Dolar

32,5201

Euro

34,7829

Altın

2.419,30

Bist

9.704,78

Salgın sürecinde 'panik' hali

Ülkemizde son üç yıllık süreçte 8 milyona yakın vatandaş psikiyatri kliniklerine başvurmuş durumda. Pandemi nedeniyle vatandaşlar hastanelere gitmek istemezken, salgının çözülmesiyle bu sayının artacağı görüşü hakim.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-04-13 20:18:19

Salgın sürecinde 'panik' hali

Salgın süreci devam ederken vatandaşların kronik rahatsızlıklarından ziyade psikolojik sorunları da depreşti.

Bu süreçte artı parantez açılması gereken bir sorun ise panik atak.
Panik atak, aniden ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, kişide yoğun kaygı,korku ve panik hissi yaratan bir ruhsal bozukluktur. Atağın kendisi kadar tekrar ortaya çıkmasıyla ilgili yaşanan korku hissi de şiddetli bir kaygı yaratır. Ataklar birdenbire başlar ve giderek şiddetlenerek çoğunlukla 10-30 dk arası sürer ve kendiliğinden sonlanır.Nadiren daha uzun sürdüğü görülebilir.

En az dört belirtisi görülür

Çarpıntı,kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi,nefes darlığı ya da boğulma hissi, baş dönmesi,sersemlik,baygınlık hissi, uyuşma ya da karıncalanma, üşüme ürperme ya da ateş basması, bulantı ,karın ağrısı, titreme, sarsılma hissi, kendisinin veya etrafının değişiyor algısı,tuhaf hissetme,kontrolünü kaybetme veya çıldırma korkusu, ölüm korkusu panik atağın en önemli belirtileri. Bir panik atağında bu belirtilerden en az 4 tanesi bulunur. Daha azı bulunuyorsa kısıtlı semptomlu panik atağıadı veriliyor.

Hangi davranışlar sergileniyor?

Panik Bozukluk; tekrarlayıcı beklenmedik panik atakları ile ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının daha olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma, panik ataklarının “kalp krizi geçirip ölme”, “kontrolünü yitirip çıldırma” ya da “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma ya da ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem olarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek ya da içecekleri yeyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır.

Hastaneye gidip gelme periyodu

Panik atağı esnasında kişi kalp krizi geçirdiğini ya da felç geçirdiğini sanarak bir ölüm korkusu veya felç olma korkusu yaşar. Beklenmeden gelen bu atak kişiyi dehşet içinde bırakır.Bazen de kendisini ve çevresini değişiyor gibi algılama,başta uyuşma karıncalanma , kontrolünü kaybetme veya çıldırma hissi yaşayabilir.Genellikle hasta ve yakınları büyük bir korku ve panikle en yakın acil servise başvururlar. Yapılan tetkikler ve muayene neticesinde hiçbirşey saptanmaz ve hasta evine gönderilir. Çoğu kez acil servislerde ‘sakinleştirici' iğne yapılarak durumun stresten kaynaklandığı belirtilir. Hasta o anda kısmen rahatlar fakat sonrasında ataklar tekrarlamaya başlar. Hasta her seferinde acile götürülür aynı tetkikler sürekli tekrarlanır fakat bedensel bir hastalık bulunamaz.

Panik bozukluğunun nedeni

Panik bozukluğunun neden oluştuğuna ilişkin iki bilimsel açıklama bulunuyor bunlardan birisi, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucu oluşmaktadır. İkinci durum ise günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen “doğal ve zararsız” olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da “kalp krizi geçiriyorum, öleceğim”, “çıldırıyorum”, “felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması

Tedavisi mümkün mü?

Panik bozukluğunun tedavisi mümkün. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır. Bunlar, ilaç tedavisi ve Psikoterapi
İlaç Tedavisi:Panik Bozukluğunun tedavisinde, beyin sinir hücrelerindeki bozuk olan hormon faaliyetlerini düzelterek Panik Ataklarını önleyen ilaçlar kullanılmaktadır.
Psikoterapi:Pek çok psikoterapi tekniği panik bozukluk tedavisinde etkin sonuçlar verir. En çok uygulananlar Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR terapisidir.En etkili sonuçlar bu iki çeşit tedavinin birlikte uygulanması ile alınmaktadır.

Atağa karşı siz neler yapabilirsiniz?

Bilişsel davranışçı terapi prensiplerine dayalı bir şekilde anksiyete için hazırlanmış kendine yardım kitapları okunabilir.
Pilates veya yoga gibi sağlıklı yaşam sporlarının yanı sıra sakinleştirici masajlar veya aroma terapilerinden faydalanılabilir.
Semptomları hafifletmeye yardımcı olacak nefes alıp verme teknikleri öğrenilebilir.
Stresi ve gerginliği azaltmak için düzenli fiziksel egzersiz yapılabilir.
Atakları daha kötüleştirebileceği için şekerli yiyecek ve içecekler, alkol, kafein ve sigara kullanımı azaltılabilir.

8 milyon kişi kliniklere başvurmuş

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 0cak 2019'da yaptığı açıklamada , son 3 yılda psikiyatri kliniklerine 7 milyon 953 bin 651 kişinin başvuru yaptığını bildirmişti. Değerlendirme sonucunda Son 3 yıllık periyotta 7 milyon 953 bin 651 kişinin psikiyatri kliniklerine başvuruda bulunduğunun altı çizilirken bu başvuruların yüzde 69'unu kadınların, yüzde 31'inin ise erkek olduğunun altı çizilmişti. Avrupa'da nüfusun yaklaşık yüzde 5'lik diliminde bu rahatsızlık varken Amerika Birleşik Devletler'de bu oran yaklaşık yüzde 15 civarında.
Uzmanlar, salgın sürecinin devamında Türkiye'de psikolojik sonunların daha da artabileceğine dikkati çekerken polikliniklere başvurunun daha da artabileceğini, bu durumu ise bulaş nedeniyle hastanelere gitmemenin engellediğine atıf yapıyor.

 

Haber Ara