Dolar

32,5402

Euro

34,9141

Altın

2.422,88

Bist

9.717,13

Sağlıklı yaşlanma ve uzun ömrün sırrı

Büyük çaplı genetik bir çalışmada, kandaki demiri metabolize eden bazı genomik bölgelerin uzun ve sağlıklı yaşamla ilişkisi olduğu keşfedildi.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-13 12:11:25

Sağlıklı yaşlanma ve uzun ömrün sırrı

Büyük çaplı genetik bir çalışmada, kandaki demiri metabolize eden bazı genomik bölgelerin uzun ve sağlıklı yaşamla ilişkisi olduğu keşfedildi.

Araştırmada kandaki anormal demir seviyelerinin yaşa bağlı hastalıklardan kaynaklanabileceği öneriliyor. Demir sağlıklı bir metabolizma için özeldir. Buna rağmen, demirin çok az ya da çok fazla olması çeşitli problemlere neden olabilir. Hücresel demir metabolizması genellikle belli başlı genler tarafından regüle edilir. Demir metabolizmasıyla ilişkili genlerin mutasyonu hemokromatoz gibi, bozukluklara neden olabilir. Bu hastalıkta vücutta fazla demir birikiyor.

Edinburgh Üniversitesi, Max Planck Enstitüsü Yaşlanma Biyolojisi tarafından yapılan bir araştırmada, başlangıçta daha uzun ve sağlıklı yaşamanın hangi genlerle ilişkili olduğu araştırıldı.

Üç büyük toplumsal genomik veri seti analiz edildi ve bir milyondan fazla sübje değerlendirildi. 10 genomik bölgenin daha uzun ömür, sağlık ve dayanıklılıkla doğru orantılı olduğu, 5'inin ise sağlıklı yaşlanmayla asla ilişkili olmadığı bulundu.

En önemli bulgu ise, bu genomik bölgelerin demir metabolizmasında da görev alan genler olduğunun belirlenmesi oldu. İşte buradan yola çıkarak, üretilen hipoteze göre kandaki anormal demir metabolizasyonunun yaşla ilişkili hastalıklara neden olabileceği düşünüldü.

Demirin düzensiz metabolize olması, demirle ilişkili hemokromatoz gibi hastalıklara neden olmak için yeterli değildir. Fakat düşük seviyelerde olması, vücutta uzun süreli demir birikiminde genelde yaşa bağlı dejenerasyondan kaynaklanıyor.

“Bu bulguları elde ettiğimizde çok heyecanlandık, çünkü demirin kanda yüksek olması sağlıklı yıl sayısını azaltıyor. Eğer bu demir seviyesini normal seviyelerde koruyabilirsek, yaşa bağlı hasarı engelleyebiliriz. Ayrıca demir metabolizmasına ilişkin elde ettiğimiz bulgular, demirce zengin kırmızı etle beslenmeyle ilişkilendirilen, kalp hastalığı gibi durumları da açıklayabilir,” diyor Edinburgh Üniversitesi'nden araştırmanın yazarı Paul Timmers. Ayrıca giderek artan araştırmalar, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklar ile anormal beyin demir seviyeleri arasında ilişkileri inceleniyor.

Hatta yapılan denemelerle beyindeki demir seviyeleri azaltılarak, kognitif bozulma yavaşlatılmaya ya da önlenmeye çalışılıyor. Max Planck Enstitüsü Yaşlanma Biyolojisi Bölümü'nden Joris Deelan'de bu spesifik genom bölgelerinin yaşlanmayı tam olarak nasıl etkilediği üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Kaynak: Gerçekbilim

Haber Ara