Bakan Eker: Kürt sorunu cam çerçeve indirerek, molotof atarak çözülmez

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, memleketi Diyarbakır'da isim vermeden Barış ve Demokrasi Partisi(BDP)'yi sert bir dille eleştirdi. Eker, "Sorunlarımızı kafa-göz kırmadan, cam-çerçeve indirmeden, sağa-sola molotof kokteyli atmadan çözebiliriz. Binalara taş atarsan, zarar verirsen, motolof kokteyli atarsan, o zaman ona hakkın yok. O saldırmaktır, o şiddettir. O, sen niye benim gibi düşünmüyorsun' demektir." dedi.

Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem'i makamında ziyaret eden Bakan Eker, Diyarbakır'da kayıtlı 49 bin kişinin çiftçilik ile üretim yaptığını söyledi. GAP sulamasıyla Diyarbakır'da tarımın çok daha önemli bir noktaya geleceğini anlatan Bakan Eker, bölgedeki tarımsal üretim, sulanan toprak alanı konusunda detaylı bilgiler verdi. Bakan Eker, 2012 yılında GAP'ın tamamlanmasıyla birlikte 219 kilometrelik Dicle ve Kral Kızı barajlarından Mardin'in Savur ilçesindeki ovalara kadar 140 bin hektar civarında bir alanın sulanacağını ifade ederek, "Diyarbakır'ın çehresini değiştirecek Diyarbakır'ı tekrar yukarı Mezopotamya'nın en büyük üretim, ürün, gıda üssü haline getirecek bu projedir. Hızla yapılıyor." diye konuştu.

Sorunların çözümü konusunda isim vermeden BDP'yi sert bir dille eleştiren Bakan Eker, yeni bir sivil anayasa ve güçlü bir demokrasi ile her sorunun çözülebileceğini ifade ederek şunları söyledi: "Sorunlarımızı kafa göz-kırmadan, cam-çerçeve indirmeden, sağa-sola molotof kokteyli atmadan da çözebiliriz. Daha çok demokrasi, daha sivil bir idare ve sivil bir anayasayla Türkiye'nin, Diyarbakır'ın ve Güneydoğu'nun da sorunlarını ancak bu şekilde çözebiliriz. Demokratik haklarımızı kullanırken başkasının camını-çerçevesini indirmeden yapmayı da öğrenebilirsek, yürüyeceksek yürüyelim. Kimse, 'niye yürüyorsun' demiyor. Kimse, 'sen niye yürüyorsun, yapıyorsun' demiyor. Kimse, 'sen niye demokratik haklarını kullanıyorsun' da demiyor. Ama eğer yürürken, gördüğün binalara taş atarsan, zarar verirsen, motolof kokteyli atarsan, o zaman ona hakkın yok. O demokratik bir hak kullanmak değildir. O saldırmaktır, o şiddettir. O, 'sen niye benim gibi düşünmüyorsun' demektir. Onun da demokraside karşılığı yok. Kusura bakma. Demokrasi değil. Biz diyoruz ki herkes, herkes gibi düşünmek zorunda değil. Senin düşüncen ayrı, benimki ayrı olabilir."

"O İMAM BÖYLE ŞU İMAM BÖYLE OLACAK DİYE BİR ŞEY YOK"
BDP'lilerin sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında alternatif cuma namazı kılmasını da değerlendiren Bakan Eker, "Diyarbakır'ın 150 yıl önceki kayıtlarını çıkardım. Diyarbakır'daki çeşitlilik, İstanbul'da vardı. Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Yahudi, Süryani, Keldani de burada yaşamış. Bugün bırakın başkalarına tahammül etmeyi, kendi gibi düşünmeyen Kürd'e bile tahammül edilmiyor, bırakın başkasına tahammül etmeyi. Din, ibadet şahsi bir şey bu. Yok o imam böyle, bu imam şöyle olacak. Olacak bir şey mi? Dinin içine bu konmaz ki." diye konuştu.