Dolar

32,5659

Euro

34,6925

Altın

2.505,44

Bist

9.524,59

Sokotra’nın işgali

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-05-05 11:19:38

Sokotra’nın işgali

Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'in eşsiz güzelliklere ve stratejik öneme sahip Sokotra adasında gözü olduğu uzun süredir biliniyordu.

Hatta 700 tür nadir bitki çeşidine sahip Sokotra'nın doğal zenginliğinin BAE tarafından çalındığı ve adaya özgü ağaçların sökülerek Abu Dhabi'ye, Dubai'ye götürüldüğü öne sürüldü.

Geçenlerde BAE tanklarının ve onlarca askerin adaya sevk edilmesiyle Sokotra'nın işgali tescillendi.

BAE askerlerinin ilk yaptığı adayı korumakla görevli Yemen askerlerini kovmak oldu.

Yemenliler bunu “Soft işgal hard işgale dönüştü” şeklinde yorumluyor.

Suudi Arabistan'ın başını çektiği Körfez koalisyonu güya Husiler'in başkenti işgaline son vererek meşru hükümetin Sana'ya dönmesini sağlamak için Yemen'e askeri müdahalede bulunmuştu.

Oysa Sokotra adasında Husiler yok.

Bu da Körfez koalisyonunun veya en azından koalisyon üyesi bazı ülkelerin Yemen'de farklı planları olduğunu gösteriyor.

Yemen Başbakanı Ahmed Bin Dağr ve bakanlardan oluşan bir heyet geçen hafta sonu Sokotra'yı ziyaret ederek Yemen'in ada üzerindeki hâkimiyetini göstermek istemişti.

BAE'nin buna cevabı adaya asker ve tank göndermek oldu.

Adadaki Hadibu kentine BAE vizesiyle turistik turlar düzenleneceği ifade ediliyor.

Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbihi Mansur Hadi, BAE'nin adımlarından rahatsız olsa da çok fazla sesini çıkaramıyor.

Çünkü Hadi bir anlamda Riyad'da esir ve şu an Suudi Arabistan üzerindeki en etkili ülke BAE.

Dolayısıyla BAE'nin emrivakilerine tepkileri cılız kalıyor.

“Abu Dhabi, Sokotra adasını işgal edecek cüreti nereden alıyor?” sorusu akla gelebilir.

Cevabı birkaç başlık altında toplayabiliriz.

BAE tarafından finanse edilen Ayderus Ez-Zubeydi ve Hani Bin Bureyk gibi Yemenli siyasi liderler ile “Güvenlik Kuşağı Güçleri” adı verilen milis grupları işgalin ilk ayağını oluşturuyor.

İşbirliği yaptığı Husiler tarafından katledilen devrik diktatör Ali Abdullah Salih'in oğlu Tarık'ı da bu gruba dahil edebiliriz.

Yani BAE'nin Yemen içinde işbirlikçileri var.

İkincisi, Körfez koalisyonu şemsiyesi Abu Dhabi'ye manevra alanı açıyor ve kirli operasyonlarını perdeliyor.

Koalisyon içinde yer alan BAE bu şekilde bir yandan meşru hükümetin talebiyle Yemen'de bulunuyormuş izlenimi verirken diğer yandan Riyad'dan gelebilecek tepkileri önlüyor.

Fakat asıl cesareti Amerika ve İsrail ile kurduğu ilişkilerden alıyor.

Abu Dhabi, “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen Kudüs'ü tamamen Yahudileştirme ve Filistin davasını tasfiye projesinin en büyük destekçilerinden.

Şeyh Raid Salah ve yardımcısı Kemal El-Hatib, BAE'nin Kudüs'te bazı evleri ve arazileri Filistinlilerden satın alarak İsraillilere sattığını açıklamıştı.

Filistinlilerin En-Nekbe (Büyük Felaket) olarak adlandırdıkları İsrail'in kuruluşu yıldönümü münasebetiyle Kudüs'te bir bisiklet yarışı düzenleniyor.

İşgalciler bu tür etkinliklerle dünya kamuoyuna “Kudüs bizim” mesajı vermeye çalışıyor.

Kudüs'ü Yahudileştirme faaliyetleri kapsamında düzenlenen yarışa Körfez'den iki ülke de katılıyor:

BAE ve Bahreyn.

İsrail'le ilişkileri gayet iyi olan ve Trump'ın Filistin'e yönelik planlarına destek veren BAE'nin Yemen'de çevirdiği dolaplara uluslar arası toplumun tepkisi konusunda endişe duymasına gerek yok.

İşgal altındaki üç adasını İran'dan geri almak için tek kurşun dahi atamayan BAE'yi Sokotra'yı işgale cesaretlendiren bir neden de Yemenlilerin tepkisizliği.

Adayı koruyan Yemen askerleri canları pahasına da olsa BAE'nin adayı işgaline izin vermemeliydiler.

Yemenlilerin şimdi yapmaları gereken tek şey Sokotra'yı işgalden kurtarmak için savaşmak.

BAE'nin oyununu ancak böyle bozabilirler.

Haber Ara