Dolar

32,4769

Euro

34,9075

Altın

2.432,09

Bist

9.790,05

Şule Yüksel Şenler

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-21 05:03:58

Şule Yüksel Şenler

Babıalide nezaketine hayran olduğum iki kişi tanırım.

Birisi Şule Yüksel Şenler diğeri ise Üstat Sezai Karakoç.

Yaklaşık 25 yıla dayanan dostluğumuzda Şule Yüksel Şenlerde gördüğüm tevazu, nezaket ve zarafetin hiçbir hal ve durumda değişmediğine şahit olmuşumdur.

Ülkemizin manen en kurak dönemlerinden başlayarak bu günlere dek tesettür ve İslam'ın Kadın anlayışını örnekleyen bu uğurda verdiği mücadele ile çoğumuzun yaşamlarımızda bir dönüm noktası olan Şule ablamızın ağır sağlık sorunları yaşadığı durumlarda bile inceliği ve nezaketini sürdürmesinden daima etkilenmişimdir.

Ve evet yine hastane günlerindeyiz. Bu kez solunum yetmezliği sebebiyle o uzun hastane maratonuna bir yenisini ekliyoruz. Nefes almakta zorluk çekiyor, adeta bir kuş gibi çırpınıyor Şule ablam. Akciğerindeki sürekli nükseden problem ona Bursa Cezaevi'nden miras. Şimdi Akciğer embolisine bağlı olduğunu düşündüğümüz bu nefes darlığı onu perişan ediyor.

Ancak ızdırap ve sıkıntının zirvesindeyken bile odaya gelip serumunu takan, iğnesini yapan hemşireye “teşekkürünü” ihmal etmiyor, her müdahalede “afedersiniz” demeyi asla unutmuyor..

Nasılda yakışıyor Şule ablama bu nezaket, tevazu.

Bir ara gece odadayken yatağından doğrultup sırtına yastıklar dizerek oturtuyorum, iki elimiz kanda olsa vaz geçemediğimiz sohbet bu ortamda ve o bunca ızdırap içindeyken yine başlıyor.

“Canım Şule ablam tevazüne hayranım” diyorum..

O anlamı bir şekilde gülümsüyor...“Ben o konuda dersimi vaktiyle aldım da ondandır” diyor..

“Genç kız iken günlük yazımı kaleme aldığım bir akşam yazının kontrolünü yapıp son noktasını koyduğumda içimden 'Yine döktürdün Şule' diye geçirdim. Kalemi bırakıp yazıyı zarfa yerleştirerek gazeteye götürmek için bekleyen babama verecekken beklenmedik bir şey oldu. Kalem parmaklarımın arasına adeta yapışıp kaldı. Çabalıyor ama bir türlü parmaklarımı oynatamıyordum. Tüm uğraşılarım nafileydi ve sanki parmaklarıma felç gelmişti.

Haykırışıma koşup gelen Anne ve Babama elimi gösterdiğimde ağlayarak “Açamıyorum parmaklarım adeta kaleme yapıştı yardım edin” diye feryat ettim. Babacığım deli gibi merdivenlere koştu. Gecenin bir yarısı Bahçelievler'de araç bulmak mümkün değildi ama o “Ben taksi bulacağım siz hazır olun hemen doktora gidiyoruz” diye haykırdı.

Merdivenleri inerken birden aklıma içimden geçirdiğim sözler geldi. Ah diye hayıflandım yüksek sesle 'Ah şom ağızlı Şule!. Sen misin kibirlenen sen misin döktürdün Şule diyen. Hadi bakalım kimmiş yazan, yazdıran kudret gör de utan' diye söylenmeye devam ederken aniden parmaklarım açıldı ve arasına sıkışıp kalan kalemim yere düştü. Meseleyi gayet net anlamıştım. İşte bu olay Rabbimin bana bir uyarısı oldu ve dersimi aldım”..

İşte buydu. Onun bunca insanı etkilemesi, gönül dünyasına dokunabilmiş olması.. 76 yaşına geldiği ve pek çok sağlık problemi yaşadığı halde nezaketini ve tevazusunu bırakmayışı, Rabbine olan hürmet ve teslimiyetindendi.

İki satır karalayıp “yazarım” diyen bizim gibilerin karşısında kendisinden söz ederken “ben aciz” demesi, yeni yetme sözde “entelektüel” yazar çizer takımına örnek oluyor mu tartışılır. Ancak bildiğim şu ki o bu yönü ile hem her kesin saydığı ve hem de Rabbin rızasına ulaşmayı başaran bir insan olarak yer yüzündeki imtihanını ziynetlendiriyor.

Diyebilirim ki sabrı, şükrü, edebi, nezaketi, asaleti ile yaşamıma örneklik arzeden nadir şahsiyetlerden birisidir Şule ablam.

Onun için hayatta en önemli şey Allah için yapılan hizmetlerdir. Ve uzun hastalık sürecinde en fazla yandığı hizmetini sürdüremediği düşüncesidir.

Keza her fırsatta “Ah kızım bilsen ruhum aşk ile hizmete coşuyor ama bedenim buna müsaade etmiyor. Bu öylesine acı bir yük ki kıymetini bil imkânın varken koşabildiğin kadar koş” diye ağlamaklı tavsiyede bulunması bu sancının bir sonucudur.

Nitekim haftalardır süren hastane günlerimizde akciğer embolisine birde kalp yetmezliği teşhisi eklenip kalp pili için ameliyata alındığı gün, daha gözünü açar açmaz “Kızım sen neden buradasın vazifene gitsene zamanını bana harcama” diye sitem etti canım Şule ablam..

Yoğun bakımda kaldığı süre içerisinde devam eden ızdırabına rağmen ona bir kaşık çorba içirmeye girdiğim her seferinde gözlerini zoraki açıp tembihliyor “Kızım bana bir şey olursa kızlarıma iftar vermeyi ihmal etmeyin tamam mı” Vasiyetlerini tekrarlıyor sonra “Sen hala burada mısın vazifenin başına gitsene çocuğum” diye beni fena halde paylıyor.

Oysa o, vazifelerimizi bu gün bu düzeyde yapabilmemiz için ağır bedeller ödeyen birkaç adanmıştan biri olarak kendisine ne kadar minnettar olmamız gerektiğini fark etmiyor bile..

İtiraf etmeliyim ki çok korkuyorum. Onu kaybetmekten onun örnekliğinden yoksun kalmaktan fena halde korkuyorum. “Ben artık gidiyorum” dediğinde kulağına “Hayır biz buna hazır değiliz sakın! Allah korusun” diye fısıldıyorum tüm kalbimle..

Dostum Demet Tezcan ile bakışıyor ve aynı dili konuşuyoruz. ”Ondan manen öylesine besleniyoruz ki onsuzluğu düşünmek bile istemiyoruz”.

Rabbe hamdolsun...

Yaşamı boyunca yakasını bırakmayan hastalık imtihanın en zor evrelerinden geçiyorken ve “gitme hazırlığı” içerisindeyken Rabbimiz onu biz sevenlerine bağışlıyor.

Ramazan rahmeti ile ılık esen meltemler Şule ablamı da kuşatıyor ve o artık rahat nefes almaya gözlerini açıp az da olsa bizimle konuşmaya hafif de olsa tebessüm etmeye başlıyor artık.

Bütün bu satırların ardından Bezm-i Alem Hastanesi Enfeksiyon bölüm Başkanı Prof.Dr Turan Aslan beyin özel ilgisi ve sağlık personelinin gösterdiği şefkate minnettar olduğumuzu ifade etmeliyim. Allah kendilerinden razı olsun.

Hala yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edilen kıymetlimiz, Şule ablamız artık çok daha iyi. Allahın izni ile daha da iyi olacak.

Ve evet genç kızlarımıza ufuk göstermeye devam edecek.

Şule ablamız tüm sevenlerine duaları ve destekleri için teşekkürlerini iletmemizi her fırsatta tembih ettiğinden, emaneti yerine ulaştırıp tüm sevenlerinden Allah razı olsun diyorum.

Önden yürüyen ve yolumuzu aydınlatan bu güzel insanları unutmamalı ve dualardan eksik etmemeliyiz.

Ki o duaların karşılık bulmasıdır bu Rahmete kavuşmamız.

Dualarınıza tercüman olarak diyorum ki Allah Şule ablamıza ve onun gibi büyüklerimize hayırlı uzun ömürler ihsan etsin inşallah sevgili dostlar.

Haber Ara