Michel Chossudovsky*
Mumbai terör saldırıları tecrübeli ve eğitimli silahlı adamlardan oluşan grupların dikkatlice planladığı ve koordine ettiği bir operasyondu.
Operasyon askeri nitelikli istihbarat operasyonunun parmak izlerini taşıyor. Bir Rus terör karşıtı uzmanına göre, Mumbai teröristleri ?Çeçenlerin Kuzey Kafkasya?da tüm kasabaları evleri ve hastaneleri gasp ederek uyguladıkları korkutma taktiğinin aynısını kullandılar.? (Russia Today, 27 Kasım 2008).
Mumbai saldırıları ?Hindistan?ın 11 Eylül?ü? olarak tanımlanıyor. Saldırılar pek çok yerde birbirinden birkaç dakika aralıkla arka arkaya gerçekleştirildi.
İlk hedef Mumbai?nin Tren İstasyonu Chatrapati Şivaji Terminus?da (CST) silahlı kişiler yolcuların olduğu kalabalığa rasgele ateş açtı. Silahlı kişiler ?daha sonra istasyondan çıkıp Cama Hastanesinin de bulunduğu komşu binalara girdi. '
Saldırılar ayrı silahlı gruplar tarafından Mumbai?nin Hindistan Geçidine en yakın yerindeki turistik bölgenin merkezinde yer alan iki lüks oteli Oberoi-Trident ve Tac Mahal Otelinde gerçekleşti.
Silahlı kişiler ayrıca turistik bölgede şık bir restoran olan Kafe Leopold?e de ateş açtı. Üçüncü hedef Mumbai?nin Yahudi Merkezi Çabad Lubaviç?i bulunduran iş merkezi olan Neriman Eviydi. Rabbi ve eşi de dâhil olmak üzere altı rehine öldürüldü. Santa Cruz yurtiçi havaalanı; çok katlı Adlabs Metrosu ve Mazgaon Tersanesi de hedef alındı.
'Saldırılar en yoğun yerlerde gerçekleşti. Otel ve hastanelerin yanında teröristler tren istasyonlarına, Crawfor Marketine, Wadi Rıhtımı ve havaalanı yakınındaki Batı Ekspres Otoyoluna saldırdı. Otomatik silahlar ve el bombalarıyla yedi yere saldırıldı.?(Times of India, 26 Kasım 2008),
Hindistan askerleri otelleri sardı. Hindistan Özel Güç komandoları teröristlere karşı koymak üzere iki otele gönderildi. Otellerdeki görgü tanıkları silahlı kişilerin Amerikan ve İngiliz pasaportlu kişileri ayırdıklarını söyledi.
Haberlere göre ölenlerin sayısı 150?yi aşmış durumda. Bunların çoğu Hindistan uyrukluydu ve çoğu Chatrapati Şivaji Terminus tren istasyonundaki saldırıda öldü. Saldırılarda en az 22 yabancı uyruklu öldürüldü. Anti-terör timinin şefi dâhil on dört polis memuru da saldırılarda öldürüldü.
Saldırıların Ardında Kim Vardı?
Haberlere göre ?Deccan Mücahitleri? diye adı önceden bilinmeyen bir grup saldırıları üstlendi. Deccan Platosu Hindistan?ın güney merkezinde Andra Pradesh eyaletinde yer alan bir bölgedir. Bu adı duyulmamış grup destekleyici bir delil olmadan terörist örgütlerin el-Kaide ağına ait olduğu şeklinde kategorize edilmiştir.
Polis raporları dokuz ?şüpheli saldırganın? yakalandığını ve teyit edilmeyen polis kaynaklarına göre saldırganlardan üçünün Pakistan askeri istihbaratının gizlice desteklediği Pakistan?ın Keşmir ayrımcı örgütü Leşkeri Tayyibe?ye mensup olduklarını itiraf ettiğini bildiriyor. Haberlere göre yakalananlardan en az biri Pakistan uyruklu İngiliz vatandaşı.
Hem Batılı medya hem de Hindistan medyası koro halinde Pakistan?ı ve İslami terör örgütlerinin sözde desteğini işaret ediyor: 'Amerika?daki ve dünyadaki strateji uzmanları ve güvenlik analistleri Pakistan?ın terördeki rolünü inceliyor. Hindistan?daki başka bir terör dizisinde daha parmaklar hakaret edilen komşuyu gösteriyor.?
Hindistan?dan ilk gelen haberlerde ?Deccan Mücahitlerinin? saldırıyı üstlenmesi nedeniyle Mumbai katliamının Hindistan?daki memnuniyetsiz bir grup militan tarafından gerçekleştirilen yerel bir saldırı olarak belirtildiyse de, telefon sinyalleri, silah yapısı, deniz yoluyla giriş tarzı gibi şeylere dayanarak Hindistan ordusu ve güvenlik uzmanları tarafından ortaya konan deliller dikkati hemen Pakistan?a odakladı.' (Times of India, 27 Kasım 2008)
Amerikan medyası dikkatini Mumbai saldırıları ile ?yeniden canlanan terör grupları? arasındaki bağlantılara odakladı. ?Yeniden canlanan terör grupları Pakistan istihbarat unsurlarından koruma ve destek aldığı kadar Pakistan?ın aşiret bölgelerinde de cenneti yaşıyorlar.' (Washington Post, 28 Kasım 2008).
'Medeniyetler Çatışması'
Avrupa ve Kuzey Amerika İslami köktenciler tarafından yapılan Mumbai saldırılarını ?Medeniyetler Çatışmasının? bir parçası olarak görüyor. ?Militan İslam medeniyete karşı savaşta yer aldı.'
Saldırılar neticesinde ortaya çıkan dramatik hayat kaybı Batı Dünyasında Müslüman karşıtlığı duygularının yeniden canlanmasına silinmez bir katkı sağlamıştır.
Hindistan Mumbai?deki terörist saldırılarının ana hatları giderek aydınlanıyor. Teröristler Hindistan?ı, Amerika?yı, İngiltere?yi ve Yahudi halkı hedef aldı. (Market Watch, 28 Kasım 2008)
Medyaya göre düşman el Kaide?dir. Aldatıcı ?dış düşman? Pakistan?ın Kuzey Batı Sınır Eyaletinde ve aşiret bölgelerinde operasyon üslerine sahip. Washington?un kendi kendine ilan ettiği ?Terör üzerine Küresel Savaş? adı altında kutsal emri bin Ladin?i yok etmek ve İslam köktenciliğinin kökünü kazımaktır.
Pakistan?ın özerkliğini ihlal ederek Amerika?nın Pakistan?ın içine askeri müdahale hakkı bu yüzden desteklendi. Mumbai saldırılarındaki hayat kayıplarına yanıt olarak Kuzey Batı Pakistan?ın aşiret bölgelerindeki köyleri bombalamak ?insanlık çabasının? bir parçasıdır:
'Bu korkunç baskınlardan önce Güney Asya?dan gelen haberler teşvik ediciydi. Merkezi problem ABD ve NATO güçlerinin Taliban ve el Kaide unsurlarını yok etme mücadelesi verdiği Afganistan?ı yatıştırmak olarak kalıyor.' (Washington Post, 28 Kasım 2008)
'Ancak Washington terör ile mücadelede Pakistan ordusunun işbirliğini istiyor. Son haftalarda Afganistan?daki ABD subayları Pakistanlıların Pakistan bölgesindeki Taliban?a karşı saldırı düzenlemelerini överek daha iyi sonuçlar haber verdiler.'
Medyanın Kasten Yanlış Bilgilendirmesi
ABD TV ağı Mumbai?deki dramatik olayları geniş ölçüde haber yaptı. Saldırılar Amerika içinde korku ve yıldırma havasını tetikledi.
Mumbai saldırıları 11 Eylül ile çok yakından ilgili denildi. Resmi ABD beyanları ve medya haberleri Mumbai saldırılarını ABD topraklarına yapılacak el Kaide destekli bir terörist saldırı olasılığı dâhil daha geniş bir sürecin bir parçası olarak değerlendirdi.
Başkan Yardımcısı Seçilen Joe Biden seçim kampanyası boyunca Amerika?yı şu görüşüyle uyardı; ?Bize 11 Eylül?de saldıran insanlar, Afganistan ve Pakistan arasındaki dağlarda yeniden gruplanıyor ve yeni saldırılar planlıyorlar '. (vurgu eklendi)
Bunlar Mumbai?deki terör saldırılarının arkasındaki aynı insanlardır. Bunlar gene Amerika?ya saldırı planlayan aynı insanlardır.
Mumbai?deki saldırıların hemen akabinde New York Valisi Michael Bloomberg ?New York?ta olabilecek terör ile ilgili doğrulanmamış bir habere? dayanarak New York şehrinin metro sistemini ?büyük uyarıya? soktu. Bloomberg bir beyanatında ?Bu haber New York Polis Teşkilatını ulaşım sistemimizi korumak için önleyici adımlar almaya götürdü ve biz şehrimizi güven içinde tutmak için ne gerekiyorsa her zaman yapacağız,' dedi. (McClatchy-Tribune Business News, 28 Kasım 2008, vurgu eklendi).
Mumbai saldırılarından sadece bir gün önce ?FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı New York ulaşım sistemine karşı ?olası ama doğruluğu kanıtlanmamış? el Kaide tehdidine karşı uyarmıştı.' (aynı yazıda)
'Mumbai?de saldırılar yapılırken, ABD yetkilileri el Kaide?nin New York metro sisteminde saldırılar düzenleyebileceği üzerine bir uyarı yayınlandı. Emin olmak için üstü kapalı bir uyarıydı. FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı 'Planlama isteğinin ötesinde geliştirilen bir planı teyit edecek belli detaylar elimizde yok ancak önümüzdeki tatil döneminde böyle bir saldırıya maruz kalınabileceği uyarısını yayınlıyoruz,' dedi.' (Chicago Tribune, 29 Kasım 2008)
Pakistan'ın Askeri İstihbaratı Amerika?nın Truva Atı
Pakistan İstihbarat Teşkilatı ISI?nin CIA ile değişmez yakın ilişkisinden bahsedilmeden Pakistan Askeri İstihbaratı ile birlikte bu saldırılara dâhil oldukları toplu olarak tüm medya haberlerinde yer alıyor.
ABD medyası sabit bir şekilde ABD istihbarat aracının menfaatlerine hizmet ediyor. Bu çarpıtılmış haberlerin imaları şunlardır:
1. Teröristler el Kaide ile bağlantılıdır. Mumbai saldırıları Pakistan?ın ISI teşkilatını da içeren ?Devlet destekli? bir operasyondur.
2. Mumbai saldırganlarının Pakistan?ın aşiret bölgeleri ve Kuzey Batı Sınır Eyaletindeki terörist gruplarla bağlantıları vardır.
3. Pakistan?ın özerkliğini ihlal ederek ABD Hava Gücünün aşiret bölgeleri bombalamaya devam etmesi sonuç itibariyle ?Terör üzerine Küresel Savaşın? bir parçası olarak haklı çıkarılmıştır.
ISI Amerika?nın Truva Atıdır, CIA?in gerçek bir vekilidir. Pakistan İstihbaratı 1980?lerin başlarından beri ABD ve İngiliz İstihbarat birimleriyle yakın ilişkide çalışmıştır.
ISI Hindistan?a karşı yönlendirilen büyük gizli bir operasyona dâhil olsaydı, CIA operasyonun kesin yapısı ve zamanlaması hakkında önceden bilgi sahibi olurdu. ISI ABD istihbaratının onayı olmadan hareket etmez.
Ayrıca ABD istihbaratı Sovyet Afgan savaşı başlangıcı ve Soğuk Savaş dönemi sonrası boyunca el Kaide?yi desteklediği biliniyordu. (Daha fazla detay için Michel Chossudovsky, El Kaide ve Teröre Karşı Savaş, Global Research, 20 Ocak 2008 yazısına bakınız.)
Mücahitleri eğitmek için Pakistan?da CIA destekli gerilla eğitim kampları kuruldu. Tarihsel olarak ABD İstihbaratı aracı olarak Pakistan?ın ISI istihbarat servisini kullanarak el Kaide?yi destekledi.
'CIA desteğiyle ve zorla yoğun miktarda ABD askeri yardımının geçirilmesiyle Pakistan ISI istihbarat servisi ?hükümetin her yönüne devasa bir güç koyarak paralel yapı? geliştirmişti. (Dipankar Banerjee, 'ISI?nin İlaç Sanayi ile Olası Bağlantısı ', India Abroad, 2 Aralık 1994).
11 Eylül uyanışında Pakistan?ın ISI istihbarat servisi Afganistan?ın Ekim 2001 işgalinde ABD ve NATO yüksek askeri kumandasıyla yakın işbirliği içinde önemli bir rol oynadı. İronik bir şekilde, Ekim 2001?de hem ABD hem de Hindistan basın haberleri FBI ve istihbarat kaynaklarının ISI?nin müttefik 11 Eylül teröristlerine destek sağladığından bahsetti. (Bakınız Michel Chossudovsky, Bush Yönetiminin Ört Bas Etmesi veya Suç Ortaklığı, Pakistan?ın Askeri İstihbaratının (ISI) 11 Eylül Saldırılarındaki Rolü, Global Research, 2 Kasım 2001)
Pakistan'ın CIA Tarafından Tayin Edilen Baş Casusu
Tarihsel olarak CIA Pakistan?ın İstihbarat Servisinin (ISI) yöneticisinin tayinin resmi olmayan bir rol oynadı. Eylül ayında, Washington ISI başkanı Teğmen General Nedim Tac?i işten çıkarmaya bahane olarak ?teröre karşı savaşı? kullanarak İslamabad?a baskı yaptı.
'Washington?un ISI patronu Nedim Tac ve iki vekilini militanlarla ?çift taraflı anlaşma yaptığından? ajansın kilit noktasından uzaklaştırması için Pakistan?a yoğun baskı yapmasının nedeni anlaşılıyor.( Daily Times, 30 Eylül 2008 )
Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari Eylül ayının sonlarında New York?ta CIA Yöneticisi Michael Hayden ile görüşmeler yaptı. (The Australian, 29 Eylül 2008) Bundan hemen birkaç gün sonra, yeni bir ABD onaylı ISI başkanı Teğmen General Ahmet Suja Paşa Washington adına Ordu Kumandanı General Kayani tarafından tayin edildi.
Bu bağlamda, Bush yönetimi tarafından yoğunlaştırılan baskılar ülkenin istihbarat servisini (ISI) sivil otorite altına, yani İç İşleri Bakanlığının yargılaması altına, koymak için Pakistan Halk Partisi hükümeti tarafından bir parlamento girişimini engellemeye yardımcı oldu.
ABD Pakistan?ın Bölgesel Özerkliğini İhlal Ediyor
ABD Pakistan?ın özerkliğini şu anda Kuzey Batı Sınır Eyaleti ve aşiret bölgelerindeki köyleri rutin olarak bombalayarak ihlal ediyor. Bu operasyonlar ?terör yüzünden savaş? bahanesi kullanılarak yürütülüyor. Pakistan ?resmi olarak? ABD?yi bölgede devam ettirdiği hava bombardımanlarından suçlarken, Pakistan?ın askeri kanadı (ISI de dâhil) ?gayri resmi olarak? hava saldırılarını destekledi.
Bu bağlamda ISI?nin başına Teğmen General Ahmet Suja Paşa?nın zamanında tayini ABD?nin Pakistan?daki ?terör karşıtı? operasyonlarına devam ettiğini temin etmek içindi. ISI başkanı olarak tayininden önce Teğmen General Ahmet Suja Paşa ABD ve NATO ile yakın istişare içinde Federal olarak Yönetilen Aşiret Bölgeleri ve Kuzey-Batı Sınır Eyaletinde Pakistan askeriyesi tarafından Taliban ve el Kaide?ye karşı hedeflenen saldırıları yürütmekten sorumluydu.
Bu tayin ile birlikte Teğmen General Ahmet Suja Paşa Pakistan İstihbarat Servisi (ISI) içerisinde pek çok ISI bölgesel kumandanların yerini değiştirerek büyük bir görev değişikliği gerçekleştirdi. (Daily Times, 30 Eylül 2008). Ekim ayının sonlarında ABD askeri ve istihbarat ortaklarıyla buluşmak üzere Washington?un Langley ve Pentagon CIA karargâhlarındaydı:
'Pakistan ABD hava saldırılarından açıkça şikâyet etmekte. Ancak ülkenin yeni istihbarat şefi Teğmen General Ahmet Suja Pala geçen hafta üst askeri ve ajan şefleriyle görüşmeler için Washington?u ziyaret etti ve herkes gülümseyerek çıkıyor göründü.' (David Ignatieff, Pakistan?la Sessiz Bir Anlaşma, Washington Post, 4 Kasım 2008, vurgu eklendi).
Mumbai Saldırılarının Zamanlaması
Sayısız sivil ölümlerine yol açan Aşiret Bölgelerindeki ABD hava saldırısı Pakistan?da ABD karşıtı bir hava dalgası yarattı. Aynı tarzda bu Amerikan karşıtı hava Mumbai saldırılarından aylar öncesinde Hindistan ile Pakistan arasında yenilenmiş bir işbirliği havasını oluşturmaya da hizmet etti.
ABD-Pakistan ilişkileri her zamankinden daha düşük seviyede iken, son aylarda İslamabad ve Delhi hükümetleri tarafından çift taraflı ilişkileri teşvik etmek için önemli çabalar oldu.
Saldırılardan sadece bir hafta önce Pakistan devlet başkanı Asıf Al Zerdari ?Hindistan ve Pakistan?da Keşmir meselesini kamu tartışmasına açmaya ve Keşmir?in geleceğine insanların karar vermesine zorlandı. '
İki ülke arasında ekonomik birliğe öncülük etmesi istendiği gibi ?ikili ilişkileri yeni bir seviyeye taşıması? da istendi.
Böl ve Yönet
Bu saldırılarla hangi menfaatlere hizmet edildi?
Washington Mumbai ataklarını şunları gerçekleştirmek için kullanma niyetindedir:
1) Pakistan ve Hindistan arasındaki bölünmeleri teşvik etmek ve iki ülke arasındaki çift taraflı işbirliği ve ticaret sürecini saptırmak;
2) Hem Hindistan?daki hem de Pakistan?daki iç, sosyal, etnik ve hizipsel bölünmeleri teşvik etmek;
3) Pakistan?ın bölgesel özerkliğini ihlal ederek sivillerin öldürülmesi de dâhil Pakistan içerisindeki askeri hareketleri haklı çıkarmak;
4) ABD?nin öncülük ettiği ?teröre karşı savaşı? Hindistan yarımadasına ve Güney Doğu Asya?ya uzatmayı haklı çıkarmaya çalışmak.
2006 yılında Pentagon ?bazı bilinen hedeflere karşı misilleme yapmak için bugün elde olmayan fırsat ve haklı çıkarmayı yaratacak başka (11 Eylül tarzında büyük bir terörist) saldırı? için uyarmıştı. (Pentagon?dan bir subayın beyanı Washington Post?a sızmıştı, 23 Nisan 2006). Mevcut bağlamda, Mumbai saldırıları Kuzey Batı Pakistan?ın aşiret bölgelerinde ?bilinen hedeflerin? üzerine gitmek için ?bir haklı çıkarma? olarak düşünülecektir.
Hindistan?ın Başbakanı Manmohan Singh saldırıları ?dış güçlerin? gerçekleştirdiğini beyan etti, Pakistan?ın olası rolünü üstü kapalı olarak ima etti. Medya haberleri de bu doğrultuda saldırıların ardında Pakistan hükümetinin olduğunu üstü kapalı ima etti:
ABD memurları ve meclis üyeleri Pakistan?ın adını vermekten kaçındılar ancak ?İslami terörizmi? suçlu çıkarmaları endişelerinin nerede olduğuna çok az şüphe bıraktı.
....
İslamabad?a karşı yapılan son zamanlardaki yüklenmelere Bush hükümetinin kendi değerlendirmesi güç verdi. ABD medyasına sızanlara göre Pakistan?ın istihbarat servisi ISI içlerinde çok sevilen bir Hindistan diplomatı ve saygın bir savunma memurunu da içeren yaklaşık 60 kişiyi öldüren Kabil?deki Hindistan Elçiliğinin bombalanmasıyla bağlantılıydı. (Times of India, 27 Kasım 2008)
Saldırılar Hindistan?daki Pakistan Karşıtı Havayı Tetikledi
Saldırılar Hindular ile Müslümanlar arasındaki hizipsel bölünmeleri olduğu kadar Hindistan içinde Pakistan karşıtı havayı da teşvik etti.
Time Dergisi Washington?un emriyle tayin edilen ISI?nin yeni başkanını tanımadan ?Hindistan?da terör saldırıları düzenlemekten sık sık suçlanan güçlü Pakistan İstihbarat Servisinin? sinsi rolündeki belirsiz şartlara işaret etti. (Time online).
Time haberi delil göstermeden muhtemelen saldırıların mimarlarının Pakistan destekli İslami gruplar olduğunu öne sürdü. Aralarında ?El Kaide grubunun bir parçası olan? Leşkeri Tayyibe, Delhi?deki Birlik parlamentosuna Aralık 2001?de düzenlenen terörist saldırılarının sorumluluğunu üstlenen el Kaide?ye ait Keşmir ayrımcı örgütü Ceyşi Muhammed ve Hindistan İslami Öğrenci Hareketi (SIMI) gibi gruplar bulunuyor. (aynı yazıya bakınız)
Hem leşkeri Tayyibe?nin hem de Ceyşi Muhammed?in ISI tarafından desteklendiği bilinmektedir.
İslamabad-Delhi Mekik Dokuma Diplomasisi
Pakistan devlet başkanı Asıf Ali Zerdari bu hükümetin tamamen Hindistan otoriteleriyle işbirliği yapması gerektiğini belirtti. Pakistan'ın yeni seçilen sivil hükümeti yüksek askeri komutanlığının yargılaması altında kalan kendi istihbarat servisleri tarafından saptırıldı.
Başbakan Yusuf Rıza Gilani liderliğindeki Pakistan Halk Partisinin ABD ile yakın ilişkisini muhafaza etmeye devam eden askeriye ve istihbarat servisi üzerinde hiçbir kontrolü yok. Pek çok yönden Pakistan sivil hükümeti dış politikasını kontrolü altında tutamıyor. Pakistan Askeriyesi ve güçlü istihbarat kolu (ISI) kendi borusunu öttürüyor.
Bu bağlamda devlet başkanı Asıf Ali Zerdari çift taraflı oynuyor görünüyor: Askeriye-İstihbarat servisiyle gizli anlaşma yapıp, Washington ile diyalogda bulunuyor ve başbakan Gilani ve Millet Meclisine sözde bağlılık gösteriyor.
Mumbai saldırılarını müteakip iki gün sonra 28 Kasım?da İslamabad yeni tayin edilen ISI başkanı Teğmen General Ahmet Suja Paşa?yı müzakereler için Delhi?ye gönderecekti. Onunla birlikte Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı M K Narayanan ve Hindistan dış istihbarat acentesi Araştırma ve Analiz Kanadı'nın (RAW) ve iç istihbarattan sorumlu İstihbarat Bürosunun başkanları ona eşlik edecekti. RAW ve Pakistan İstihbarat servisi (ISI) otuz yıldan fazla süredir birbirlerine karşı gizli bir savaş yürütmekle bilinmekteler.(1)
Hindistan dış işleri bakanı Pranab Mükerje?nin ?Mumbai saldırılarından sonra bir telefon (görüşmesinde) Pakistanlı yetkililerle çok agresif tonda? görüşmesini müteakip ertesi gün (29 Kasım?da) İslamabat ISI başkanı Teğmen General Suja Paşa?nın Hindistan?a ziyaretini iptal etti. (Press Trust of India, 29 Kasım 2008, Geo News Pakistan).
Gergin Durum. Hindistan-Pakistan İlişkilerinin Kötüleşmesi
Mumbai saldırıları büyük ölçüde bölgede ABD jeopolitik menfaatlerine hizmet eden aşırı gergin bir durum yarattı.
?Mumbai katliamında Pakistan unsurlarının üstü kapalı ima edilmesiyle Hindistan?la gerginlikte artış olursa? İslamabat yaklaşık 100,000 askeri personeli Pakistan-Afgan sınırından Hindistan sınırına almayı tasarlıyor. (Pakistan haber kaynağı PTI).
'Bu kaynakların söylediğine göre NATO ve ABD komutanlığı Pakistan?ın terörle savaşa ve Afganistan sınırı civarındaki militanlara karşı konsantre olamayacağı çünkü Hindistan sınırlarının çok daha önemli olduğunu söylediler,' (aynı yazıya bakınız, Geo News kıdemli Pakistanlı gazeteci Hamid Mir?den alıntılıyor).
Hindistan Polis Soruşturmasının Yönetimine ABD Müdahalesi
Önemli olan başka bir şey de Washington?un Hindistan polis soruşturmasının yönetimine resmen müdahalesidir. The Times of India ?Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve İsrail?in casus ekipleri ile soruşturma ajanlarını içeren eşi görülmemiş bir istihbarat işbirliğine? dikkat çekiyor.
Hem FBI hem de İngiltere Gizli Servisi M16 Delhi?de irtibat ofislerine sahip. FBI polisi, terörle mücadele memurlarını ve adli tabiplerini ?Amerikan kurbanlarını da içeren saldırıları soruşturmak üzere? Mumbai?ye sevk etti. Londra Metropol Polisinden uzmanlar da Mumbai?ye sevk edildi:
Resmi görevlinin dediğine göre Hindistan yetkilileri soruşturmaya başladığında Pakistan militan grupları Leşkeri Tayyibe ve Ceyşi Muhammed?in saldırılarda ?öne çıkan? şüpheliler olması ABD hükümetinin ?çalışma varsayımıydı.? İki Keşmir militan grubunun da el Kaide ile bağlantıları var. (Wall Street Journal, 28 Kasım 2008)
ABD-İngiltere-İsrail teröre mücadele ve polis memurlarının rolü özellikle Hindistan polis soruşturmasının sonuçlarını manipüle etmek.
Gene de Delhi hükümetinin İsrail?in Mumbai?deki Çabad Yahudi Merkezinde kalan Yahudi rehinlerin kurtarılmasında Hindistan komandolarına yardım etmek için özel askeri birlik güçlerini göndermek istemesini reddetmesinin pek de önemi yok. (PTI, 28 Kasım 2008).
Bali 2002 Mumbai 2008?e karşı
Mumbai terörist saldırıları 2002 Bali saldırılarıyla belli benzerlikler taşıyor. Her iki durumda Batılı turistler hedeftiler. Hindistan?ın Bali adasındaki Kuta turist tatil köyü özellikle Avustralyalı turistleri hedef alan iki ayrı saldırının hedefiydi. (aynı yazıya bakınız)
Bali 2002 bombalamalarında iddia edilen teröristler uzunca bir dava döneminden sonra daha birkaç hafta önce 9 Kasım 2008?de infaz edildi. (Michel Chossudovsky, Adaletin Başarısızlığı: 2002 Bali bombalamalarının ardında kim vardı? Global Research, 13 Kasım 2008). 2002 Bali saldırılarının siyasi mimarları asla davaya getirilmedi.
Endonezya?nın en yüksek rütbelilerinden yayılan bir 2002 Kasım haberi CIA?i olduğu kadar Endonezya istihbarat başkanı General A. M. Hendropriyono?nun da dâhil olduğuna işaret ediyordu. Endonezya istihbarat servisi (BIN) ile Cemaati İslamiye bağlantıları Avustralya istihbaratı ve CIA tarafından sahnenin arkasında yönetilen resmi Endonezya hükümet soruşturmasına hiç getirilmedi. Ayrıca, bombalamadan kısa süre sonra Avustralya Baş Bakanı John Howard ?Avustralya yetkililerinin Bali?deki olası saldırılarla ilgili olarak uyarıldığını ama uyarıyı yayınlamamayı tercih ettiklerini itiraf etti.' (Christchurch Press, 22 Kasım 2002).
Bali 2002 bombalamalarıyla ilgili olarak iki eski Endonezya devlet başkanının beyanatları dava sürecinde dikkatsizce reddedildi. İkisi de Endonezya askeriyesi ve polisinin suç ortaklığına dikkat çekmişti. 2002 yılında devlet başkanı Megawati Sukarnoputri ABD?yi saldırılara dâhil olmakla suçladı. 2005 yılında Avustralya?nın SBS TV?si ile Ekim 2005?teki bir röportajda eski devlet başkanı Wahid Abdurrahman Endonezya askeriyesi ve polisinin 2002 Bali bombalanmasında suç ortağı rolü oynadığını beyan etti. (Adaletin Başarısızlığı: 2002 Bali bombalamalarının ardında kim vardı?, aynı yazıdan alıntı)
Not:
(1.) Son aylarda Hindistan?ın dış istihbarat (RAW) şefi Ashok Chaturvedi siyasi bir hedef haline geldi. Başbakan Manmohan Singh onu görevden alıp yerine daha kabul edilebilir birini getirme niyetinde. Chaturvedi?nin istihbarata ve polis soruşturmasına dâhil olup olmayacağı belli değil.
* Michel Chossudovsky Kanadalı bir iktisatçıdır. Kendisi Ottowa Üniversitesinde İktisat Profesörüdür. Michel Chossudovsky globalresearch.ca adlı siteyi yürüten Küreselleşme Üzerine Araştırma Merkezi editörüdür. Merkez kendisini ?Yeni Dünya Düzenini? ?silahsızlandırmak? ve ?Küreselleşmenin? medcezirlerini zapt etmeye adamak? şeklinde ifade etmektedir.
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK.com için tercüme edilmiştir.
Yazarın diğer makalasi için tıklayın:
11 Eylül ve 'Amerikan Engizisyonu'