Dolar

32,3119

Euro

35,0621

Altın

2.278,19

Bist

8.994,47

Tasavvuf müziği sanatçısı Yıldırım: 'Tasavvuf müziğini hakettiği yere taşımaya çalışıyoruz'

Enes Yıldırım:- 'Müzik canlı bir varlık olduğu için gençlere de hitap edebilmek adına güncel müziklerle paralel çalışmalar yapmak gerektiği kanaatindeyim. Çalışmalarımı da bu yönde yapıyorum'- 'Kadim İstanbul tekkelerinde icra edilen unutulmuş yahut unutulmaya yüz tutmuş zikir usullerini ciddi bir araştırma ve çalışmayla sahneye uyarladık. Sahnelediğimiz bu zikirleri görsel hafızaya alıp, gelec

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-05 11:14:30

Tasavvuf müziği sanatçısı Yıldırım: 'Tasavvuf müziğini hakettiği yere taşımaya çalışıyoruz'
AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Modern müzik ile tasavvuf müziğini harmanlayarak hazırladığı "Ruha Şifa" albümünü bir süre önce müzikseverlerle buluşturan sanatçı Enes Yıldırım, "Müzik canlı bir varlık olduğu için gençlere hitap edebilmek adına güncel müziklerle paralel çalışmalar yapmak gerektiği kanaatindeyim. Çalışmalarımı bu yönde yapıyorum." dedi.

Küçük yaşlardan itibaren babasıyla beraber katıldığı musiki meşkleri vesilesiyle tasavvuf müziğiyle tanışan 1993 doğumlu Yıldırım, AA muhabirine müzikal çalışmalarını ve kurucusu olduğu Dervişan Musiki Topluluğu'nu anlattı.

Yıldırım, ilk müzik eğitimine 2005'te meşklere gittiği Uşşaki Vakfında, keman dersiyle başladığını belirterek, sonrasında bireysel çabalarıyla ritim enstrümanları çaldığını söyledi.

- "Tasavvuf müziği adı altında pazarlanan farklı müzikler var"

Lisans döneminde konservatuvarda maddi anlamda bir gelecek görmediği için ekonomi okumaya karar verdiğini dile getiren Yıldırım, "Fakat mutlu olamadığım için iki sene okuyup bıraktım. Tekrar konservatuvar sınavına hazırlandım, kazandım ve 2018 yılında mezun oldum." diye konuştu.

Genç sanatçı, çocukluğunun ve gençliğinin her daim tasavvuf müziğiyle yoğrulduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Hani şimdilerde çocuk bekleyen annelere 'çocuğuna güzel müzikler dinlet, doğmadan kulağı dolsun' derler ya bu fakirin kulağı da bu müziğe doğmadan evvel aşina olmuş desek yanlış olmaz. Bundan dolayı tasavvuf müziğinin bende ayrı bir yeri var. Tabii bu Türk müziğinin diğer formlarını icra etmiyoruz manasına gelmiyor. Fakat uzmanlaştığım alan dini musiki alanı."

Türkiye'de tasavvuf müziği adı altında pazarlanan farklı müziklerin halk tarafından rağbet gördüğüne işaret eden Yıldırım, "Sayımız az da olsa bu yozlaşmaya karşı mücadele etmeye ve bu müziği hak ettiği yere taşımaya çalışıyoruz. Tabii müzik canlı bir varlık olduğu için gençlere de hitap edebilmek adına güncel müziklerle paralel çalışmalar yapmak gerektiği kanaatindeyim. Çalışmalarımı da bu yönde yapıyorum." ifadelerini kullandı.

- "İstanbul tekkelerinde zikir usullerini sahneye uyarladık"

Enes Yıldırım, müzikal yolculuğunda ders aldığı Dr. Bekir Şahin Baloğlu, Ferruh Yarkın ve Cavit Murtezaoğlu gibi usta isimlerin kendisinde büyük etki oluşturduğunu anlattı.

Kadim tekke musikisi örneklerini 2016'dan bu yana dinleyicilerle buluşturan "Dervişan Musiki Topluluğu"na değinen Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"Malumunuz tekkeler, kültür ve tarih aktarımında önemli rol oynayan irfan müesseseleridir. Fakat, tekke ve zaviyelerin seddiyle bu müesseseler varlıklarını korumakta zorlandı ve aktarım yapılacak yeni nesil gelmedi. Dolayısıyla birçok kültür ögesi tarihe karıştı. Biz de kadim İstanbul tekkelerinde icra edilen unutulmuş yahut unutulmaya yüz tutmuş zikir usullerini ciddi bir araştırma ve çalışmayla sahneye uyarladık. Sahnelediğimiz bu zikirleri görsel hafızaya alıp, gelecek nesillere aktarmayı amaçlayarak 2016 yılında bu topluluğu kurduk. İlk konserimizi Esenler Belediyesi bünyesinde icra ettik. Daha sonra Pir Seyyid Hasan Hüsameddin Uşşaki Sempozyumu'nda iki sene üst üste konser yaptık. Cezayir Kültür Bakanlığından davet alarak her sene düzenlenen 'International Semaa Sufi Festival'de de Türkiye'yi temsil ettik. Şu anda yeni projeler üzerinde çalışmalarımız devam ediyor."

- "Albümü aranje ederken gençlerin dinleyeceği günümüz müzik anlayışını dikkate aldık"

Yıldırım, temmuz ayında dinleyicilerinin beğenisine sunduğu son albümünün adı için sosyal medyadaki takipçilerinin görüşünü aldığını, yaptığı mini bir anketle de Halime Yılmaz'ın önerdiği "Ruha Şifa" isminde karar kıldıklarını dile getirdi.

Yıldırım, albümde 7 eserin yer aldığını belirterek, "Aranjörüm İsmail Ergenler maddi manevi her anlamda çok yardımcı oldu. Allah'ın yardımı, büyüklerimin desteğiyle maddi sıkıntıyı aştık ve çalışmalara başladık. Bu süreçte kıymetli büyüğüm M. Hikmet Önem, kıymetli hocam Ferruh Yarkın, canım ağabeyim Bekir Şahin Baloğlu ve sevgili kardeşlerim Sefa Yaşar ile Furkan Necipoğlu'nun çok katkısı oldu. Çalışmalarımız iki sene sonunda 'Ruha Şifa' olarak meyvesini verdi. Tabii albümü aranje ederken gençlerin dinleyeceği günümüz müzik anlayışını dikkate aldık ve konsept bir çalışma yaptık. Çıkış parçasını bu anlayışla 'Fahri Cihandır Mustafa' parçası olarak belirledik. Albümümü, benim bu müzikle tanışmamı sağlayan ve hayatı boyunca bana destek olan rahmetli babam Oktay Yıldırım'a ithaf ettim." ifadelerini kullandı.

Albümüm çıktıktan sonra hedefine ulaştığını anlayan ve bir dinleyicisinden kendisini çok etkileyen mesaj aldığını anlatan Yıldırım, "Mesaj şöyleydi, 'Ağabey, oğlum her gün 'Fahri Cihandır Mustafa'yı açtırıyor ve beraber dinliyoruz. Senin vesilenle Peygamber Efendimizin bir isminin Mustafa olduğunu öğrendi. Çok teşekkür ederim.' idi. Bu mesajla çok duygulandım ve Rabbime binlerce kez şükrettim." şeklinde konuştu.

Genç sanatçı, bugüne kadar Macaristan, Hindistan, Arnavutluk, Cezayir ve Azerbaycan'da da çeşitli konserler verdiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her ülkenin kendine has bir çekiciliği var tabii. Fakat ilk yurt dışı seyahatimi Hindistan'a yaptığım için, Hindistan'ın benim için ayrı bir yeri var. Bizim kültürümüze uzak olan insanların huzurunda bir Mevlevi ayini yahut bir Halveti devranı icra ettiğinizde çok ilgilerini çekiyor. 2014 yılında Macaristan'da ufak bir ekiple, içinde zikrullah olan bir konser icra etmiştik. İcra esnasında izleyicilerden birinin zikrullaha vücut hareketleriyle eşlik ettiğini gördüm ve o kişi çok dikkatimi çekti. Konser sonrasında o kişiyi tanıyan bir ağabeyimize 'bu kimdir' diye sorduğumda, bu kişinin Hristiyan bir Macar olduğunu öğrendiğimde Dervişan Musiki Topluluğu'nu kurmaya karar verdim."

Dijital platformlarda dinleyiciyle buluşan ve Yıldırım'ın 2 bestesi bulunan "Ruha Şifa" albümünde, ilahilere Dervişan Musiki Topluluğu da eşlik ediyor.

Albümün süpervizörlüğünü yapan İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu sanatçısı Ferruh Yarkın ve TRT ney sanatçısı Furkan Necipoğlu da çalışmanın içerik ve altyapı çalışmalarına katkıda bulundu.

Tasavvuf müziğinin usta isimlerinden Halil Necipoğlu ise albümde konuk sanatçı olarak, şarkı formundaki tek parça olan "Gönül Çalamazsan" adlı eserde gazellerle yer aldı.

Haber Ara