Dolar

32,5254

Euro

34,7981

Altın

2.427,98

Bist

9.719,11

Prof. Dr. Akar: Türk dünyasındaki alfabe birliği, stratejik bir hamledir

1940’tan beri Kiril alfabesi kullanan Kazakistan, Türk bilim insanlarının da katkılarıyla hazırlanan yeni Latin alfabesini tanıttı. Peki bu alfabe nasıl oluşturuldu ve Türk dünyası için nasıl bir öneme sahip? TRTHaber'den Ayşe Şimşek'e konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akar, Türk dünyasında alfabe farklılığının psikolojik bir duvar oluşturduğunu, Türk dünyasındaki alfabe birliğinin stratejik bir hamle olduğunu vurguladı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-02-03 15:48:55

Prof. Dr. Akar: Türk dünyasındaki alfabe birliği, stratejik bir hamledir

SSCB döneminde, Türk boylarının Kiril alfabesine geçiş süreci başlatıldı ve Ruslar, her bir Türk boyuna farklı Kiril alfabesi oluşturdu.

Ancak bu alfabe; dil, edebiyat, ticaret, ekonomi gibi alanlarda Türk dünyasının iletişimini aksattı.

Kazakistan 1940'tan beri Kiril alfabesi kullanıyor

Türk cumhuriyetleri içinde en büyük yüz ölçümüne sahip olan ve 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Kazakistan, 1940'tan beri Kiril alfabesini kullanıyordu.

2017'de kademeli olarak Latin alfabesine geçme kararı aldı, ancak düzenlenen alfabe eleştirilere maruz kaldı.

Eleştirilerin ardından Kazak bilim insanları, Türkiye'deki bilim insanlarına alfabe konusunu danıştı.

“Bir ses-bir harf”

Türk bilim insanları “bir ses bir harf” önerisinde bulundu ve 28 Ocak 2021'de, Kazakistan'da yeni alfabe tanıtıldı.

“Bir ses-bir harf” ilkesine göre hazırlanan Kazakistan'ın yeni alfabesinde 9 ünlü, toplam 31 temel harf var.

“Türk dünyasındaki alfabe birliği, stratejik bir hamledir”

Prof. Dr. Akar, “Kazakistan'ın Kiril'den Latin alfabesine geçişini sadece harf değişikliği olarak düşünmemek gerekir. Bu geçiş, Türk dünyasının ekonomik, kültürel ve siyasi entegrasyonunun ilk adımlarından biridir. Dolayısıyla Kazakistan'ın alfabe değişikliği, Türk dünyası açısından stratejik bir öneme sahiptir” dedi.

“Alfabe farklılığı psikolojik bir duvar oluşturuyor”

Akar, alfabeyi öğretmeden dil öğretimine geçmenin zaman kazandırdığını söyleyerek şunları söyledi:

“Latin alfabesine geçiş ile birlikte, dil öğretiminde alfabe sorunu ortadan kalkıyor. Alfabe arada olduğu zaman psikolojik bir duvar oluşuyor. Önce alfabeyi çözeceksiniz, yazıp Latin harflerine dönüştüreceksiniz, ardından da dili anlayacaksınız."

“Hedef sokaktaki insan”

“Bu alanda çalışan bilim insanları, öğrenciler elbette Kiril alfabesini biliyor. Hedef, sokaktaki insandır. Türkiye'de 83 milyon içinde kaç kişi Kiril alfabesini biliyor? O coğrafyaya ticaret yapan, eğitim iş birlikleri yapan insanlar var” 

Kazakistan'ın Orta Asya'daki coğrafi ve siyasi ağırlığı çok önemli

“Kazakistan'a gidip, kültürel ögelere baktığınız zaman, eski Türkleri, Göktürkleri, Bilge Kağan'ı, Kül Tigin'i görüyorsunuz. Paraların üzerine eski Türk simgelerini işliyorlar. Dolayısıyla kendilerini eski Türk kağanlığının devamı olarak görüyorlar”

“Temel hareket noktamız fonetik alfabe: Her sese bir harf”

Kazakistan'da alfabe alanında çalışan bilim insanları, Türkiye'deki akademisyenlerle iletişime geçti.

Alfabedeki temel noktanın “fonetik” bir alfabe olması gerektiğini, bunun da her sese bir harfin karşılık gelmesi durumu olduğunu vurgulayan Ali Akar, Kazak Kiril'inde her sesin bir harfle karşılanmadığını, Rusçadan alınan kelimeler için de ayrı harflerin konulduğunu söyledi.

Ali Akar
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akar

Akar, “Kazakçada, “tş, şç” gibi harfler var. Bir harf iki sesi karşılıyor fakat Türkçede bunun karşılığı yok. “ya” ve “yo” ile başlayan harfler de var ama böyle bir ses yok Türkçede. Bu durum dünya fonoloji bilimi bakımından sağlıklı değil” dedi.

“Türkiye, Türk dünyasının lokomotifidir”

“Türkiye, Türk dünyası içerisinde ekonomik, siyasi ve gelişmişlik olarak en ileri seviyededir. Biz her bakımdan birikimimizle, askeri, siyasi ve ekonomik gücümüzle onlara önder olmamız gerekiyor.

Biz kardeşiz; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kıbrıs, Azerbaycan ile Türkiye Türk'ünü ayırt etmiyoruz. Bizim Osmanlı İmparatorluğu'ndan gelen bir kucaklayıcılığımız var. Bu bizim kültürümüzde yer alıyor. Herkes hemfikirdir ki Türkiye, Türk dünyasının lokomotifidir, önderidir, başıdır“ 

Haber Ara