Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

'PYD'nin IŞİD tahliyesi uluslararası ceza hukuku kapsamında bir suç'

IŞİD'in ABD'nin gözü önünde Rakka'dan uğurlanmasına tepki sürüyor. Hukukçular, terör örgütünün tahliyesinin uluslararası suç olduğu görüşünde.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-16 13:24:26

'PYD'nin IŞİD tahliyesi uluslararası ceza hukuku kapsamında bir suç'

PYD'nin Rakka'yı terk etmesi için IŞİD'ile anlaşarak, örgüt mensuplarının 'güvenli bir şekilde' şehrin dışına çıkarılması tepki çekmeye devam ediyor.

ABD'DEN AÇIKLAMA

Pentagon'a Bağdat'tan video konferans yoluyla bağlanan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan ABD Öncülüğündeki IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyonun Sözcüsü Albay Ryan Dillon "Bu bir sır değil. Koalisyon 10 ve 14 Ekim'de basın açıklamaları yaptı, BBC Radyo dahil birçok haber kuruluşu ile konuştu. Bu yerel bir soruna yerel bir çözümdü. Koalisyon tamamen katılmasa da ortaklarımızın kararına saygı duyduk" dedi.

ULUSLARARASI CEZA HUKUKU AÇISINDAN SUÇ

Fakat bu anlaşma, uluslararası ceza hukuku açısından suç olduğu belirtiliyor. Uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanları, "bir terör örgütünün başka bir terör örgütünün tahliyesinde görev almasının" izlemesi gereken bir konu olduğunu ve suçu işleyen kadar suça destek verenlerin de sorumlu olduğunu söyledi.

"AMERİKA SÖZÜNDE DURMADI"

İstinye Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesindeki Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Türkiye'nin, bir NATO üyesi olarak ABD Başkanı ve en üst makamlarına, Rakka harekatının birlikte yayapılmasını teklif etmesine rağmen, ABD'nin PYD ile gerçekleştirme ısrarını sürdürdüğünü hatırlattı. ABD eski Başkanı Barack Obama'nın, Suriye'de ABD Hava Kuvvetleri ve yerel güçlerle sorunu çözeceklerini, Amerikan askerinin olmayacağına ilişkin politikasını anımsatan Caşın, “Yerel güçler, PKK ve PYD olarak ortaya çıktı. Ama Amerikan resmi makamlarından son verilen sayılarda, 5 bin ABD askerinin bölgede görev yaptığını görüyoruz. Demek ki Amerika sözünde durmadı” dedi. Caşın, BBC'nin aktardığı olaya ilişkin de şunları söyledi:

“Bir terör örgütünün bir başka terör örgütüyle işbirliği yaptığını gösterir. Bu, uluslararası hukuka aykırıdır. Her ne kadar ABD makamları ‘Bizim bunda bir suçumuz yoktur' açıklaması yapsa da, bir suçu işleyenle ona iştirak eden ve destek verenler de, uluslararası ceza normlarında ve uluslararası ahlak kurallarında suçludur... Bir terör örgütünün tahliyesinde, bir başka terör örgütünün görev alması bana göre uluslararası ceza hukukunun takip etmesi gereken bir konudur. ABD'nin bu kadar basit bir açıklamayla sorumluluktan kurtulacağını düşünmüyorum. Türkiye, bunları bir tarafa yazmaktadır. Zamanı geldiğinde uluslararası hukuk bakımından bunların hesabının sorulacağını düşünüyorum. ABD her seferinde suçüstü yakalanmaktadır. Bu da Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verdiği gibi, bölge güvenliğine de zarar vermekte. DEAŞ'la mücadeleye de gölge düşürmektedir. Ne uluslararası hukuk ne de insan hakları bu tür bir açıklamayı haklı gösteremez.”

"TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİNE TEHDİT"

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun da, IŞİD'le en sonunda PYD'nin anlaşmak zorunda kaldığını belirterek, “Rakka'dan çıkartılan DEAŞ unsurlarının Deyrizor'a yerleştikten, sonra bölgeden tekrardan çıkarak, kendi kaynak ülkelerine dönme çabasına girecek. Burada birçok Avrupa ülkesi, ABD, Rusya, Orta Asya ülkeleri ve Türkiye'nin de içerisinde olacağı ülkeler, tehdit altına girmiş oldu. Türkiye'nin ülke içinde yaptığı kapsamlı operasyonları gözardı etmemeli. Rakka'dan gelen DEAŞ unsurları Türkiye'de yakalandı. Bu, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir  anlaşma olmuş oldu” dedi.

"SURİYE PKK'SI JEOPOLİTİK KALDIRACA DÖNÜŞÜYOR"

Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur ise, ABD Savunma Bakanlığı'nın yaptığı açıklamanın anlaşılabilir olmadığını vurguladı. ABD'nin açıklamasına atıf yaparak, “Bir taraftan sonuna kadar bu örgütle mücadele edilmesini isterken diğer taraftan anlaşmaların yapılmasını makul görüyorsunuz” diyen Okur, bu anlaşmaların başka hangi boyutlarının olduğunun ve hangi alanları kapsadığının da bilinmesi gerektiğini kaydetti. Okur, “Örneğin, biz ART arda Suriye'nin önemli petrol bölgelerinin, hızla Suriye PKK'sının liderliğini yaptığı grupların eline geçtiğini görüyoruz. O zaman bu iş DEAŞ ile mücadele olmaktan çıkıp, Suriye denklemini etkilemek için bir jeopolitik kaldıraca dönüşmeye başlıyor” dedi.

Haber Ara