Dolar

34,9524

Euro

36,5971

Altın

3.020,15

Bist

10.058,63

Dünya Basınında Bugün (17.03.2010)

Ruslar Amerikalıları Afganistan İçin Uyardı: Biz başaramadık, siz de başaramayacaksınız.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-17 11:48:00

Dünya Basınında Bugün (17.03.2010)
The Independent gazetesi, gerilen Amerikan-İsrail ilişkilerine yer vermiş. Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İsrail ziyareti sırasında, Kudüs’te Yahudi yerleşim bölgelerinin inşasının devam edeceği duyurusu Washington’da son derece sert bir tepkiyle karşılandı. Biden, bölgeye İsrail-Filistin barış çabalarını yenileme gündemiyle gelmişken, bu açıklama gündeme bomba gibi düştü. Independent gazetesinde Rupert Cornwell imzasıyla yayımlanan makaleye göre , Obama yönetiminin bütün sert tepkilerine rağmen en önemli müttefiki İsrail’i cezalandırmak için bir hamle yapacağına dair bir işaret görünmüyor. Bunun en önemli sebebi ise Başkan Obama’nın ülkede seçimlerin yaklaştığı bir dönemde kamuoyunun desteğini riske atmaktan çekinmesi.


TRT
İsrail basınında ise Haaretz gazetesi, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un İsrail yönetiminden isteklerine yer vermiş. Haber özetle şöyle: Clinton, geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İsrail ziyareti sırasında Doğu Kudüs’ün Ramat Shlomo mahallesinde inşa edilecek yeni yerleşimlerle ilgili duyuruyu sert bir dille eleştirmiş ve çeşitli taleplerde bulunmuştu.

Clinton’ın Filistin’le olan ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve barış görüşmelerinin devam edebilmesi için Netanyahu’dan istekleri şöyle:

1 -Ramat Shlomo mahallesinde planlanan inşaatın Biden’ın ziyareti esnasında açıklanmasına giden sürecin soruşturulması. Amerikalılar İsrail’den bu hareketin bürokratik bir hata mı yoksa politik nedenlerle alınan planlı bir karar mı olduğuna dair resmi açıklama istiyor. Netanyahu, zaten Cumartesi günü, bu hususu ele alacak bir komitenin oluşturulduğunu duyurmuştu.

2 - Kudüs Bölge Planlama ve İnşaat Komitesi’nin Ramat Shlomo’da 1,600 yeni yerleşim birimi inşa edilmesine yönelik kararının tersine çevrilmesi.

3 -Barış görüşmelerinin yeniden başlaması adına Filistinlilere önemli jestte bulunulması. Bu bağlamda, ABD, yüzlerce Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını, İsrail ordusunun Batı Şeria’dan çekilerek bölgenin Filistin kontrolüne bırakılması, Gazze Şeridi üzerindeki kuşatmanın hafifletilmesini ve Batı Şeria’daki yollardan kontrol noktalarının kaldırılmasını istiyor.

4 - Dolaylı görüşmeler dâhil, Filistinlilerle yapılacak tüm müzakerelerin yaşanan çatışmaların merkezindeki, sınırlar, mülteci, Kudüs, güvenlik anlaşmaları, su ve yerleşim konuları hakkında olacağına dair resmi bir bildiri yayınlanması.

Başbakan Netanyahu’nun iki danışmanı, İzak Molko ve Ron Dermer, Pazar günü Washington’da üst düzey Beyaz Saray yetkilileriyle ve Washington’un Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell’la yaptığı görüşmelerde ortalığı sakinleştirmeye çaba gösterdi. Bu hafta içinde İsrail’e dönmesi beklenen Mitchell’ın Netanyahu’dan bu taleplere olumlu cevap beklediği ifade ediliyor.

ABD Basını

Time dergisi dünya gündemine oturan Amerikan-İsrail gerilimi konusunda "Her İki Taraf İçin de Riskler söz konusu" bir makaleye yer verdi. Yazı özetle şöyle: İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Washington’un istekleri doğrultusunda Yahudi yerleşimlerini durdurması kolay değil. Yerleşimleri durdurması halinde Netanyahu’nun sağ partilerle koalisyonu çatırdayacak. Bu sebeple Netanyahu, "Yerleşim yerlerinin inşası aynen devam edecektir" diye konuşuyor. Öte yandan Netanyahu’nun, İran’ın oluşturduğu tehdit sebebiyle en büyük müttefiki, ekonomik ve askeri destekçisi Washington’la mutlak bir ters düşmeyi göze alması da zor görünüyor. Obama yönetimi için de benzer riskler söz konusu. Bush dönemi Orta Doğu Masası Şefi Elliott Abrams, Washington Post’taki yazısında, "Obama yönetimi, geleneksel İsrail’i destekleme politikasından uzaklaşıyor. Fakat zaman ve seçimler bu hatayı düzeltecektir, çünkü bu sıralar Amerikan kamuoyunda İsrail’in reytingi Obama’nınkinden yüksek seyrediyor." yorumunu yaptı. Sonuç olarak ise Kudüs sorununun kısa vadede çözülmesi öngörülmüyor. İsrail, yerleşim yerlerinden vazgeçecek gibi değil. Diğer yandan Washington yönetimi "iki uluslu" çözümde ısrar ettikçe, Kudüs, Amerika-İsrail arasında bir sürtüşme konusu olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.

Newsweek Dergisi Amerikan yönetiminin İran’a uygulayacağı yaptırımları konu alan bir habere yer vermiş. Haber özetle şöyle: Obama yönetiminden üst düzey bir yetkili, yönetimin İran ekonomisini vuracak sert bir plana onay verdiğini kaydetti. Planın merkezinde Hazine Bakanlığının, İran Devrim Muhafızlarına ait şirketleri hedef alması bulunuyor. Washington söz konusu planın hazırlık aşamasında, İran Devrim Muhafızlarının İran’daki pek çok sektörü ele geçirerek hem dev bir ekonomik güç hem de bir tekel haline geldiğini, örneğin ülkenin en büyük bilişim firmasını alarak internet özgürlüğüne darbe vurduğunu açıklamıştı. Obama yönetimi, İran meselesinde diplomasi işe yaramazsa, yaptırımların gündeme geleceğini duyurmuştu. Şimdi ise yaptırımların sırası geldi. Planı Newsweek’e açıklayan yetkili, "Kimse yeni yönetime sizin de Bush yönetiminden farkınız yok diyemez. Şu ana kadar uzlaşma yolunu denedik." diye konuştu. Söz konusu plana göre, İran Devrim Muhafızlarının şirketleriyle iş yapan ülkelerin şirketlerine İran’la alışverişi kesin, yoksa siz de Amerikan yaptırımlarına hazır olun denmesi öngörülüyor.

Newsweek’in diğer bir makalesi Amerika’nın Afganistan’daki savaşını ele alıyor. Makalenin başlığı "Sovyetler’in Afganistan’da yaptığı hataları tekrarlamamak." Yazı özetle şöyle: Afganistan’da savaşan eski Rus askerleriyle konuştuğunuzda Amerikanın burada kaybetmesini istediklerini fark etmemek mümkün değil. Bu gururlu askerler için, NATO’nun Afganistan’da kazanması, kendi yenilgilerinin utancını artırmaktan başka bir anlama gelmiyor. 1982-83 yıllarında ülkedeki Sovyet ordusunu yöneten General Viktor Yermakov, "Biz başaramadık, siz de başaramayacaksınız" diyor. "Bize güvenmediler, size de güvenmezler." Generalin düşüncesini paylaşan diğer Rus yetkililer de var, fakat Amerikan yönetiminin Ruslara göre Afganistan’da daha avantajlı olduğu da bir gerçek. Ayrıca Rusların başarısızlığı şu anki Afganistan mücadelesinde ortada örnek olarak duruyor. Tam 30 yıl önce başlayan Rus işgali ta en baştan problemliydi. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere ciddi bir uluslararası kınama ve tepkiyle karşılaşıldı. Obama yönetimi ise, NATO yoluyla Rusya da dahil geniş bir destek sağlamış bulunuyor. Ruslara karşı Afgan mücahitlerine Washington ve Pakistan tarafından para ve silah yardımı yapılıyordu. O zaman mücahitlerin elinde Stinger füzeleri dahi varken, bugün Taliban böylesi bir teknolojiden mahrum bulunuyor. Destek olarak da sadece Pakistan istihbaratından gizli yardım gördükleri iddiaları bulunuyor. Ayrıca NATO, Sovyetlerin hatalarından az da olsa ders almış görünüyor. Afganistan’da Sovyet işgali boyunca sivil kayıpların 700 binle 1 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Bugünse, son çatışmalarda Birleşmiş Milletler rakamlarına göre sivil kayıplar 12 binle 30 bin arasında. Ayrıca Sovyetlerin desteklediği devlet başkanı Necibullah, kabilecilik ve yolsuzluk illetleri arasında yok oldu gitti. Bugünkü devlet başkanı Hamid Karzai de çok sevilmiyor, fakat, yönetiminin kapsayıcı, demokratik ve kabul edilebilir olması avantajına sahip. Bu durumda Amerikan yönetimi Rusların hatalarını tekrarlamamayı başarırsa, Afganistan’ı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakma şansına sahip olabilir.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara