TİMETÜRK | HABER MERKEZİ
Taraf Gazetesi eski Maliye Bakanı Müsteşarı ve Bayburt Milletvekili Naci Ağbal'ı birkaç gündür ciddi şekilde hedef alıyor. Daha önce de “AKP Hükümeti'nin, Taraf Gazetesi'ne yönelik 'vergi incelemesi' adeta sistematik bir işkenceye dönüştü.” başlığıyla haberler yapan ve Ağbal'ı operasyonun arkasındaki isim olarak gösteren Taraf, Ağbal'ın milletvekili seçilmesinden sonra Ağbal'ı hedef alan haberlerini hızlandırdı. Taraf, Ağbal ile ilgili Ankara'da mülk edindiği, 2 adet daire aldığı ve son seçimleri sadece iki oyla kazandığına yönelik herhangi bir veriye dayanmayan yorumlarda bulunmayı sürdürüyor
Eski Maliye Bakanı Müsteşarı AK Parti Bayburt Milletvekili Naci Ağbal ise, önceki gün Taraf Gazetesi'nde hakkında yer alan iddiaları sosyal medyada yalanladı. Ağbal, “Taraf gazetesinde şahsım hakkında yapılan haber tamamen masa başında uydurulmuş, maksatlı, asilsiz, yalan ve uydurma bir haberdir. Söz konusu haberde TOKİ den ev satın aldığım iddia edilmektedir. Hayatımın hiç bir döneminde TOKI den bir ev satın almış değilimdir. Ayni şekilde, yine söz konusu haberde rayiç değerinin altında fiyatla bir ev aldığım seklindeki diğer iddia da tamamen gerçek dışıdır. Almış olduğum bu tek ev de rayiç değerinde normal şartlarda alınan bir evdir.” ifadelerini kullandı.
Taraf Naci Ağbal'dan ne istiyor?
Maliye Bakanlığı'nın Taraf'a yönelik vergi incelemesi 2012 yılının Aralık ayında başladı. Maliye Bakanlığı vergi müfettişi Abdulah Kiraz'ı Taraf'ın ve grup şirketlerinin hesaplarını incelemek için görevlendirdi. 2012 yılının Aralık ayında incelemeye başlayan Kiraz, 14 ay boyunca Taraf'ın ve grup şirketlerinin geriye dönük beş yıllık hesaplarını adeta didik didik etti ve 5.5 milyon liralık vergi cezası kesti. Taraf daha sonra dört kez daha incelemeye tabi tutuldu.Taraf Gazetesi'ne göre “Maliye Bakanlığı'nı yıllarca gölge bakan olarak yöneten ve muhalif şirketlere yönelik vergi operasyonlarının mimarı olarak bilinen Naci Ağbal bütün bu operasyonu yönetiyor”du. Taraf Naci Ağbal'a “ekonominin Hakan Fidan”ı lakabını takmakla kalmadı, aynı zamanda 7 Şubat'ta Hakan Fidan'a uygulanan medya lincine benzer bir süreci de başlattı.
