Dolar

32,5991

Euro

34,8085

Altın

2.499,01

Bist

9.448,13

'Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması'nın 2020 sonuçları açıklandı

2016-2020 yılları arasında toplam 6 bin 21 kişi ile yapılan anket çalışmalarının kapsamlı bir değerlendirmesiyle birlikte açıklanan sonuçlar, Türkiye'de kadın algısına dair ilginç veriler ortaya koyuyor-Türkiye genelinde kadınların toplum içinde yaşadığı en büyük sorun yüzde 66 ile 'şiddet' oldu- Erkeklerin yüzde 63'ü de kadının yaşadığı en büyük sorunu şiddet olarak yanıtladı- 'Aile içi şidd

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-03-10 12:41:36

'Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması'nın 2020 sonuçları açıklandı
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen "Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması"nın 2020 yılı sonuçları açıklandı.

Üniversitenin, Cibali Kampüsü'nde düzenlenen basın toplantısında, Ocak-Şubat aylarında İstanbul başta olmak üzere toplam 23 ilde, kadın-erkek 18 yaş ve üzeri 1216 kişi ile gerçekleştirilen araştırma sonuçları değerlendirildi.

Bu yıl altıncısı yapılan "Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması"nın 2020 yılı sonuçları, Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou O'Neil ile İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu'nun katılımıyla düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaşıldı.

- Kadınların yüzde 68'i, erkeklerin yüzde 63'ü 'şiddet' dedi

2016-2020 yılları arasında toplam 6 bin 21 kişi ile yapılan anket çalışmalarının kapsamlı bir değerlendirmesiyle birlikte açıklanan sonuçlar, Türkiye'de kadın algısına dair çarpıcı veriler ortaya koyuyor.

Türkiye genelinde kadınların toplum içinde yaşadığı en büyük sorun yüzde 66 ile "şiddet" oldu. Geçen yıl yüzde 60 olan bu oranın, yüzde 6 artması dikkati çekiyor. Erkeklerin yüzde 63'ü de kadının yaşadığı en büyük sorunu şiddet olarak yanıtladı.

Araştırma, boşanma ve şiddet ilişkisine dair de çarpıcı veriler içeriyor. "Aile içi şiddet boşanma için yeterli bir sebeptir" diyenlerin oranı 2019'da yüzde 74 iken, bu oran 2020 yılında yüzde 79'a yükseldi.

"Bir erkek, ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir" diyenlerin oranı ise 2016'da yüzde 14 seviyesinde iken 2020 yılına gelindiğinde yüzde 4'e geriledi. Bir diğer sonuç ise ailenin devamı için şiddetin görmezden gelinebileceğine dair. 2016'da katılımcıların yüzde 18'i bu düşünceye sahipken, 2020'de bu düşünceye katılanların oranı yüzde 8'e düştü.

Araştırmaya katılan erkeklerin sadece yüzde 3'ü diplomasız iken, bu sayı kadınlar arasında yüzde 8'e çıkıyor. Eğitim sistemine girebilen kadınların çoğunluğu (yüzde 46'sı) ilk 8 yıllık eğitimi alırken, kadın-erkek farkı lise seviyesinde belirginleşiyor. Lise mezunu kadın oranı yüzde 30 iken bu oran erkeklerde yüzde 36 oranında gözüküyor.

Araştırmaya göre annenin çalışmasının çocuk üstünde olumlu etkisi olduğu görüşüne katılım, kadınlar arasında erkeklere kıyasla daha güçlü. Ev dışında çalışan annelerin çocuklarına üretken ve dolu bir hayat kurmalarında rol modeli olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 64, erkeklerin ise yüzde 54 olması dikkati çekiyor. Araştırmaya göre annesi çalışan çocukların daha özgüvenli olduğuna ve kendi ayakları üzerinde durabildiğine inananların sayısı artış gösteriyor. Bu oran kadınlarda yüzde 63, erkekler de ise yüzde 50 oranında seyr ediyor.

Kadınların iş yaşamında karşılaştığı zorlukları da ortaya koyan araştırmada, ankete katılan 3 bin 92 kadının 1424'ü, yani yüzde 46'sı bugüne dek hiç çalışmadığını beyan ediyor. Çalışmayı bırakan kadınların yüzde 44'ü, aile izni veya bakım sorumluluklarına destek verilmemesi, yüzde 13'ü ise işten atılma veya güvenli çalışma ortamı sağlanmaması sebebiyle işi bıraktıklarını belirtiyor.

- Çocuklarının bakımına katkıda bulunan genç babalar arttı

Araştırmaya göre Türkiye'de çocuklarının bakımına katkıda bulunan babaların sayısında geçtiğimiz yıllara oranlara artış var. 2019'da çocuklarıyla düzenli olarak ilgilenen babaların oranı yüzde 42'lerde iken bu oran 2020'de yüzde 51'e yükseldi.

Son 5 yıl baz alındığında 25-35 yaş arası babaların, çocuklarının bakımına daha yaşlı babalara kıyasla daha fazla katkıda bulunduğu ortaya çıkan araştırmada, genel anlamda babaların yaşı arttıkça çocuklarıyla daha az ilgilendikleri kaydedildi. 25-35 yaş arası babaların yüzde 11,6'sı çocuklarıyla hiç ilgilenmediklerini bildirirken, 51 yaş ve üstü babalarda bu oran yüzde 20.9'a çıkıyor.

Yine 25-35 yaş arası babaların yüzde 10,9'u çocuklarıyla hiç oynamadığını söylerken, bu oran 51 yaş ve üzeri babalarda yüzde 31,1 oranına tekabül ediyor.

Ayrıca eğitim seviyesi yükseldikçe babaların çocuklarının bakımında daha aktif rol aldıkları görülüyor.

- "Çocuğumuz 'sorumluluk sahibi, dürüst ve hoşgörülü' olsun"

Araştırma sonuçlarına göre kadınlar ve erkekler, çocuklarına verilmesi gereken en önemli değerler konusunda fikir birliğinde görünüyorlar. "Sorumluluk sahibi, dürüst veya hoşgörülü" bir nesil yetiştirmek isteyen ebeveynler, bu değerler konusunda kız ve erkek çocuk arasında da bir ayrım yapmıyor.

Ebeveynlerin bu konudaki tek istisnası çalışkanlık konusunda farklılık gösterirken, erkek çocuklarına çalışkan olma değerini aşılama isteği, kız çocuklarına kıyasla daha fazla olduğu görünüyor.

Araştırmanın parmak bastığı bir diğer sorun ise genç kız ve kadınların akşam tek başına sokakta olmasından duyulan çekince oluyor. Buna göre 18 yaş altı kız çocuklarının akşam 19-20:00 saatleri sonrası tek başına sokakta olması hem kadınlar (yüzde 34) hem erkekler (yüzde 32) tarafından güvenli görülmüyor.

Aynı durum yetişkin kadınlar için de geçerli. Yetişkin kadınların akşam 9-10 sonrası tek başına sokakta olmasını güvenli bulmayan kadınların oranı yüzde 32 iken, erkeklerde bu oranın yüzde 25 olduğu ortaya çıkıyor.







Haber Ara