Yarkadaş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nin, AK Parti'nin antidemokratik uygulamalarının gölgesinde kalacağını savundu.
İktidarın muhalefete yönelik baskısını artırırken, bel altı vuruşlarına devam ettiğini belirten Yarkadaş, "Bunlardan biri de 24 Nisanda yapılan bir görüşme. AKP iktidarı, 28 Şubat sürecini kurulduğu günden bu yana istismar edip, askeri vesayetten şikayette bulunuyordu. Bundan şikayetçi olan AKP, en nihayetinde gitti, askeri vesayetin gölgesine sığındı. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile sarayın sözcüsü İbrahim Kalın, adı cumhurbaşkanı adaylığı için geçen Abdullah Gül'e bir saray muhtırası verdi, bu Gül'ün adaylığını engelledi" diye konuştu.
Bu görüşmenin üzerinden 10 gün geçtiğini anlatan Yarkadaş, bu görüşmeye ilişkin soru ve araştırma önergeleri verdiğini kaydetti.
Yarkadaş, Akar, Kalın ve Gül'ü açıklama yapmaya çağırarak, aksi halde seçimlere askeri vesayetin gölgesinin düşeceğini öne sürdü.
Orgeneral Akar'dan, Gül'ü neden ziyaret ettiğini, 3 saat 5 dakika süren görüşmede neleri konuştuklarını açıklamasını isteyen Yarkadaş, Kalın'ın da Gül'e hangi sıfatla gittiğini, hangi telkin veya uyarılarda bulunduğunu açıklaması gerektiğini bildirdi.
Barış Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP iktidarı, artık askeri vesayetin gölgesine sığınmıştır. İktidar devletin tüm gücünü iktidarda kalabilmek için kullanıyor. Gül'ün de kamuoyuna çıkıp açıklama yapma zorunluluğu var. Saray seçimi kaybetmekten korkmakta, her türlü antidemokratik uygulamayı devreye sokmaktadır. Bunlardan biri de sarayın verdiği muhtıradır. Saray, Gül'ün aday olmaması için Genelkurmay eliyle muhtıra verdirtmiştir. AKP, iktidarda kalabilmek için Genelkurmay ve TSK'yı günlük siyasetin içine sokmuş, buradan iktidarını koruma gayretine girmiştir. Artık Genelkurmay desteğiyle ayakta duran bir iktidar partisi vardır. 24 Nisan muhtırası, demokrasimize sürülmüş kara lekedir. Bu muhtıranın sahibi de AKP iktidarıdır, saraydır."
Yüksel Caddesi'nde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edilenlerin "İşimizi geri istiyoruz" eylemine destek veren 76 yaşındaki Perihan Pulat'ın, "hangi vicdana sığdırılarak dövdürüldüğünü" soran Yarkadaş, Pulat'ın gözünün altındaki morlukların, AK Parti'nin utanç hareleri olduğunu ileri sürdü.
3 Mayıs'ın Dünya Basın Özgürlüğü günü olduğunu anımsatan Yarkadaş, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, bir haberden dolayı 321 gündür haksız, hukuksuz, adaletsiz şekilde cezaevinde yattığını belirtti.
Yarkadaş, Nisan ayında 11 gazetecinin tutuklandığını, 16 gazetecinin gözaltına alındığını, 26 gazeteciye 120 yıl hapis istendiğini ifade etti.
"SEÇMENİ TEHDİT EDİYOR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "FETÖ darbe hareketinde bir siyasi ayak var. Siyasi ayağın olduğu yerde siyasi seçmen olur" sözlerinin sorulmasına Yarkadaş, şöyle karşılık verdi:
"Cumhur ittifakının gardiyanı Bahçeli'nin sözleri, seçmeni açıkça tehdit etmekte, seçmenin seçme ve seçilme özgürlüğünü gasp etmektedir. Bahçeli her siyasi rakibini çeşitli yollarla enterne etmeye çalışan, sahayı AKP ve MHP için boşaltma gayretine girişen bir siyasetçi haline geldi. Sadece seçmeni değil aday olmak isteyenleri de tehdit ediyorlar. Bahçeli'nin sözleri, saray muhtırasının devamı niteliğindedir. Hiçkimse Bahçeli'nin tehditlerine boyun eğmeyecek, herkes özgür iradesini ortaya koyarak kimi seçmek istiyorsa onun için imza atacak, oy kullanacaktır. Bahçeli'nin bu tehditleri de seçmen tarafından boşa çıkarılacaktır. Belli ki MHP ve AKP genel merkezlerini büyük telaş ve korku sarmış. Bundan dolayı artık halkı tehdit ediyorlar. Bu sözler halkı, seçmeni, milli iradeyi tehdit etmektedir. Bahçeli, milli iradeyi tehdit eder konuma gelmiştir."