Dolar

32,3124

Euro

35,0549

Altın

2.279,12

Bist

9.022,69

SPORCU AİLELER - Ailece milli takım için ter döküyorlar

Karateye gönül veren Uygur ailesinde, milli antrenör baba ve Avrupa şampiyonu, dünya üçüncüsü annenin çocukları Fatma, Bayram, Emrah, Mehmet, Burak ile Ahmet, ay-yıldızlı formayla elde ettikleri başarıları sürdürmeyi hedefliyor- Baba Zeki Uygur: 'Her müsabakada Uygur ailesinden birisi çıktığı zaman beklenti şampiyonluktur. Bunun gururunu yaşıyoruz'

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-12-15 11:15:30

SPORCU AİLELER - Ailece milli takım için ter döküyorlar
OKAN COŞKUN - Malatya'da yaşayan ve karateye gönül veren Uygur ailesi, bu spora aile boyu milli hizmette bulunuyor.

Milli karate antrenörü baba Zeki Uygur ile Avrupa şampiyonu ve dünya üçüncüsü anne Özgül Uygur'un 7 çocuğundan 6'sı karateyle ilgileniyor.

Anne ve babalarının yolundan ilerleyip milli takıma hizmet eden çocukları Fatma, Bayram, Emrah, Mehmet, Burak ve Ahmet Uygur, başarılı performanslarıyla takdir toplarken, ay-yıldızlı formayla elde ettikleri başarıları sürdürmeyi hedefliyorlar.

Baba Zeki Uygur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1971'de karateye başladığını söyledi.

Antrenörlüğü boyunca Türkiye şampiyonları ve milli takımda ter döken sporcu yetiştirdiğini anlatan Uygur, şöyle devam etti:

"İkisi kız 7 çocuğum var. En büyük kızım hariç tüm çocuklarım karateyle ilgileniyor. Çocuklarım Fatma, Bayram, Emrah, Mehmet, Burak, Ahmet, zaman zaman milli takımda yer alıp Türkiye'yi milli takımla temsil ettiler. Dünya ve Avrupa şampiyonalarında dereceler yaptılar. Hatta Burak Uygur şu anda milli takımda devam ediyor. 2013'te Burak ve Ahmet, Avrupa şampiyonu oldu. 5 yıldır Malatya'da hayatımızı sürdürüyoruz. Malatya'da karateye fazla ilgi olmamasına rağmen büyük bir potansiyel yakaladık."


- "Şimdi sıra torunlarımıza geliyor"


Kariyeri boyunca Tunus Milli Takımı olmak üzere birçok takımda antrenörlük yaptığını ve bu süreçte şampiyonalarda görev aldığını anlatan Zeki Uygur, şöyle konuştu:

"Ailecek sporcu olmak gerçekten büyük bir risk, aynı zamanda gurur vesilesi. Başarıyı yakaladığın zaman yerinde duramazsın. Başarı, süreklilik gerektirir. Ailece sporcu olmanın en büyük avantajını şöyle gördüm: Çocuklarım kendi aralarında derecelerini tartışıyorlar. 'Benim derecem senin derecenden üstün' diye söyledikleri çıtayı daha da yükseltmemize vesile oluyor. Her müsabakada Uygur ailesinden birisi çıktığı zaman beklenti şampiyonluktur. Bunun gururunu yaşıyoruz. Şimdi sıra torunlarımıza geliyor. Onlar da yavaş yavaş alışıyor. Bayrağı taşımaya devam edecekler. Karate yaptığımız için çok mutluyum, gururluyum. Ailemde eşim, çocuklarım mesleğimi kabullendikleri için ayrıca gururlanıyorum."


- "Çocuklarım bizi temsil ediyor"


Anne ve çocuklarının antrenörü Özgül Uygur ise 9 yaşında spora başladığını ve birçok derecesinin bulunduğunu belirtti.

Yurt içinde ve yurt dışında birçok derece kazandığını anlatan anne Uygur, "Şu an çocuklarım bizi temsil ediyor. Büyük oğlum Burak 'Anne bayrağı ben teslim aldım.' dedi. Hala güzel bir şekilde devam ettiriyor. Bütün çocuklarımın en iyi şekilde ilerlemesini Türkiye'yi aynı şekilde temsil etmesini istiyorum. Allah'a şükür de yapıyorlar. Onlar yarışacağı zaman kendimi orada hissediyorum. Aynı şekilde kendimi orada hayal ediyorum. Ben de yarıştığım için onları çok iyi anlıyorum. İyi ki karate yapmışım çok mutluyum, sevinçliyim. Çocuklarımın da en iyi şekilde Türkiye'yi temsil edeceğine inanıyorum." şeklinde konuştu.


- "Anne ve babamın izinde gitmeye çalışıyorum"


Karatede yıldızlarda Türkiye şampiyonluğu bulunan 16 yaşındaki milli sporcu Fatma Uygur da 3,5 yaşındayken babasının teşvikiyle karateyle tanıştığı söyledi.

Şu ana kadar 29 altın, 20 gümüş ve 14 bronz madalya kazandığını aktaran Fatma Uygur, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Okulu ve karateyi aynı anda idare etmeye çalışıyorum. Güzel başarılar elde ettim. İnşallah ileride vatanıma milletime hayırlı bir evlat olurum. Annem karateci, antrenörlük de yapıyor. Maça çıktığımda kötü dövüşürsem yanıma kim gelse 'biraz annene çek' diyorlar. Herkesin kahramanı annesi ve babası olduğu gibi benim de onlar. Onların izinde gitmeye çalışıyorum. Onların yetiştirdiği gibi bir evlat olmaya çalışıyorum. En küçük olmanın yükü farklı bir şey çünkü hepsi başarılı olmuş bir yerlere gelmiş büyükler kategorisinde elde ettikleri başarılar çok yüksek. Onların gölgesi altında kalmamak için çok çalışıyorum. Her zaman kafamda bu düşünceyle hareket ediyorum."

Aile bireylerinin karateci olması dolayısıyla daha çok hırslandığını söyleyen Fatma, kendini daha çok geliştirmek için sürekli çalıştığını sözlerine ekledi.

Haber Ara