Cumhuriyet Savcısı Seray Arslantürk'ün hazırladığı iddianamede, dört katlı binada çıkan yangın sonucunda Suriye uyruklu Mahmud Emin (32), Muhanned El Muhammed (20), Juma Alamin (29), Abdullah Rahicuha (45) ve Muhammed Emin'in (16) vefat ettiği anımsatıldı.
İddianamede yer verilen Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Başkanlığı raporunda, yangının birinci katta başlayıp diğer katlara sıçradığı, kauçuk ya da yapıştırıcı kimyasalların buharlaşmasını engellemek amacıyla binada havalandırma tertibatı bulunmadığı, bunun da yangını büyüttüğü bildirildi. Tüm katlarda elektrikli ısıtıcı kullanıldığı, yangının da birinci kattaki elektrikli ısıtıcının kablosunda, fişinde veya bağlı olduğu prizde ısınma sonucu başladığı, sünger ve ahşap malzemelere sıçrayarak binada hızla yayıldığı ifade edilen raporda, Suriyeli işçilerin binanın üçüncü katında hayatlarını kaybettiği hatırlatıldı.
Yangının çıktığı Uluğbey Mahallesi Şenkal Sokak'taki binanın tamamının, sanık Mustafa Demirci'ye ait olduğu, sanık Ömer İnal'ın da iş yeri olarak kullanmak üzere binayı kiraladığı kaydedilen iddianamede, İnal'ın, binanın giriş katını ofis olarak kullandığı, imalathane olan birinci katta sanıklar Sadettin Altınkaynak ve Sadık Potuk'un, işçilerin öldüğü üçüncü katta da sanıklardan Bekir Kanıgür'ün kat sorumlusu olduğu belirtildi.
- Yönetmeliğe aykırı düzenlemeler
Savcılık, dosya kapsamında bilirkişi raporu aldı. Olay yerinde keşif yapan bilirkişi, yangının elektrik tesisatı kablolarının aşırı yüklemesi nedeniyle çıkmış olabileceği kanaatine vardı. Bilirkişi, iş yerinde Elektrik İç Tesisat Yönetmeliğine aykırı düzenlemeler yapıldığını, yangının birinci katta, döşeme tezgahları ve imalat malzemeleriyle iç içe olan ve biri duvara, diğeri elbise dolabı üzerine monte edilmiş iki elektrikli ısıtıcı ile çay makinesinin olduğu bölgede başladığını tespit etti.
Bilirkişi, "ısıtıcı kabloları kısa geldiğinden, bağlantı aparatları da kullanılmadan, birbirleri üzerine dolanarak kablo eklentilerinin yapıldığını, yanlış elektrik bağlantıları sonucunda prizde aşırı yüklenme olduğunu veya çıplak sarılı tellerin kısa devre yaptığını" belirledi.
Bilirkişi raporunda katlarda yangın merdiveni ve havalandırma boşluğu bulunmadığına dikkat çekildi. Raporda, binada İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Binaların Yangından Korunmaları Yönetmeliği ile ilgili hiçbir mimari ve uygulamaya rastlanılmadığı, binanın yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin bulunmadığı tespitlerine yer verildi.
Yangının meydana gelmesinde kasıt bulunmadığı kaydedilen raporda, bununla birlikte binanın tamamını kiralayan İnal'ın, iş yeri olarak kullandığı binayı mevzuata, sağlık ve güvenlik şartlarına uygun hale getirmediği, kontrolleri yaptırmadığı, çalışanları eğitmediği ifade edildi.
Kat görevlisi sanıkların, sorumlu oldukları katlarda çalışanlar ve iş ekipmanları üzerinde iş sağlığı ve güvenliği gözetimini yerine getirmedikleri kaydedilen raporda, mülk sahibi sanık Demirci'nin de kiraya verdiği binada yangın merdiveni, kaçış yolu, yangın algılama ve söndürme sistemleri, basınçlı su, yangın musluğu gibi önlemleri almadığı, kiracısının iştigal alanına bağlı olarak önlem alınmasını sağlamadığı ifade edildi.
Bilirkişi, mülk sahibinin tali, diğer sanıkların asli kusurlu olduğu yönünde rapor verdi.
İddianamede, ölen Suriyeli işçilerle yangının başladığı birinci katta çalışan üç Suriyeli, birer de Türk ve Mısırlı işçilerin sigortasız olarak çalıştıklarının belirlendiği aktarıldı.
- 15'er yıla kadar hapis istemi
İddianamede, "sanıkların, yangının gerçekleştiği binada iş sağlığı ve güvenliği, elektrik tesisatı ve binaların yangından korunması mevzuatlarında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve iş yerinde çalışan işçilere ilişkin de dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket ederek yangın çıkmasına ve beş işçinin hayatını kaybetmesine neden oldukları" vurgulandı ve "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Davanın görülmesine, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.
