Dünya basınında bugün
Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan haber yorum ve analizler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-10 09:46:00
Gazetenin haberine göre, İsrail ile Filistinlileri uzun süre barış görüşmelerine dönmeye ikna etmeye çalışan, ancak bunda başarılı olamayınca tarafları "dolaylı görüşmelerde" birleştiren Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu Özel Temsilcisi George Mitchell, her iki tarafa da "Annapolis anlaşmalarının bağlayıcılığı kalmadığını" söyledi.
Gazetesi, Mitchell’in hem İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, hem de Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmelerde, mevcut müzakerelerde, 2007 yılı sonunda eski Amerikan Başkanı George Bush döneminde yapılan Annapolis zirvesini takiben varılan anlaşmaların geçerli olmadığını ilettiğini yazdı.
2007 sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Annapolis kentinde yapılan zirvede, İsrail ve Filistin arasında barış görüşmelerinin başlatılması kabul edilmişti.
Bu görüşmeler sonucunda Filistin devletinin kurulmasını öngören bir barış anlaşmasının yapılması hedeflenmişti.
Görüşmelerin yapısı üzerinde müzakerelere başladıklarını ifade eden Amerikalı arabulucu Mitchell, müzakereleri sürdürmek için önümüzdeki hafta bölgeye tekrar geleceğini belirterek, "Bu müzakerelerin bizi mümkün olan en kısa süre içinde doğrudan görüşmelere götürmesini umuyorum" diye konuştu.
Mitchell ayrıca tarafları, gerilimi artıracak söylem ve eylemlerden kaçınmaları konusunda da uyardı.
Gazetede konuyla ilgili bir başka haber de, Amerika Birleşik Devletleri Başkan yardımcısı Joe Biden’ın ziyareti sonrasında yaptığı açıklamalar...
Haber şöyle:
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile ortak basın toplantısında Biden ’Tarihi barış anlaşmaları için cesur ve tarihi kararlılıklar gerekir’ şeklinde konuştu.
Netanyahu ise, Filistinlilerle yapılacak bir anlaşmanın ön koşulunun Yahudi devletinin tanınması olduğunu tekrarladı.
Yapılacak barış anlşamasının İsrail’in gelecek kuşaklarının güvenliğini garanti altına alması gerektiğini de söyleyen Netanyanu, Vaşington ile çalışmaya hazır olduklarını söyledi.
Amerikan Başkan Yardımcısı Biden, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile yaptığı görüşmede de bunun barış için kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunun altını çizdi.
Biden şöyle konuştu: ’İsrail de, Filistin de, durup bir arkalarına yaslansınlar, derin bir nefes alsınlar, karşıtlıktan çok ortaklıkları olduğunu göreceklerdir’
New York Times gazetesi de Amerikan Başkan Yardımcısı Biden’in Ortadoğu ziyaretine geniş yer ayırıyor
Gazete, Biden’ın Amerika ile israil arasındaki bağlar sarsılmaz’ sözlerini başlığa çıkarmış.
Biden’ın İsrail’e, İran’a tek taraflı askeri müdaheleden çok yaptırımlar üzerinde yoğunlaşması için telkinde bulunacağını yazan gazete, İsrail’in güvenliğine verdikleri önemin de sürekli vurgulandığını belirtiyor.
Filistinli başmüzakereci Saeb Erekat’ın da yorumlarına yer veren New York Times, Filistinlilerin karşılığının verilmesi halinde Batı Şeria’da Yahudi yerleşimleri için bir parça toprağın İsrail’de kalmasına izin vereceği sözlerine yer verdi.
Görüşmeci ayrıca,bunun iki devlet temelinde yapılacak bir barış anlaşması için son şans olabileceği konusunda da uyardı.
Görüşmeler sırasında Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimlerinin pürüze yolaçması kaçınılmaz olarak görülüyor.Batı Şeria’da halen 500 bin Yahudi yaşıyor.
New York Times’daki bir başka haberde de Irak’taki seçimlerle ilgili editoryal bir yorum yer bulmuş.
Gazetedeki yorum şöyle:
Irak’ta seçim sonuçlarının alınması günler sürecek, ama şimdiden şu kadarı söylenebilir ki başlarına yağan bombaları gözardına eden Irak halkı inanılmaz bir cesaret ve kararlılık göstererek sandığa gitti.
Umalım ki,Iraklı politikacılar önümüzdeki günlerde bir hükümet kurabilmek için aynı cesareti göstersin.
Amerikan muharip askerlerinin gelecek Ağustos ayında ülkeden çekilecekleri gözönüne alınırsa fazla zamanları olduğu söylenemez ve yeni kurulacak hükümetin önünde çözülmeyi bekleyen yüzlerce sorun var.
Geçen seçimlere göre sandığa gitme oranının az olmasının sebeplerinden biri tabii ki kimlik soruşturmasının çok daha sıkı olması.
Seçim günü onlarca kişinin saldırılarda öldüğü bir gerçek ama çok daha kötüsü olabilirdi.Iraklılar güvenliği sağlama işini gene de iyi becerdiler.
Seçim öncesi Şii yöneticileri yüzlerce Sünni adayı tırpanlamasına rağmen Sünni Arapların oy verme oranları oldukça yüksek ve bu da umut verici bir durum.
Çünkü Saddam Hüseyin zamanında iktidarı elinde bulnduran ve son 8 yıldır boykot halinde olan Sünniler yine sokaklara dökülebilirdi.
Oysa böyle olmadı ve bu bütün Iraklılar için iyi haber. İşte bu yüzden yeni hükümet, Sünniler ve ülkedeki diğer azınlıklar için şimdikinden çok daha iyi olanaklar sağlamalı.
Yine umalım ki hiçbir parti tek başına iktidar olamayacağı için koalisyon hükümetinin kurulması aylar değil sadece haftalar alsın. Çünkü uzun süredir sürüncemede bekleyen petrol kanununun bir an önce çıkması gerekiyor.
Bunun haricinde Kerkük’ün geleceği konusunda Kürtlerin talepleri ve diğer önemli konular da yeni hükümeti kapıda bekliyor.
BBC, internet sitesinde Irak’ta yapılan genel seçime ilişkin bir habere yer veriyor.
Irak’ta pazar günü düzenlenen genel seçimde katılımın yüzde 62 olduğu açıklandı. 2005 seçiminde, Sünnilerin boykotuna rağmen katılım yüzde 75 olmuştu.
Ancak bazı uzmanlar, seçim günü 38 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılar düşünüldüğünde bu oranın hiç de kötü olmadığı görüşünde.
Oy sayımı devam ederken ilk sonuçların birkaç gün sonra açıklanması bekleniyor.
Resmi sonuçlar ise Mart sonunda açıklanacak.
Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki Hukuk Devleti bloğunun seçimden birinci çıkması bekleniyor.
Ancak Maliki’nin tek başına hükümet kurmasına olanak tanıyacak sandalye sayısına ulaşamayacağı ve koalisyon müzakerelerinin aylar sürebeliceği tahmin ediliyor.
Bazı seçim yetkilileri de Maliki’nin 18 eyaletten dokuzunda yarışı önde götürdüğünü belirtiyor.
Maliki’nin başlıca rakipleri ise Şiilerin ağırlıkta olduğu Irak Ulusal Birliği ve eski başbakan İyad Allavi önderliğindeki laik koalisyon.
Allavi bloğundan bir yetkili, kuzey ve batı eyaletlerinde önde gittiklerini söyledi.
Irak seçimlerine 86 siyasi gruptan toplam 6 bin 200 delege katılmıştı. Seçimde 19 milyon seçmenin yüzde 62’si, 325 sandalyeli meclis için oy kullandı.
Seçim günü başkent Bağdat’ta 200 bin güvenlik mensubu görev yaptı.
Deutche Welle, son yıllarda artan ırkçılığa ilişkin bir yoruma yer vermiş.
Buna göre, Almanya’da aşırı sağ, özellikle de Doğu eyaletlerinde giderek güçleniyor.
Yazı şöyle sürüyor:
Ancak uzmanlar, ırkçılığın "Doğunun sorunu" olarak küçümsenmemesi uyarısında bulunuyor. Zira Almanya’da her 26 dakikada bir ırkçı suç işleniyor.
Almanya’da aşırı sağcı şiddet ile ilgili rakamlar yıllardır alarm veriyor.
Eldeki verilere göre 2009 yılında aşırı sağ eylemlerin sayısı yaklaşık 20 bin olarak tahmin ediliyor.
Aşırı sağ, siyasi düzlemde de güçleniyor. Yabancılar ve Yahudilere karşı düşmanca söylemleriyle aşırı sağın siyasî merkezi haline gelen Nasyonal Demokrat Parti, özellikle gençler arasında kendine taraftar buluyor.
Nasyonal Demokrat Parti’nin sadece 2009 yılında yerel meclislerde 100 sandalye daha kazandığına, toplam sandalye sayısının ise 300’e yükseldiğine dikkat çekiliyor.
Almanya’nın 1990 yılında birleşmesinin ardından ülkede yaklaşık 150 kişi aşırı sağcı şiddet olaylarında hayatını kaybetti.
İstatistiklere bakıldığında Almanya’da her 26 dakikada bir aşırı sağcı suç eylemi gerçekleşiyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara