Karaduman, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hindistan yönetiminin Müslümanlara baskı ve şiddet uyguladığını ifade eden Abdulkadir Karaduman, Hindistan'da Müslümanların iş yerlerinin basıldığını, insanların vahşice linç edildiğini ve yüzlerce sivilin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Müslümanlara yönelik bu organize katliam politikaları karşısında tüm dünyanın sessiz kaldığını dile getiren Karaduman, Dışişleri Bakanlığının bu katliama karşı bir an önce diplomatik girişim başlatmasını istedi.
Devletin en önemli makamı olan Cumhurbaşkanlığının "sorun çıkarmanın değil sorunları gidermenin makamı olması" gerektiğini kaydeden Abdulkadir Karaduman, "Cumhurbaşkanı, ya Cumhurbaşkanı gibi ya da partisinin genel başkanı gibi hareket etmek zorundadır. Genel başkan kimliği ile muhalefet parti liderlerine yönelik hakarete varan ifadeler kullanıp, daha sonra aynı tavırla karşılaştığı zaman 'Ben Cumhurbaşkanıyım' dediğinizde, bu tutarlı bir davranış olmaz. Kutuplaştırma ve nefret dilinden hiç kimse kazançlı çıkmaz." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin Suriye ile savaşması değil barışması gerekir"
Karaduman, şu an yaşanan sorunlara çözüm bulunması için 28 Şubat sürecini ortaya çıkaran nedenlerin anlaşılması gerektiğini dile getirdi.
Emperyalistlerin planlarına engel olan politikaları nedeniyle Refah-Yol hükümetinin iktidardan indirildiğini ve 28 Şubat sürecinin bu nedenle başladığını ifade eden Abdulkadir Karaduman, "Halen milyarlarca dolar faiz veriliyor. 15 Temmuz'da Gazi Meclis'e bomba atan uçakların yakıt ikmallerinin yapıldığı yer olan İncirlik Üssü halen duruyor. Irak ve Suriye'ye bombalar atılıyor. Bütün bunlar 28 Şubat sürecinin halen devam ettiğini gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.
Suriye'deki gelişmelere de değinen Karaduman, İsrail karşısında güçlü bir devletin olmaması ve NATO'nun işgaline meşru bir zemin hazırlanması için "Türkiye-Suriye savaşının istendiğini" belirtti.
Abdulkadir Karaduman, "Türkiye'nin Suriye ile savaşması değil barışması gerekir. Türkiye'nin Suriye ile savaşması bölge ülkelerinin değil emperyalizmin çıkarına olacaktır. Bölgeye barışın hakim olması için Suriye ile Türkiye'nin bir araya gelmesi gerekir." dedi.
Hükümetin mülteci ve sığınmacılara yönelik politikasını da eleştiren Karaduman, "Mültecileri Batı'ya karşı koz olarak kullanan anlayış, mültecileri ölüme gönderme anlayışıdır. Göçmenlerle ilgili Türkiye'nin tavrı ensar değil simsar politikası olmuştur. Yurdunu terk etmek zorunda kalan mültecilerin siyasi koz olarak kullanılması asla kabul edilemez." görüşünü dile getirdi.
Abdulkadir Karaduman, Yunan güvenlik güçlerinin sığınmacılara yönelik tavrının da insanlık dışı olduğunu ve bunun Avrupa'nın ahlak anlayışını gösterdiğini dile getirdi.
