Burak Özügergin, önceki gün Almanya'da ''Die Zeit'' ve ''Handelsblatt'' gazeteleri ile ''n-TV'' kanalında, NATO AWACS uçaklarının Konya Hava Üssü'nü kullanacaklarına ilişkin olarak yer alan haberler hakkındaki bir soru üzerine, NATO makamlarının Türkiye'den, AWACS uçaklarının Konya Hava Üssü'nden geçici olarak yararlanması isteğinde bulunduklarını bildirdi.
Özügergin, ''Gerek ISAF operasyonuna yaptığımız kapsamlı katkılar çerçevesinde, gerek dost ve kardeş Afganistan'ın hava trafik hizmetlerine yardım amacıyla, AWACS uçaklarının belirli bir süre Konya Hava Üssü'nü kullanmaları ülkemizce uygun bulunmuştur'' dedi.
Türkiye bu suça ortak olmamalı
Medine Müdafası'nın eşsiz komutanı Fahrettin Paşa'nın Afganistan'da döktüğü ter, Cemal Paşa'nın Afgan ordusuna verdiği hizmet ve daha yüzlerce tarihi ilişki düşünüldüğünde, NATO uçaklarının Afganistan'ı vurmak için Konya'dan havalanacak olması vatandaşlar tarafından üzücü bulundu.
Ne olmuştu?
1921 yılında Afganistan Kralı Emanullah Osmanlı'dan askeri yardım istemiş, bunu üzerine Osmanlı Devleti'nin son Bahriye Nazırı ve Dördüncü Ordu Komutanı olan Ahmet Cemal Paşa Afganistan gönderilerek, Afgan ordusunun eğitimine yardımcı olmuştu. Kabil'de uzun süre beraberindeki 31 Osmanlı askeriyle Afgan Ordusunu eğiten Cemal Paşa, dönüş yolunda Ermeni çeteler tarafından katledilmişti.
Medine Müdafaası'nın unutulmaz paşası
1919 yılında İngilizlere karşı bağımsızlığını ilan eden Afganistan ile Türkiye'nin ilişkileri 1920 yılında başladı. Ankara Hükümeti'nin ilk büyükelçisi 1920 yılında Kabil'e gönderilen Yüzbaşı Abdurrahman Bey oldu. 1921 yılında Fahrettin Paşa'nın Kabil'e gelmesiyle Afganistan ilişkileri daha ileri bir boyut kazandı. Medine Müdafaası'nın unutulmaz ismi Fahrettin Paşa Afganistan'da da büyük işlere imza attı. Bu yardımsever adımların devamında, Ankara'da ilk büyükelçilik açan ülke Afganistan oldu.
1921'de Anadolu'daki durum
Ankara Hükümeti Afganistan'ın yardım çağrısı gönderdiği yıllarda iç isyanlarla boğuşuyordu. Yunan ordusunun ilerleyişini durdurmaya Kuvay-ı Milliye milislerinin gücü yetmeyeceği aşikardı. Düzenli ordu fikri giderek daha fazla güç kazanıyordu. Sadece işgal güçleri değil, içerde de merkezi otoriteye karşı ciddi tehditler vardı.
Müslüman ve Tük halkının önemi
Ankara'nın en zayıf olduğu o günlerde, Mustafa Kemal Paşa dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa'ya böyle bir subay heyetinin derhal hazırlanıp gönderilmesini yazılı olarak emretti. Yazısında subay heyetinin Afganistan'da neler yapması gerektiğini de hatırlattı. Mustafa Kemal'in Fevzi Paşaya verdiği yazılı talimatın en önemli maddelerinden biri, oraya gönderilecek subay heyetinin bu ülkedeki Türk ve Müslüman ahaliyle çok iyi ilişkiler kurması; ikincisi de, Afganistan'da Türklük ve Müslümanlık aleyhine faaliyet gösterecek bir partinin iktidara geçmesine engel olunmasıydı.
Anlaşma 'Besmeleyle' başladı
Mart 1921'de imzalanan andlaşmada Afganistan'ın Türkiye'den neden yardım istediği ortay çıkıyordu. Afganistan'ın nazarında Türkiye, İslam ülkelerinin tek lideriydi.
Andlaşmaya, TBMM Hükümetini, Ekonomik İşler Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek ve Eğitim İşleri Bakanı Dr. Rıza Nur, Afganistan'ı ise General Mehmet Veli Han temsil etti.
Maddeler her şeyi açıklıyor
Besmele ile başlayan 10 maddelik andlaşmanın 3 maddesinde 'Yüce Afganistan Devleti yüzyıllardan beri İslamiyet'e önderlik ve ona üstün görevler yapmış olan, hilafet dünyasını elinde tutan Türkiye'nin bu alanda lider olduğu' cümleleri vardır.
4. maddede ise 'Bağıtlı taraflardan biri Doğu'yu istila ya da sömürge yapma siyasetini izleyen herhangi bir emperyalist devlet tarafından ötekine yapılacak saldırıyı bizzat kendine yapılmış sayarak, elindeki araçlar ve imkanlarıyla, onu püskürtmeyi kabul eder' denilmiştir.
Andlaşmadan sonra Kabil'e Fahrettin Paşa büyükelçi olarak gönderilmiştir.
Bütün bu yaşanların ardından Afganistan'a bomba yağdırarak binlerce sivilin ölümüne neden olan savaş uçaklarının Konya'dan kalkacak olması hayli üzücü olarak yorumlandı.
Milli Gazete
