Dolar

32,5733

Euro

34,6669

Altın

2.520,86

Bist

9.524,59

Tahir Elçi iddianamesi kabul edildi

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi için 7,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-06 14:17:39

Tahir Elçi iddianamesi kabul edildi

Ajansların haberine göre, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin 14 Ekim'de CNN TÜRK'teki Tarafsız Bölge programında sarf ettiği, "PKK terör örgütü değildir. Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, toplumda çok ciddi bir desteği olan bir siyasal harekettir" sözleri, 7,5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasına neden oldu. Tahir Elçi'nin “basın yoluyla terör örgütü propagandası" suçunu işlediği belirtilen iddianamede, Elçi hakkında 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt tarafından hazırlanan ve Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, PKK'nın niçin 'terör örgütü' olarak kabul edilmesi gerektiği anlatıldı:

“Bu örgüt, ‘ideoloji/amaç, örgütsel yapı, cebir-şiddetin aynı zamanda olması/bulunması' olarak belirlenen şartları taşımakta mıdır? Evet. O zaman genel ilkeler çerçevesinde de bu örgüt bir terör örgütüdür.”

 ‘DEAŞ terör örgütü olarak nitelenmeyecek midir?'

“Diğer yandan şüphelinin ifadesinde belirttiği, 'bu örgütün ortaya çıkış şartları, tarihsel nedenler, 30 yıl istikrarlı bir şekilde yürüttüğü silahlı çatışma potansiyeli, kırk bin militanını silahlı çatışmada kaybetmiş olmasına rağmen halen onbeş-yirmi bin silahlı militanı barındırıyor olması, Kürt toplumu içerisinde büyük oranda toplumsal desteğe sahip olmasının, bu örgütün terör örgütü olarak tanımlanmasına engel teşkil ettiğine' ilişkin beyanının da, bu yapının terör örgütü olarak tanımlanmamasının haklı ve meşru bir gerekçesi olamaz. Ne kadar, kaç kişilik toplumsal tabana sahip olmalıdır ki; terör örgütü olarak nitelenmesin? Yine DEAŞ gibi oldukça vahşice cinayet/katliam gerçekleştiren bir örgüt, halen savaşan 30 bin silahlı gücünün olduğu söylendiğine göre, üstelik de belli bir toprak alanını kontrol altında tutmasına rağmen, bir terör örgütü olarak nitelenemeyecek midir? Elbette tereddütsüz terör örgütü olarak nitelenecektir.”

 ‘Örgütlenme özgürlüğünde dünyada bir eşimiz dahi yok'

“Asgari düzeyde evrensel insan hakları kapsamında sayılan bir hakkın talep edilmesi, bu hak talebinin meşru bir yöntemle ileri sürülmesi, bu hak talebinin elde edilmesi konusunda meşru yolların açık olması halinde şiddet içeren eylemin meşru olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Günümüzde meşru bir hakkın, meşru bir yöntemle talep edilmesinin önünde hiçbir engel olmadığına göre, terör örgütünün talepte bulunduğu hakların meşru yoldan elde edilemediği, bu nedenle cebir-şiddet içeren eylemlere mecbur kaldığı yönündeki iddiası ülkemiz için kesinlikle gerçek dışıdır.

Zira dosyamız şüphelisinin alınan ifadesinde de, ülkemizde terör örgütünün siyasal uzantısı olmakla suçlanan bir partinin seçimlere katılarak 80 milletvekili elde ettiği, 'Dünyanın hiçbir yerinde bir terör örgütünün dolaylı bir biçimde bile olsa seçimlere girdiği, dil ve kültürel taleplerde bulunduğu, Anayasal önerilere ilişkin paketler sunduğu görülmemiş' olmasının, söz konusu yapının terör örgütü olmadığına ilişkin gerekçesi olarak ileri sürülmüş ise de, bu beyan aynı zamanda, örgütlenme özgürlüğü konusunda Dünya'da bir eşimizin dahi olmadığının teyididir.”

‘Suçun işleniş zamanı' vurgusu

“Suçun işleniş zamanı da çok dikkatli olunması gereken bir süreçtir. Toplumu şiddet sarmalından korumaya çalışan güvenlik güçlerinin, terör örgütüne karşı mücadelesinde yoğun olarak şehit verildiği bir dönemde, adeta bu mücadeleyi sekteye uğratacak, canını ortaya koyarak mücadelede görev alanların motivasyonunu kıracak biçimde sorumsuzca beyanda bulunmak, 'ne kadar sarsıcı ve tabuları yıkıcı da olsa ifade özgürlüğünü kullanma hakkı' kapsamındaki hakkın kullanılmasıyla açıklanamaz.”

Haber Ara