Başmüzakereci Bağış:Milletin en çılgın projelerinden biri yeni anayasadır
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin bireyi esas alan yepyeni, demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa'ya ihtiyacı olduğu söyledi. 30 yıl önce bir darbe rejimi tarafından hazırlanan bu mevcut Anayasa'nın artık Türkiye'ye dar geldiğin
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-30 09:59:06
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Abant Platformu, Bolu'nun Abant ilçesinde 'Yeni Dönemde Yeni Anayasa' gündemiyle 23'üncü toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıya katılan Bağış, 12 Haziran seçimleri yaklaşırken ülkenin en önemli gündem maddesinin yepyeni, sivil bir Anayasa olduğunu ifade etti. Yeni dönemde böyle bir konunun tartışılmasının son derece önemli olduğuna işaret eden Bağış, "Herkesin fikirlerini ortak noktada buluşturabildiği, her türlü fikrin dile getirilebildiği, en büyük tabunun tabuları yıkmak olduğu bu atmosfer esasen Türkiye'nin duyduğu yeni Anayasa özleminin gerçekleşmesini sağlayacak atmosferdir." diye konuştu.
Bağış, üzerinde daha çok durulması gereken konunun Türkiye'nin acilen 1982 Anayasası'nı tedavülden kaldırarak, ileri demokrasi yolculuğuna yakışacak, birey hak ve özgürlüklerini temel alan yepyeni sivil bir Anayasa olduğunu vurguladı. Bağış, şöyle konuştu: "Maalesef bin yıllık devlet geleneğine sahip olmakla övünen bir millet olarak, her zaman sivil bir Anayasaya kavuşma özleminin çelişkisini yaşadık, halen de yaşıyoruz. Zira Türkiye Cumhuriyeti sadece 1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bizzat milletin vekillerinin iradeleriyle bir Anayasa hazırlayabilmiş, 1924'ten sonra vesayetçi anlayışın ürünü olan darbe Anayasaları Türkiye'nin ve Türk halkının kaderi olmuştur. Önce 1960 darbesinin ardından 1961'de, daha sonra da 1980 darbesinin ardından 1982 Anayasasıyla ülkemiz askeri anayasaları bize giydirdiği deli gömleğine hapsolmuştur."
"ASKERİ ANAYASA İLE ASGARİ DEMOKRASİ"
Bağış, ülkenin askeri anayasaların tutsağında olduğunu bunun sonucunda kaderine de ne yazık ki asgari bir demokrasi düştüğünü ifade etti. "Demokrasi millet için her zaman fazla lüks olarak görülmüş, vesayetin ve statükonun bekçileri tarafından milletin özgürlük alanı hep kısıtlanmıştır" diyen Devlet Bakanı Bağış, "Millet ancak o vesayetçi zihniyetlerin sağladığı sınırlar çerçevesinde özgür olabilmiş; sadece onların belirlediği çizgi nispetinde Türkiye hareket alanına ve kabiliyetine sahip olabilmiştir. Sınırlar aşıldığında, özgürlüklerin kısıtlanması da demokrasiye ayar verilmesi de meşru ve zaruri bir durumdur. Bu meşruiyetin kaynağı ise bizzat kendileri tarafından hazırlanmış olan anayasadır. Millet hak ve özgürlük talebinde ileri gittiği zaman anında kafasına indirilecek balyoz hazırdır. "Vesayet sadece anayasal hukuki düzeyde kurumsal olarak karşımıza çıkan bir demokrasi engeli olmayıp aynı zamanda bir siyasi kültür temelli zihniyet kalıbı niteliğindedir." Buradan da anlıyoruz ki Türkiye ne zaman ileri demokrasi yolculuğunda vites yükseltmeye kalksa bu anayasanın sahipleri her zaman frene veya debriyaja basmıştır. Türkiye ne zaman demokrasi ve kalkınma hamlesine girişse bu anayasa adeta bir mıknatıs gibi Türkiye'yi geriye çekmiştir. Türkiye'nin kayıp yıllarının adresi bu anayasadır. Bunun kitapçığı bile Türkiye'ye tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşatmıştır. Bugün hala kronik birçok soruna el atarken, çözüm iradesi gösterirken ciddi dirençlerle karşılıyorsak bunun müsebbibi ve kaynağı da elbette 1982 anayasasıdır. Milli iradeyi gasp edenler artık Türkiye'de cirit atmıyor. Toplum mühendisliğine soyunanlar işlerini tek tek kaybediyor. Cumhursuz bir Cumhuriyetin, halksız bir demokrasinin, milletsiz bir milliyetçiliğin peşinden koşanlar artık şeffaf Türkiye'nin aydınlığında ayyuka çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"EKMEKSİZ YAŞARIM AMA HÜRRİYETSİZ ASLA"
Bağış, özgürlüklerin toplumun olmazsa olmazı olarak değerlendirdi. Bunun Bediüzzaman'ın "Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz asla..." sözü örnekleyen Bağış, şunları syledi: "Milletimiz de son 8,5 yılda demokrasinin tadını almış, hürriyetine kast edenlere gerekli cevabı sandıkta vermiştir. Türk siyasetinde reform ve değişimin yegane adresi olan bir Parti olarak, girdiğimiz her seçimde milletimizin bize olan teveccühünün artmasını da esasen daha fazla demokrasi, daha fazla kalkınma, daha fazla adalet talebi olarak değerlendiriyoruz. Türkiye'nin önünde başka bir seçenek yoktur. Dünya değişirken, Türkiye'nin bu değişimin gerisinde kalmasını biz asla kabul etmiyor, tam aksine bu değişimin öncüsü, yönlendiricisi olmak istiyoruz. Türkiye artık eski paradigmalarla hareket edemez. Türkiye artık kalıplaşmış anlayışlarla yoluna devam edemez. Türkiye kesinlikle vesayetçi zihniyetin kırıntılarını tamamen temizlemeden çağın fırsatlarını değerlendiremez."
Bağış, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerini herkesin dikkatli okuması gerektiğini ifade etti.
"1982 ANAYASASI 2 TADİLATLA, TAMİRATLA ADAM OLACAK BİR ANAYASA DEĞİL"
Bağış, Türkiye'nin bireyi esas alan yeni, demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa'ya ihtiyacının aşikâr olduğunu kaydetti. Bağış, Türkiye'nin ilerlemesinden ve demokratik standartlarının gelişmesinden yana olan herkesin 1982 Anayasası'nın değişmesinden yana konsensüs içinde olduğunu söyledi. Mevcut Anayasanın farklı iktidarlar tarafından bugüne dek tam 17 kez değişikliğe uğradığını hatırlatan Bağış, özellikle 12 Eylül referandumunda kabul edilen Anayasa değişiklik paketi Anayasa'nın lafzını ve ruhunu değiştirmesi bakımından çok manidar olduğunun altını çizgi. Anayasayı yamalı bohçaya benzeten Bakan Egemen Bağış, "1982 Anayasası 2 tadilatla, tamiratla adam olacak bir anayasa değildir. Her ne olursa olsun, bunun üzerinde bir darbe lekesi vardır, tamamen değiştirmedikten sonra da bu lekeden arınmamız mümkün değildir. 30 yıl önce bir darbe rejimi tarafından hazırlanan bu anayasa artık Türkiye'ye dar geliyor. Bu anayasa ile AB sürecini tamamlayamayız. Dolayısıyla bireyi tamamen ikinci plana iten, devleti milletin sahibi olarak gören, insanları ötekileştiren bir Anayasa, Türkiye'ye de yabancı bir Anayasa'dır." diye konuştu.
Devlet Bakanı Bağış, hazırlanacak yeni bir anayasanın çerçevesini ise şöyle çizdi: "Yeni Anayasa, yeterince kısa, öz, açık; insan odaklı ve özgürlükçü olacak. Yeni Anayasa ile birlikte millet devletin gerçek sahibi olacak, devletin tapu senedi belirli grupların değil milletin elinde olacak. Vesayet bu ülkenin kaderi olamaz. Antidemokratik müdahaleler Türkiye'nin kaderi olamaz. Statüko reform ve değişim irademizin karşısında duramaz. Toplum mühendisleri bu milletin istikbaliyle oynama hakkına sahip olamaz. Türk halkı daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet istiyor."
"TÜRKİYE'DE ÇOK ŞEY DEĞİŞİYOR ZİHNİYETLER DEĞİŞİYOR"
Bugün, bazı muhalefet partilerinin, kendi çılgın projeleri olarak Silivri'den Meclis'e tüneller yapmaya çalıştığını belirten Bağış, "Bunlar bunu yapsa da aslında milletin en çılgın projelerden birinin yeni bir anayasa olduğu düşüncesine ben de katılıyorum." dedi. Konuşmasında yarın kutlanacak olan 1 Mayıs İşçi Bayramı'na da değinen Bağış, "Türkiye'nin belki içinden geçtiği değişim zihniyetinin en önemli göstergelerinden biri olan yarın yaşayacağız. Yarın bir mayıs bir mayıs Türkiye'de hep ürkülen, korkulan bir tarih olurdu. Ama 1 Mayıs artık devlet millet, işçiler, işverenler, sendikalar o günü hep bir ara birlikte kutlayacağız. Türkiye'de çok şey değişiyor zihniyetler değişiyor. Çünkü bu millet her şeyin en iyisine layık." değerlendirmesini yaptı
SON VİDEO HABER
Haber Ara