Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Psikolog Ece Avcı: Beğeni bağımlısı bireyler var

Psikolog Ece Avcı'ya göre 'Başkaları tarafından beğenilmeye bağımlı bireylerle karşılaşmak artık çok daha olası...'

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-09-29 09:02:13

Psikolog Ece Avcı: Beğeni bağımlısı bireyler var

TIMETURK | 5 SORU

Ağır çalışma şartları, büyükşehirlerdeki stres kaynakları, artarak devam eden şiddet vakaları… Tüm bunların birey ve toplum üzerindeki tahribatını 5 SORU'nun bugünkü konuğu Psikolog Ece Avcı ile konuştuk.

İşte Avcı'nın açıklamaları:

1. Geride bıraktığımız dönemde sağlık ocaklarında aile hekimleri gibi, aile psikologlarının da bulundurulabileceği gündeme gelmişti. Böyle bir yöntemi destekler misiniz, neler düşünüyorsunuz?

Psikologların ilgili kurumlarda istihdamının artırılması konusunda adım atılmalıdır. Küçük yerleşim birimlerinde, mevcut kuruluşlarda psikologların da olması hem koruyucu hem de müdahale edici hizmetlerin yaygınlaşmasına katkı sağlayacaktır. Psikolog unvanını kazanan bireylerin haklarına ve mevcut mesleki tanınırlık ile bilinçlendirmeye yönelik düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Psikologların toplum içinde daha görünür kılınması sağlanabilir. Psikolojik gelişim bir süreçtir ve diğer süreçler gibi takibinin sağlanmasının yarar sağlayacağını düşünüyorum. Psikolojik yardım için kişinin kendi isteği ile başvurusunun olması kolaylaştırıcı faktör olacağından zorunlu kılınmaksızın ulaşılabilirliğin artırılması gerekliliğini destekliyorum. Aile psikologları, aile kurumu dinamikleri üzerinden süreci yürütecekse yararlı olabilir.

“KÜÇÜK BİRİMLERDE GİZLİLİK ESASI GÖZETİLMELİ”

Bununla beraber aileler bireylerle kurulur ve bireyin psikolojisi de bir o kadar önemlidir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri özellikle küçük birimlerde gizlilik esasına ayrıca özen gösterilmelidir.

“BİZ DERT ORTAĞI DEĞİLİZ, PROFESYONEL BİR MESLEĞİ YÜRÜTÜYORUZ”

2. İnsanlar herhangi bir rahatsızlığı için doktora gittiğini söylemekten çekinmezken psikoloğa gittiğini saklama gereği duyuyordu. Konu uzun yıllar eleştirildi. Bu algının değiştiğini düşünüyor musunuz?

Geçmişten günümüze psikolojik sorunlar genel olarak zekayla da ilişkilendirildiğinden kişiler statü kaybına ve etiketlenmeye maruz kalabileceği korkusuyla psikoloğa gittiğini saklamak isteyebilirler. Psikolojik problemlerin çözümsüzlüğüne ilişkin inanç da bunun pekişmesini tetikleyebilir. Öncelikle biz psikologların dert ortağı olmaktan öte profesyonel bir meslek yürüttüğümüzün toplum tarafından tam olarak kabul göremediğini düşünüyorum. Diğer insanların düşüncesini fazla önemsemekle ilgili bir noktaya vurgu yapmak istiyorum. Sadece konuşmak için birisine başvurma algısı, diğer insanlar tarafından küçümsenme korkusunu doğurabilir. Yakın zamanlarda bu algının değiştiğini fark ediyorum. Düşük sosyoekonomik düzeyde daha olumsuz karşılansa da yüksek sosyoekonomik düzeyde bir moda haline dönüşmeye başladı. Olumsuz değerlendirenler kadar akım haline getirenlere de hatırlatmak isterim ki önemli olan yerinde ve zamanında alınan psikolojik destektir.

“ŞEHİR STRESİ İÇİNDE BARINDIRIYOR”

3. Psikolojik rahatsızlıkların sıklıkla büyükşehirlerde görüldüğü yorumları yapılıyor. Geldiğimiz noktada şehir-insan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bu konunun şehirdeki insanın modern dünya içinde bilgiye maruz kalmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Her türlü doğru yanlış bilgiye ulaşımın çok kolay olduğu bu çağda insanların farkındalıkları da artmaya başladı. İnternete girdiğiniz zaman psikolojiye dair birçok bilgiye rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Bununla beraber büyükşehirlerdeki hızlı ve yoğun yaşam akışı yalnızca fizyolojik değil psikolojik olarak da insanların olumsuz etkilenmesine sebep olabiliyor. Bize birçok kolaylık sağladığını düşündüğümüz büyükşehirler gerek kalabalığı gerek karmaşık yapısıyla birçok stres faktörünü de içinde barındırıyor.

“BAŞKALARI TARAFINDAN BEĞENİLMEYE BAĞIMLI BİREYLERLE KARŞILAŞMAMIZ ARTIK ÇOK DAHA OLASI”

4. Sosyal medya, magazin haberleri ve diziler… Söz konusu platformlarda sürekli olarak bir başkasının hayatına dışarıdan bakma eylemi gerçekleştiriliyor. Bu durumun toplumda oluşturduğu değişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zamanla kişi bile kendi hayatına dışarıdan bakmaya başlayabiliyor. Aslında olmadığımız, toplum tarafından ilgi çekebilecek sanal hayatlar yaratmaya çabalıyoruz. Kendi benliğimiz ile kurguladığımız bu ideal arasındaki fark arttıkça da mutsuz olma ihtimalimiz artıyor. Kategorik olarak ayrıştırmalara sebep olabileceği gibi bizi kendimizden de uzaklaştırdığını fark edemiyoruz. Bununla beraber sürekli birilerinin hayatımıza müdahil olması kendimizi önemli hissetmemizi de tetikliyor olabilir. Başkaları tarafından beğenilmeye bağımlı bireylerle karşılaşmak artık çok daha olası.

YAYINLAMAMAK YERİNE ‘ÖNLEYİCİ OLMAYA HİZMET EDECEK ŞEKİLDE' YAYINLAMAK TERCİH EDİLEBİLİR

5. Kadına, çocuğa, yaşlıya, mülteciye, hayvana yönelik artarak devam eden şiddet vakalarıyla karşı karşıyayız. Medyanın da işin içine girmesiyle şiddet ve cinayetle dahi popülerlik kazanıldığı görülüyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Her gün şiddet içerikli olaylarla karşılaşılması durumun olağanlaştırılmasına ve içselleştirilmesine sebep olabilir. Bunun önüne geçmek için medyadan şiddet içeren olayları kaldırmayı düşünmek yerine yayınlanmasını daha faydalı hale getirebiliriz. Özellikle benzer şiddet olaylarından yaptırımla sonuçlanmış olanlar tercih edilebilir. Benzer konular, alanında uzman kişiler tarafından ele alınarak halkın kitlesel olarak bilinçlendirilmesi sağlanabilir. Sadece olumsuzluklar değil tam tersi olumlu yaklaşımlara daha fazla yer verilmelidir. Şiddeti azaltıcı davranışların ön planda tutulması kişinin diğerlerine saygı duymasına katkı sağlayacaktır.

PSİKOLOG ECE AVCI KİMDİR?

1994 yılında İstanbul'da doğan Ece Avcı, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünü bitirdikten sonra çocuk değerlendirme test eğitimlerini ve Gazi Üniversitesi Pedagojik Formasyon Eğitimini başarıyla tamamladı. Avcı, özel bir eğitim ve danışmanlık firmasında psikolog olarak Ankara temsilciliğine devam ediyor.

Haber Ara