Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

'Sadece kurban eti değil umut götürüyoruz'

'Sadece kurban eti değil umut götürüyoruz'

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-19 11:36:24

'Sadece kurban eti değil umut götürüyoruz'

Tuğçe Koska | TİMETÜRK

Her Kurban Bayramı öncesi onlarca sivil toplum kuruluşu bir hayır rekabetine giriyor. Türkiye merkezli sivil toplum kuruluşları her yıl yüzü aşkın ülkeye Türkiye'de milyonlarca insanın kurban vekaletiyle gidiyor ve onlar adına kestikleri kurbanları Türkiye'nin selamıyla birlikte mazlumlara ulaştırıyorlar. İşte bu hayır ve bereket kervanının bir üyesi de Sadakataşı Derneği. 2010 yılının başında kurulan Sadakataşı Derneği bu yıl beşinci kez Türkiye'den emanet aldığı kurban vekaletleriyle yollarda. Sadakataşı Derneği Genel Başkanı Kemal Özdal ile bu hayır kervanını, hedeflerini ve daha pek çok konuyu konuştuk...

kkl_1

"YAŞANANLARI SEYREDEMEZDİK..."

Öncelikle Sadakataşı Derneği'nden başlayalım... Nasıl doğdu bu proje ve neden yola revan oldunuz?

Alan eli riyadan veren eli ise hicaptan korumak maksadıyla, veren el ile alan el arasında bir köprü olma kaygısıyla yola çıktık. Ancak elbette bu motivasyonun arkasında Müslümanca bir dünya okuması var. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman; zaman ve mekandan mesul olandır. Bizi yola revan eden de budur. Dünyanın dört yanında acının, fakirliğin ve mazlumiyetin zalimlerce körüklendiği bir çağda, yaşananları seyredemezdik. Haliyle elimizden ne geliyorsa onu yapabilmek için, helal dördün haram beşten büyük olduğu şuuruyla Sadakataşı Derneği'ni kurduk ve hamdolsun kısa zamanda ciddi mesafeler aldık.

"DERDİMİZ DAHA ÇOK İNSANI BU HAYIR KERVANINA KATARAK DAHA ÇOK MAZLUMA DEVA OLMAK"

Yol aldık derken? 5 yılda nerelere ulaştınız? Neler yaptınız?

Sadakataşı olarak biz proje odaklı yol almaya gayret ediyoruz. Projelerimize de mümkün olduğu kadar çok insanın paydaş olmasını ve kervanın gönüllüsü olmasını önceliyoruz. Mesela Suriyeli mazlumlar için saatte 1.200 ekmek üreten Mobil Fırın projemiz hem neticesi hem de hazırlık süreci anlamında bizim için örnek bir proje oldu. Üniversiteli gençler projeye omuz verdiler, kısa sürede gerekli maliyet karşılandı ve bu fırın hala hizmetine devam ediyor. Hakeza Suriyeli çocukların üşümemesi için bu kış oldukça etkili bir kampanyayı yine üniversiteli gençlerle birlikte yürüttük. Yapılan yardımlar "Dertli Battaniye" projesi ile on binlerce çocuk için battaniye, kışlık kıyafet ve kışlık botlara dönüştü. Her Ramazan yine bir iyilik kervanı yola çıkardık ve yüz binlerce insana hem Ramazan kumanyası hem de bayramlık yardımlarıyla ilgili projelerimiz oldu. Hasılı burada anlatması zor ama onlarca ülkede pek çok hayra vesile olduk.

"MÜLTECİLER İÇİN ÖZEL OLARAK GAYRET EDİYORUZ"

Kurban Bayramı'na gelelim o halde... Kurban Bayramı için hazırlıklarınız ne durumda? Planlarınız ve hedefleriniz neler?

Bu Kurban Bayramı'nda da Balkanlar'dan Moro'ya kadar onlarca ülkede olacağız. Gittiğimiz bütün ülkelerde nerede bir ihtiyaç sahibi varsa ona ulaşmak ve sadece kurban eti değil sımsıcak bir kardeşlikle onlarla kucaklaşmak için orada olacağız. Bu yıl özellikle mülteci konumuna düşürülmüş kardeşlerimizle ilgili özel bir gayretimiz olacak...

Neden özellikle mülteciler?

Çünkü mültecilik çok fazla insanın fark etmediği ama beraberinde pek çok sorun getiren bir durum. Özellikle Müslümanların yoğun olarak yaşadığı coğrafyanın tarihi son iki yüz yıldır mülteciler tarihidir tabiri caizse. Mülteci hareketliliği bu anlamıyla hem toplumları, hem ekonomileri hem devletleri hem de uluslararası ilişkileri etkilemiştir. 1864 yılından itibaren Kafkasya'da sürülen milyonlarca insan bugün Türkiye'de yaşıyor. Aynı şekilde geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren Filistin'den Siyonizm baskısıyla çıkartılan Filistinliler bugün onlarca farklı ülkede yaşamlarını sürdürüyor. Sadece Ürdün'de nüfusun yarıdan fazlası Filistinli mültecilerden oluşuyor. Bu krizin yönetilebilmesi, yeni Aylan bebeklerin denizde can vermemesi ve Akdeniz'in bir mülteci mezarlığına dönüşmemesi için mültecilerin hayat şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Açıkçası mülteciler ne kadar çok sahiplenilirse ölüm yolculuğuna çıkan mülteci sayısı da o kadar azalır. Bugün hemen burnumuzun dibinde iki milyon Suriyeli mülteci yaşıyor. 1864 tarihini hususen örnek verdim. O dönem ve sonrasında Osmanlı topraklarına sığınıp vatandaşlık alanlar bugün Suriye'den kaçarak tekrar mülteci konumuna düştü. Dedesi mülteci olanların torunları da mülteci. 

akurban

"ENSAR - MUHACİR KARDEŞLİĞİ SADECE TARİHİ BİR VAKIA DEĞİLDİR"

Peki onlar için Kurban Bayramı ne ifade ediyor?

Bizim görüşümüz şu: İnsanın bayramı evidir, ailesidir, akrabalarıdır ve bayramı birlikte yaşayabileceği insanların varlığıdır. Ancak Kurban Bayramı mülteciler için yalnızlık, keder ve kayıpların hatırlandığı günler oluyor. Böyle olmaması için önceliğimiz onlar. Kapılarına sadece kurban etiyle değil kardeşliğimizle, uzattığımız sıcak ellerle ve umutla gidiyoruz. Bu insanlara yalnız olmadıklarını ve olmayacaklarını hatırlatmak istiyoruz. Her şeyden evvel mülteciliğin bir statü olduğunu ancak kardeşliği statülerden çok daha yukarıda bir bağ olduğunu ispat etmek istiyoruz. İstiyoruz ki Medine'de tebarüz eden Ensar - Muhacir kardeşliği sadece tarihi bir vakıa değil aynı zamanda yaşayan bir ruh olarak görülsün...

"MÜLTECİLİK MESELESİNİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ÇÖZEMEZ AMA..."

akur3

Güzel... Peki bu meseleler sizce sadece sizin gayretinizle çözülebilir mi?

Elbette çözülemez. Biz sadece sivil toplum kuruluşuyuz ve bu sorunlar da siyasi karakterli sorunlar. İnsanlar bugün Suriye'den hastalık ya da açlıktan ötürü kaçmıyorlar. Suriye rejimi açıkça kendi vatandaşlarını katletmeye başlayana kadar bu insanlar kendi yurtlarında rahatlıkla yaşayabiliyorlardı. Ancak üzerine bomba yağan insanlar artık yaşayabilecekleri bir alan bulamadıkları için mülteci konumuna düştüler. Sanki insanlar kendiliğinden böylesi bir karar almış gibi düşünemeyiz. Zaten bizim üzerimize düşen aynı zamanda bu yalın gerçeği yani sorunun asıl tarafını ortaya koymaktır.

"İNSANLAR GELSİNLER VE GÖNDERDİKLERİ KURBANLARIN NASIL BİR SEVİNCE VESİLE OLDUĞUNU GÖRSÜNLER"

Somutlaştıralım öyleyse... İnsanlar ne yapabilirler? Ne öneriyorsunuz?

Öncelikle insanlara bu meseleleri dert etmelerini, sahiplenmelerini ve bu insanları kardeş olarak görmelerini öneriyoruz. Sonrasında ise sadece kurbanlarını kestirmek kaygısıyla değil bu insanlara gerçekten umut olma adına vekaletlerini bize vermelerini öneriyoruz. Gelsinler ve sonrasında bu çalışmaların bakiyesini dernek merkezimizde görsünler. Fotoğraflara, videolara ve insanların gözlerindeki sevince baksınlar istiyoruz. Çünkü mesele sadece kurbanın akan kanı ve mazluma ulaşan eti değildir. Mesele  sıcak bir duayla birlikte bayramda mazlumun çalınan kapısıdır.

Son olarak, okuyucularımız bilsinler diye soruyorum, bu Kurban Bayramı'nda Sadakataşı nerelerde olacak?

Balkanlar'da, Kafkasya'da, Suriye'de, Filistin'de, Bangladeş'te, Arakan bölgesinde, Afrika'nın pek çok ülkesinde, Afganistan'da, Uzakdoğu Asya ülkelerinde bu yıl var olacağız.

lka

Peki bu sistemi biraz okuyucularımız için açar mısınız? Kurbanlar nasıl kesiliyor? Nasıl dağıtılıyor?

Bağışçılarımız bize farklı yollarla kurban vekaletlerini verebilirler. İnternet sitemiz üzerinden online ödeme ile, derneğimize bizzat gelerek veyahut bankalar üzerinden kurban bağışlarını yapabilirler. Elbette bağışçılarımız kurbanların hangi ülkede kesilmesini istiyorlarsa kurbanları o ülkede kendileri adına kesilir ve kurbanları kesilir kesilmez kısa mesaj yoluyla bağışçımıza kurbanının kesildiği hızlı şekilde bildirilir. Şunu da belirtmek gerekir ki kurban edilecek hayvanların İslami usullere uygunluğu o ülkede bulunan veya Türkiye'den giden temsilcilerimiz tarafından mutlaka denetlenir. Zaten Kurban projesi için özel olarak hazırladığımız internet sayfamızdan da bu bilgilere kolaylıkla erişilebilmekte. (http://kurban.sadakatasi.org.tr/)

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum...

Ben teşekkür ederim...

Haber Ara