Dolar

32,5145

Euro

34,9519

Altın

2.433,92

Bist

9.769,89

'Suçlunun başörtüsüne bakılmaz!'

Yeni Akit gazetesi Köşe Yazarı Abdurrahman Dilipak, Manisa'da yaşanan başörtülü zanlıların kelepçelenmesi konusunda açıklamalarda bulundu.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-12 21:41:28

'Suçlunun başörtüsüne bakılmaz!'

Cafesiyaset.com.tr'den Arzu Erdoğral'ın haberine göre; Yeni Akit Gazetesi Köşe Yazarı Abdurrahman Dilipak, başörtülüye kelepçe haberlerinden sonra Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren'in açığa alınarak görevden uzaklaştırılmasına twitter'dan tepki gösterdi. Konuyla ilgili olarak ulaştığım Dilipak ise tepkisinin nedenini anlattı.

KONUNUN BAŞÖRTÜSÜNE İNDİRGENMESİ ÇOK YANLIŞ

“Başörtülüye kelepçe başlığı üzerinden oluşan gündem iki yönden tartışılıyor. Birincisi kelepçe takılması doğru muydu? Diğeri ise Emniyet Müdürü'nün görevden uzaklaştırılması hadisesi… Bir başka söylenti de bunun paralel yapının kumpası olduğu yönünde. Siz twitter'da bununla ilgili bir açıklama yaptınız ama tüm bunların toplamında neler söylersiniz?” sorusuna Dilipak şu yanıtı verdi;

Bir kere çok ciddi kafa karışıklığı var. Bu hem toplumda hem de bürokraside kafa karışıklığına sebep oluyor. Bu tür ani kararlar faydadan çok zarar sağlıyor. Bir polisin yetki içerisinde takdiri varsa bununla birlikte kelepçe takılmaması gerekiyorsa böyle bir tutuklama yapacaksanız mevzuatı ona göre düzenlersiniz. İkincisi yanlış bir değerlendirme söz konusuysa ve kelepçe takma şartları oluşmamış ise bunu başörtülü ya da başı aşığa indirgemek çok doğru bir şey değil.

Eğer böyle bir takdir hatası varsa bu bir disiplin suçudur eğer bir kasıt varsa bunun da yolu hem idari hem de hukuki olarak hem zarar gören tarafından hem de amiri tarafından cezalandırılabilir. Ama amiri görevden alıyorsunuz. Bunun mantığına bakınca eğer polisin yaptığından dolayı Emniyet Müdürünü harcayacaksınız bir sürü paralel var bir sürü tasarrufta bulunurlar Emniyet Müdürü gider. O zaman Emniyet Müdürü'nün hatası yüzünden de Bakan'ın istifa etmesi, görevden alınması, açığa alınması gerekir.

Bakın bunların hepsini birbirine karıştırıyoruz. Sonuçta şimdi bir polis nasıl davranacak, bir Emniyet Müdürü ne diyecek? Başörtülülere kelepçe takmayın mı diyecek? Peki, sanık kaçıp kendini yaralarsa, kaçmak isterse o zaman polis ateş ederse ne olacak? Yani bu saçmasapan bir tartışma. Bir sürü gereksiz suçlamalar, isnatlar, bu işin özellikle de başörtüsüne indirgenmiş olması, başörtüsü konusunun bu şekilde tartışılması çok yanlış…

Kişi suçluysa eğer kelepçe de takılması gerekiyorsa kelepçe takılır. Suçlunun başındaki başörtüsüne, yakasındaki rozete bakılmaz. Bunu bu şekilde tartışmak başörtüsüne de adalet duygusuna da ya da bürokratik işleyişe de zarar verir. Biz bürokratik oligarşiye de karşıyız, bürokrasinin böyle şaşkın ördeğe çevrilmesine de… Hayır böyle bir şey yanlış, yanlış da devam ediyor. Bu yanlışa bir an önce dur demek gerekir.

NİYE EMNİYET MÜDÜRÜ'NÜ GÖREVDEN ALIYORSUNUZ?

“Yani dediğiniz gibi bu tam bir kafa karışıklığı… Kelepçe takılması gereken durumda takılmayacak mı? Mesela paralel ile mücadele deniliyor bu mücadeleye de zarar vermiş olmuyor mu?” sorusunu da yanıtlayan Dilipak şunları söyledi;Her anlamda…Polise de, vatandaşa da, dindarlara da, siyasete de zarar veriyor. Bir domino etkisiyle yanlış yanlışı doğuruyor. Burada polisin bir takdir yetkisi var mı? Bu takdir yetkisi yanlış mı kullanılıyor, kelepçe takılmayacak ise gerek yoksa buna o zaman siz yönetmeliğe yazarsınız hiçbir şekilde kelepçe takılmaz diye… Ki buna kim karar veriyor, takdir yetkisi yanlışsa bu bir idari hatadır. Onu düzeltecek olan da Emniyet Müdürü'dür… Niye Emniyet Müdürü'nü görevden alıyorsunuz? Son olarak da diyorum ki ha bu bize ders olsun!

Haber Ara