Dolar

32,3764

Euro

35,0246

Altın

2.326,54

Bist

9.142,40

'Putin, krizle ömrünü uzatmaya çalışıyor'

'Putin, krizle ömrünü uzatmaya çalışıyor'

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-24 11:01:30

'Putin, krizle ömrünü uzatmaya çalışıyor'
SARP ÖZER - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, "Putin, şöyle düşünüyor: 'Erdoğan'ı hedef alır ve Erdoğan'ı devirirsem zaten Türkiye stratejik anlamda yeniden o eski haline dönecek ve gücünü kaybedecektir.' Bunu sadece Putin değil, bölgede Türkiye'yi stratejik anlamda tehdit olarak gören diğer güçler de ülkeler de hedefliyor." dedi.

Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya'nın Suriye ve Türkiye politikalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in göreve gelmesinden 2014'e kadar geçen süreçte Türkiye ile ekonomik anlamda önemli ilişkiler içinde bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Fakat siyasi anlamda ilişkileri tamamen görmezden geldi ve reddetti." diye konuştu.

Türkiye'nin Avrasya Ekonomik Birliğine katılmasına yönelik taleplerin de Putin tarafından görmezden gelindiğini savunan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Putin, SSCB döneminden itibaren KGB politikaları doğrultusunda yetiştirildiği için Türkiye'yi özellikle Ortadoğu ve Kafkasya'da işbirliği yapılacak ülke olarak değil, rekabet içerisinde olunabilecek bir ülke olarak görüyor ve kendi çıkarlarını tehdit eden en önemli ülke konumunda çünkü Putin'in bir amacı var, büyük Rusya'yı ortaya çıkarmak istiyor. Büyük Rusya'yı ortaya çıkarırken de özellikle Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerini endişelendirmemek adına Avrasya Ekonomik Birliği adı altında bir proje ortaya koydu. Bu projenin başarısında iki büyük tehdit var: Birincisi Türkiye, ikincisi ise Avrupa Birliği ya da NATO dediğimiz batı bloğu var."

Yılmaz, Rusya ve ABD'nin dünyayı iki kutup olarak parsellediğini belirterek "Şimdi üçüncü bir kutup ortaya çıkıyor. Bu üçüncü kutbun liderliğini de Türkiye yapıyor diyebiliriz. Özellikle Orta Doğu ülkelerini İslam İşbirliği Teşkilatı adı altında tekrar teşkilatlandırarak, düzenleyerek ve yanında Balkanları ve Doğu Avrupa ülkelerini de bir şekilde stratejik anlamda konumlandırarak üçüncü kutup olma yolunda ilerliyor." ifadelerini kullandı.

- "Milli bilinç uyandırmıştı"

Rusya Federasyonu içinde 22 Türk topluluğunun yanı sıra birçok Müslüman topluluk olduğuna da dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:

"Rusya'da vatanseverlik ve milli bilinç konusunda büyük bir eksiklik vardı ve etnik ayrışmaya doğru gidiyordu. Türkiye de bunu bilerek yapmıyordu ama Rusya ile olan ekonomik ilişkiler, bağlantılar dolayısıyla bu Türk toplulukları konusunda bir milli bilinç uyandırmıştı. Aslında Putin, şöyle düşünüyor: 'Erdoğan'ı hedef alır ve Erdoğan'ı devirirsem zaten Türkiye stratejik anlamda yeniden eski o haline dönecek ve gücünü kaybedecektir.' Bunu sadece Putin değil, bölgede Türkiye'yi stratejik anlamda tehdit olarak gören diğer güçler de diğer ülkeler de hedefliyor. Gezi olayları, 17-25 Aralık olayları, birçok yapılan operasyonlar- ki Recep Tayyip Erdoğan'ı düşürmek için günümüze kadar hesapladığıma göre 17 operasyon yapılmış ve 17'si de başarılı olmamıştır- bu şartlar altında Putin, kendi geleceği açısından da Erdoğan'ı tehdit olarak görüyor çünkü Putin'in yeni yapılanmasında özellikle Sovyetler Birliği döneminden kalma, her topluluğa, etnik unsura yönetim hakkı verme konusunda, 2018'de yapılacak seçimden önce bunları kaldırmak istiyordu."

- "Rusya'nın Suriye'ye girişi ani bir giriş değil"

"Putin, Türkiye ile bir kriz ortamı oluşturarak hem iç hem dış politikada ömrünü uzatmaya çalışıyor." görüşünü aktaran Yılmaz, Rusya'nın Suriye'de de büyük başarısızlığının olduğunu savundu.

Putin'in Türkiye'yi bu başarısızlığın sebebi olarak gördüğünü dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Çünkü Erdoğan ve Türkiye aslında Rusya'nın yapacaklarını ve yaptıklarını açığa çıkarıyor, deşifre ediyor. Bunun deşifre olması, Rusya gibi strateji ve dış politika konularında uzman bir devleti sinirlendiriyor. Yani politikalarında saldırgan hale getiriyor. Bazıları Rusya ve Türkiye arasında ilişkilerin yeniden düzeleceği konusunda bir öngörüde bulunsa da ben böyle bir öngörüde bulunmuyorum çünkü Rusya stratejik anlamda Türkiye ile kriz yaşamayı kendisine hedef olarak seçmişti ve bunu da başardı. Bundan hem ekonomik hem siyasi anlamda büyük çıkarlar elde ediyor, yararlar görüyor."

Suriye'nin kuzeyinde bir Nusayri devleti kurulmasına Rusya'nın destek verdiği yönündeki iddialara katıldığını aktaran Prof. Dr. Yılmaz, "Putin, Suriye'yi Orta Doğu politikası içinde bir merkez olarak kullanmayı amaç edindi." diye konuştu.

Suriye'nin bölünmesi halinde bölgede Türkmen devleti kurulmasına Rusya'nın kesinlikle karşı olduğunu bildiren Yılmaz, şu açıklamalarda bulundu:

"Olası Türkmen devletinin bulunacağı bölgenin Lazkiye ve kıyı bölgeleri olacağı belirtiliyor. Bu, Türkiye'nin Halep ile olan bütün hattını bağlayacak. Rusya, 'Sünni hat' dedikleri bu hattı bir şekilde bozmak istiyor. Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere Orta Doğu politikasını sekteye uğratmak istiyor. Zaten Rusya'nın Suriye'ye girişi ani bir giriş değil. Rusya, Suriye'ye planlı ve bunu önceden öngörerek gitmişti."

- "Yeni bir demir perde ülkesi yaratmaya çalışıyor"

Rusya'daki televizyonlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine yayınlar yapıldığını da dile getiren Yılmaz, "Bakıldığı zaman Türkiye, Putin'in bütün saldırgan politikalarına, Rusya'nın bütün stratejilerini Türkiye üzerine uygulamasına rağmen çok hoşgörülü ve itidalli bir politika uyguluyor." diye konuştu.

Yılmaz, Rusya'da Devlet Başkanı Putin'e karşı hızla büyüyen muhalefet anlayışının olduğunu belirterek "Putin, resmen Rusları ülkeye hapsetmiş konumda. Mısır'a, Türkiye'ye, Tayland'a tatile gitmelerini yasaklıyor. Bütün devlet memurlarına ülke içinde tatil yapmayı zorunlu kılıyor. Yeni bir demir perde ülkesi yaratmaya çalışıyor." dedi.

Orta Doğu'da çok fazla denklem bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yılmaz şunları kaydetti:

"Bu denklemlerin içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önemli bir yeri var. Aslında hem doğudan hem batıdan hem kuzeyden hem güneyden hedef haline gelmiş durumda. Başarı bazen kıskanılır diyelim. Türkiye'nin kısa sürede büyümesi, stratejik anlamda yeniden yakın çevresini genişletmiş olması, çevredeki ülkelere güven vermesi, onlara ekonomik anlamda yardımda bulunması büyük ülkelerin stratejilerini etkiliyor. Bu şartlar altında denklem oldukça karmaşık hale geldi ve bu denklemin gelecek bir yıl içinde daha da karmaşık hale geleceğini söyleyebiliriz."


VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara