"DSİ 7. Bölge Müdürlüğü yetkilileri" hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle başvurucuların yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi, yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğini Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü'nün Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, 4 Temmuz 2012'de Samsun genelinde meydana gelen yağış nedeniyle Canik'teki Kuzey Yıldızı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) konutlarının kapıcı dairesini su bastı.
Dairede apartman görevlisi ile 14 ve 9 yaşlarındaki 2 oğlu hayatını kaybetti.
Soruşturma kapsamında, olay günü saat 05.30'da binanın bodrum katını su basması sonucu bir baba ve 2 oğlunun boğularak hayatını kaybettiği belirlendi.
Bilirkişi heyetinin raporunda, "Dere ıslah çalışması ile yatağın güzergahı değiştirilerek elde edilen saha doldurulmuş ve bu alana TOKİ tarafından bloklar inşa edilmiştir. Blokların kurulu olduğu alanın çevresinde taşkın gibi olayların önlenmesi ya da güvenlik amacıyla ihata duvarının yapılmamış olması projenin önemli eksikliğidir." tespitleri yapıldı.
- Soruşturma izni istendi
Başsavcılık, bilirkişi heyetinin raporu doğrultusunda sorumluları tespit ederek, soruşturma yapabilmek için Devlet Su İşleri (DSİ) 7. Bölge Müdürlüğü yetkilileri hakkında Samsun Valiliğinden soruşturma izni istedi.
Valilik, yetkililer hakkında soruşturma izni vermedi.
Başsavcılığın yaptığı itiraz üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi soruşturma izni verilmemesine dair kararı kaldırdı.
Yetkililerin şüpheli sıfatıyla Başsavcılık tarafından ifadeleri alındı. DSİ 7. Bölge yetkilileri, "Meteorolojinin 100 yıllık verileri dikkate alındığında yaşanan debinin öngörülebilecek miktarda olmadığını, yağışın doğal afet niteliğinde olduğu, olayda kendilerine atfedilecek kusur bulunmadığını" ileri sürdü.
Başsavcılık, bilirkişi raporundaki tespitlerden hareketle Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile Canik Belediye Başkanı ve belediye yetkilileri hakkında da İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istedi.
İçişleri Bakanlığı, belediye başkanlarının da arasında bulunduğu 13 kişi hakkında 15 Kasım 2012'de soruşturma izni verdi.
- Danıştay soruşturma iznini kaldırdı
İtiraz üzerine Danıştay 1. Dairesi, eksik inceleme nedeniyle soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı kaldırdı. Eksiklikleri tamamlayan İçişleri Bakanlığı, bu kez Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve bazı belediye yetkililerinin de arasında bulunduğu 7 kişi hakkında soruşturma izni verdi.
Bu karara da itiraz edilmesi üzerine Danıştay 1. Dairesi, soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı tekrar kaldırdı. Dairenin kararında, "Sel afeti nedeniyle ölümlerin meydana gelmesinde sorumluluklarının bulunmadığı sonucuna varılmıştır." ifadesi kullanıldı.
- Belediye başkanları hakkındaki evrak işlemden kalktı
Haklarında soruşturma izni verilmesi talep edilen 13 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmemesi üzerine Başsavcılık ilgililer hakkındaki soruşturma evrakını işlemden kaldırdı.
Başsavcılık, DSİ 7. Bölge Müdürlüğü yetkilileri hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Başsavcılığın işlemden kaldırma ve takipsizlik kararlarına felakette hayatını kaybeden apartman görevlisinin kızı ve eşi itiraz etti. İtirazın reddedilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunan anne-kız, etkili soruşturma yürütülmediğinden haklarının ihlal edildiğini öne sürdü.
- DSİ yetkilileri hakkında soruşturma yeniden yapılacak
Anayasa Mahkemesi, "DSİ 7. Bölge Müdürlüğü yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle başvurucuların yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine" karar verdi.
Başvuruculara 40'ar bin lira tazminat ödenmesi ve yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi kararlaştırıldı.
- Belediye başkanlarıyla ilgili bölüm kabul edilmedi
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü'nün kararında, Samsun Büyükşehir ve Canik Belediye başkanları ile belediye yetkilileri hakkında soruşturma yürütülmemesine ilişkin nihai kararın öğrenildiği tarihten itibaren 30 günlük başvuru süresinden sonra bireysel başvuruda bulunulduğu gerekçesiyle başvurunun bu bölümünü "kabul edilemez" bulundu.
Birinci Bölüm Başkanı Hasan Tahsin Gökcan, çoğunluğun bu görüşüne katılmadı. Bireysel başvuru süresi bakımından idare mahkemesi kararının kesinleşmesinin değil, kanunda öngörülen itiraz kanun yolunun dikkate alınması gerektiğini belirten Gökcan, başvurunun bu bölümünün de esasının incelenmesi gerektiği görüşünü savundu.
