Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

4. BM EN AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER KONFERANSI -DEVLET BAKANI KAVAF: -'ÜLKELERİN GEL

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadınların eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel göstergele

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-12 12:33:00

4. BM EN AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER KONFERANSI  -DEVLET BAKANI KAVAF:  -'ÜLKELERİN GEL
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadınların eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel göstergeler açısından erkeklerin gerisinde kaldığını ve kadın erkek eşitliğini gerçekleştirmek için kadınların yaşamlarına, geleceklerine ilişkin karar vermelerinin mümkün kılınması ve özgüvenlerinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Kavaf, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı kapsamında düzenlenen 'İnsani ve Sosyal Kalkınma, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi' konulu oturumda yaptığı konuşmada, kadınlarla erkeklerin fırsatlara erişimi bakımından yaşanan eşitsizliğin tüm dünyada çeşitli biçimlerde devam ettiğini söyledi.
'Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadınlar, eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel göstergeler açısından erkeklerin gerisinde kalmaktadır. Kadın erkek eşitliğini gerçekleştirmek için kadınların yaşamlarına, geleceklerine ilişkin karar vermelerinin mümkün kılınması ve özgüvenlerinin sağlanması, yani kadının güçlendirilmesi gerekmektedir' diyen Kavas, şunları kaydetti:
'Cinsiyetler arasında eşitliğin ve hakkaniyetin arttırılması, kadınların güçlendirilmesi, yaşamın tüm alanlarına tam ve eşit katılımlarının sağlanması, cinsiyete bağlı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadına yönelik her türlü şiddetin yok edilmesi, insani ve sosyal kalkınmanın öncelikleri arasındadır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için öncelikle eşitlikçi düzenlemeler içeren yasaların çıkarılması, kurumsal mekanizmaların oluşturulması gereklidir.'
Bakan Kavaf, Türkiye'de 2000'li yıllarla birlikte, başta Anayasa olmak üzere, Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan eşitlikçi reformlarla mevzuatın, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten bir yapıya kavuşturulduğunu belirtti.
Ancak, yasal düzenlemelerin, uygulamaya yansıtılması ve toplumun tüm katmanları tarafından benimsenmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Kavaf, hem insani ve sosyal kalkınmanın sağlanmasında hem de kadınların güçlendirilmesinin temelinde bu dönüşümün rolünün çok büyük olduğunu söyledi.

-KADINLARIN EĞİTİMİ-

Kadının güçlendirilmesi denildiğinde eğitim ve istihdamın önemli iki alan olduğunu, kadınların ve kız çocuklarının, eğitim sistemi içinde daha fazla yer almasının, kendi gelişimlerine ve refahlarına katkı sağlarken, ülkenin her alanda gelişmesini de hızlandıran bir faktör olduğunu vurguladı.
Selma Aliye Kavaf, Türkiye'de özellikle temel eğitimde son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiğini, 2010-2011 öğretim yılı verilerine göre, ilköğretimde net okullaşma oranının erkek çocukları için yüzde 98,6, kız çocukları için yüzde 98,2 olarak gerçekleşerek, ilköğretimde cinsiyetler arası farkın binde dörde gerilediğini vurguladı.
Kadınlardaki okuma-yazma oranının düşüklüğünün ortadan kaldırılması amacıyla da kamu ve özel sektör iş birliğinde faaliyetlerin yürütüldüğünü ve 2008 yılında 15 yaş üstü 3 milyon kadının okuma-yazma öğrenmesi hedefiyle başlatılan 'Ana Kız Okuldayız Kampanyası' ile 360 bini kadın olmak üzere yaklaşık yarım milyon kişinin okuma yazma öğrendiğini anlatan Kavaf, ayrıca, eğitim materyalleri incelenerek, cinsiyetçi ögeler çıkarıldığını ve kadına karşı ayrımcılığın engellenmesi çabalarının sürdürüldüğünü kaydetti.

-KADINLARIN İSTİHDAMI-

Devlet Bakanı Kavaf, sürdürülebilir kalkınmanın öznesi olan kadınların güçlendirilmesinde bir diğer önemli boyutun da kadınların istihdama katılımının artırılması, girişimciliğin desteklenmesi ve kadın yoksulluğu ile mücadele olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
'Ülkemizde kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 27,6, istihdam oranı ise yüzde 24'tür. Çalışma hayatı, kadınlar için toplumsal yaşamın diğer alanlarında da varlık gösterebilmenin temel koşullarından biri olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda, kadın istihdamının önündeki yapısal, toplumsal ve diğer sorunların ortadan kaldırılması için devlet tarafından çeşitli tedbirler alınmakta, teşvik ve destek programları hayata geçirilmektedir. Nitekim alınan tedbirlerin ve uygulanan teşviklerin de etkisiyle 2008 yılında yüzde 21,7 olan kadın istihdam oranı 2010 yılında yüzde 24'e yükselmiştir. 2023 yılı içinse hedefimiz kadın istihdamını yüzde 35'e yükseltmektir.
Ülkemizde iş gücü piyasasında yer alan kadınların eğitimleri, erkeklerden daha yüksektir. Yönetici kademelerinde bulunan kadınların oranı açısından Türkiye, birçok gelişmiş ülkenin önünde yer almaktadır. 'İş Dünyasında Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2010 Raporu'na göre üst düzey yönetici (CEO) pozisyonundaki kadın oranında dünya ortalaması yüzde 5'in biraz altındayken, Türkiye yüzde 12'lik oran ile ikinci sıradadır.'

-KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE-

Bakan Kavaf, kadının, toplumsal konumunu güçlendiren kadın sağlığı alanındaki göstergelerde ortalama yaşam süresinin arttığı, ilk evlenme yaşının yükseldiği, doğurganlık hızının azaldığı, doğum öncesi ve sonrası hizmetlerden yararlanma oranlarının arttığı ve buna paralel olarak, anne ölümlerinin yıllar itibarıyla azaldığının görüldüğünü kaydetti.
Hem bir halk sağlığı sorunu olan hem de kadınların yaşam koşullarını etkileyen şiddetin, kadının sosyal ve ekonomik bakımdan güçlenmesinin önündeki önemli bir engel olduğunu dile getiren Kavaf, kadına yönelik şiddete, devletin 'sıfır tolerans' gösterdiği konu olduğunu, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele konusunda ilk bağlayıcı Uluslararası Sözleşme olan 'Kadına Yönelik Şiddetle ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Önleme Konusunda Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin de imzalandığını kaydetti.
Kavaf, kadına yönelik şiddetle mücadelenin devlet politikası haline getirilmesinin açık göstergesi olan 'Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler' konulu Başbakanlık Genelgesi'nin de önemli rol oynadığını ve bu kapsamda, şiddete maruz kalan kadınlara doğrudan hizmet sunan kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin farkındalık ve duyarlılığını artırmak üzere ilgili bakanlıklarla eğitim protokolleri imzaladıklarını bildirdi.
Bu protokoller çerçevesinde, 40 binin üzerinde kolluk kuvveti, 62 binin üzerinde sağlık personeli, 168 Aile Mahkemesi Hakimi ve 158 Cumhuriyet savcısının eğitiminin tamamlandığını, Diyanet İşleri Başkanlığı personeline yönelik eğitici eğitimlerin ise devam ettiğini ve 2015 yılına kadar Türkiye genelinde 100 bin din görevlisine ulaşılmasının hedeflendiğini belirten Kavaf, ayrıca ilçelerde görev yapan kamu çalışan ve yöneticilerine yönelik olarak başlatılan eğitim çalışması kapsamında da 2008 yılından günümüze kadar 2 bine yakın kamu görevlisine ulaşıldığını söyledi.
Kavaf, 'Türkiye, şiddetle mücadele konusunda gereken siyasi kararlılığa sahiptir ve bunu devlet politikalarına da ciddiyetle yansıtmaktadır. Kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, toplumsal yaşamın her alanında kadının güçlendirilmesi yolunda bu toplantının önemli bir adım olmasını diliyor' dedi.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara