Ali el-Bar, sempozyumun Kur'an-ı Kerim'in; ilmi, kanuni, hukuki ve iktisadi alanlarda anlaşılması için bir fırsat olduğunu aktardı.
"Böylesine güçlü organizasyonu yapan dergiler, teşekkürü hak ediyor" diyen Muhammed Ali el-Bar, bu çalışmaların meyvelerini vereceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Muhammed Ali el-Bar Sempozyumda "İnsanın Yaratılışı" başlığı altında bir sunum yapacak.