Dolar

32,3261

Euro

35,0721

Altın

2.308,86

Bist

9.079,97

Salih kul olabilmek için neler yapmak gerekir?

Salih/Saliha kullar olmak için neler yapmalıyız? İbadetlerin dışında neler yapılabilir? İşte cevabı...

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-10 17:30:04

Salih kul olabilmek için neler yapmak gerekir?

Salih bir kul olma yolunda yapılabilecek eylemleri Ali Rıza Demircan hoca şu şekilde açıkladı:

Rabbimizin Kur'ân-ı Kerîm'de bildirdiği emirlere ve yasaklara uymak gerekir. Bu emirlerin başında namaz, zekât ve sözleşmelere bağlılık gelir. Faiz, zina maddi ve mânevi işkence gibi yasaklardan da sakınmak gerekir.

Yine başka bir kaynakta Süfyan-ı Sevri der ki:

“İman, bir dileme veya -mış gibi yapma değil, kalbe yerleşmiş olan ve amellerle ispatlanmış olandır.”

Samimi bir müminin kalbi yanan bir kor gibidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:

“Birinizin içinde iman, elbisenin eskimesi gibi eskir. Allah'tan kalplerinizdeki imanı yenilemesini dileyin.” (Hakim- Mustedrik; Taberani- Mu'cem)

Mümin kalbi bazen günah bulutları altında ona ezilmiş hissedebilir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu durumu şöyle ifade eder:

“Kalblerde ayın bulutu gibi bulut vardır. Bulut kalkınca ay nasıl parlarsa ve bulut galib gelince ay nasıl kararırsa, kalb de öyledir.” (Ramuz 382/10. Ravi: Hz. Ali (r.a.))

Demek ki müminin kalbi bazen nurunu gizleyen bulutlarla kaplanabilir ve karanlıklar ve yalnızlıklar içinde kalabilir. Fakat kişi imanını artırmaya gayret eder ve Allah'ın yardımını ararsa, o bulut onu terk eder ve gönlündeki nur yeniden parıldamaya başlar.

Selef-i salihînden bir zat der ki:
“İmanını gözden geçirmesi ve ona tesir eden etkenlerden haberdar olması, kişinin zekasındandır.”

Yine insanın zekasındandır ki, “Şeytanın ona fısıltısını fark eder.”

Size, imanın yerinde olup olmadığını anlamanızı sağlayacak temel bir prensipten bahsetmek isteriz. İmam el-Cevzi'nin sözlerinden hareketle diyoruz ki, kişi şayet Allah katındaki durumunu ve Allah'ın emir ve yasaklarıyla olan ilişkisini bilmek istiyorsa, kendisine baksın ve nelerle meşgul olduğuna dikkat etsin. Eğer davetle, insanları ateşten kurtarmak, cennete nail olmaya çalışmakla, güçsüz ve muhtaçlara yardımla, anne-babasina iyilikle meşgul ise, o zaman sevinsin ki hükümdarların Hükümdarı'na yakındır. Zira Allah, sevdiklerinden başkasının hayır işlemesine yardım etmez.

Fakat hakikate davette gözü yok, davet edenleri de sevmiyor ve hayırlı işlerde bulunmuyorsa, salt meşguliyeti bu dünya ve dünyalık çıkarları, dedikodu ve olur olmaz sorular sormaksa, keyfinin ve arzularının peşinden sürükleniyorsa, bilmelidir ki o Allah'tan uzaktır ve ona cenneti kazandıracak amellerden de mahrumdur. Çünkü Allah mübarek Kitab'ında mealen buyuruyor ki, “Kim bu çarçabuk geçen (dünyayı) dilerse biz de burada ona, kimi dilersek ona, dileyeceğimiz şeyi çarçabuk veririz. Sonra da onu cehenneme sokarız. O, buraya kınanmış ve (rahmetimizden) kovulmuş olarak ulaşır. Kim de mü'min olarak ahireti diler, onun için (ona gereken) bir çaba ile çalışırsa, işte onların (bu) çalışmaları makbul olur.” (İsra – 18, 19)

Hayırlı işlerin her türlüsünden pay alma, Allah'ın salih bir kulu olma, anne-babamızı memnun etme, ve nihayet cennete ulaşma amacı güdüyorsak yapmamız gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Kalbimizde imanı diri tutmalıyız.

Bu dünyada ve ahirette aradığımız her şeyin sırrı imandadır. İman, iyilik kapılarını açıp kötülük kapılarını kilitleyen bir anahtar gibidir. Kalpte imanı diri tutmanın ve sağlamlaştırmanın çok ve çeşitli yolları olup, ibadet ve hayırlı işler yapmak da bunlardandır.

2- Samimiyetle Rabbimize yönelmeliyiz.

İmanımız ve amellerimizle Allah'a döndüğümüzde, Allah teala başka kullarının kalplerini de bize karşı sevgi ve merhametle doldurur. Nihayet Allah, O'na kulluk etmeyi insan olmanın en temel amacı olarak ifade etmiştir: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat – 56)

3- Hedefimizi her daim yüksek tutmalıyız.

Bu dünyadaki amacımızı Allah'ın rızasını kazanmak, cennete layık olmak, en yüksek makam olan Firdevs'e erişmek diye belirleyerek bu uğurda çaba göstermeliyiz.

4 – Sahabe, tabiin ve onları takip eden kadim Müslüman büyüklerini kendimize örnek bilmeliyiz.

5 – Her dakikamızı, her anımızı iyi değerlendirmeli, kalbimizin attığı her saniyeyi imanımızı artıracak şekilde kullanmalıyız.

6- Oturup kalktığımız kimselerin güzel ahlaklı olmalarına dikkat etmeliyiz.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyururlar ki: “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.” [Ebu Davud, Edeb 19, (4833)] Doğru arkadaş çevresi, günahtan uzaklaşıp Allah'a itaat etmeyi kolaylaştırmakta en temel unsurdur.

7 – Bizi hem bu dünya hem ahiret mutluluğuna eriştirecek pek çok salih amel yapmalıyız.

8- Gece namazı kılmalı, şafaktan (günün ağarmasından) hemen önceki vakitte dua etmeliyiz.

Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teala onu tüm günahlardan arındırmışken ‘şükreden bir kul olma' arzusuyla ayakları şişinceye kadar namaz kıldığını hatırlayalım.

Fudayl bin Iyaz der ki: “Dünyalık zevklerden yüz çevirmediğiniz müddetçe kalplerinizin imanın tadını alması mümkün değildir.”

9- Kur'an'dan her gün bir kısım okumalı, Kur'an'ın manası üzerine tefekkür etmemizi kolaylaştıracak başka zikir/tesbihlere de devam etmeliyiz.

10 – Allah'ın mesajının yaygınlaşması için gayret etmeli, Allah rızası için iyiliği emredip kötülükten sakındırmaya çalışmalıyız.

Olmayı arzu ettiğimiz gibi sadık, salih bir kul mertebesine ulaşmak için, Allah'ın Rasulune sallallahu aleyhi ve sellememrettiği gibi olmamız gerekir:

“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (Enam – 162)

İşte, Allah'a salih bir kul olmak demek, Rabbimize aidiyetimizi, gönülden boyun eğmişliğimizi açıkça beyan etmemiz demek. Bu ise –ayette belirtildiği gibi- her bakımdan Allah için yaşamayı gerektirir. Konuştuğumuzda Allah'ın razı olacağı sözleri söyler, işlerimizde O'nun rızasına göre hareket eder, niyetlerimizi O'na göre belirleriz.

Haliyle bizi salih kul seviyesine ulaştıran, hayatımızın akışı içerisinde bambaşka şekiller alan sayısız tavır ve davranış olabilir. Bu da Allah'ın bize ve tüm insanlara bir lütfudur. Yapmamız gereken, nerede olursak olalım, her durumda Allah'ı memnun edecek davranışın ne olduğuna bakmamız ve O'nun bizi görmeyi isteyeceği şekilde davranmamızdır.

Allah cümlemizin salih amellerini kabul buyursun; bizleri en güzel yârenler olan Nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber rahmetiyle buluştursun. (Âmin)

Haber Ara