Dolar

32,5741

Euro

34,7584

Altın

2.501,48

Bist

9.693,46

PKK'ya sert Tahir Elçi eleştirisi

Etyen Mahçupyan, Tahir Elçi cinayeti nedeniyle PKK'ya sert eleştiriler yöneltti...

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-12-03 07:50:24

PKK'ya sert Tahir Elçi eleştirisi

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun fahri danışmanı ve Akşam Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü "Bir PKK siyaseti olarak ‘ideolojik yalan'" başlıklı yazısında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili PKK'ye ağır eleştirilerde bulundu. PKK tarihi bizzat PKK'nın öldürdüğü ve sonradan sanki devlet öldürmüş gibi ölen üzerinden rant sağladığı örneklerle dolu, ifadesini kullanan Mahçupyan, "PKK/HDP zaten fazla olmayan etik kaygının bitmeye yüz tuttuğu, her şeyin ‘mücadele' uğruna kullanıma sokulduğu bir ahlaki yozlaşma dönemine girmiş gözüküyor. Bunun belki kendileri açısından kısa vadeli bir getirisi olabilir" dedi.

İşte Etyen Mahçupyan'ın yazısından bir bölüm:

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin ölümü ile birlikte iyi bilinen bir gösteri yeniden sahneye kondu. Elçi'nin uzaktan ve yerden atılan tek bir kurşunla öldüğü otopsi raporundan açıkça anlaşılıyor. Bunun anlamı ölüm nedeninin ‘çatışma ortasında kalmaktan' kaynaklanmama ihtimalinin yüksek olduğudur. Çatışma sırasında atılan kurşunların bir insanın sol ense tarafından girip sol alnından çıkma ihtimali neredeyse yok. Üstelik ölümden hemen önce çekilmiş olan birkaç karede Tahir Elçi'nin yüzü silahların atıldığı yöne dönük. Yani oradan gelecek bir kurşunun enseden girmesi mümkün değil. Anlaşılan ölümcül kurşun tam aksi yönden ve bir açı sağlayacak şekilde yerden atılmış. Yani çok büyük ihtimalle olayın yaşandığı yerin arka tarafında bir hendekte veya o civarda gizlenmiş biri tarafından vurulmuş. Bunun daha ziyade YDG-H militanlarını işaret ettiğini biliyoruz. Kanıtlamak için mermi çekirdeğinin bulunması lazım. Ama YDG-H'liler roket saldırısı yaparak savcının incelemesine izin vermediler. Niye dersiniz?

Ne var ki PKK/HDP tarafı bu ‘detaylarla' ilgili değiller. Onlar için gerçek, ideolojik olarak olması gerekenden ibaret. Olması gereken ise devletin Elçi'yi öldürmesi… Nitekim daha önce defalarca yaptıkları gösteriyi bir kez daha cenaze münasebetiyle ve sonrasında sahnelemekten çekinmediler. Tahir Elçi'yi neredeyse bir PKK/HDP'li olarak sahiplendiler ve böylece devletin suçlu olduğu izlenimini yaratmaya kalktılar. PKK tarihi bizzat PKK'nın öldürdüğü ve sonradan sanki devlet öldürmüş gibi ölen üzerinden rant sağladığı örneklerle dolu. Örgütün Leninist ideolojisi bu türden ‘kullanımları' normalleştirmekte epeyce usta… Amaçlar uğruna her şeyin ve herkesin araçsallaştırıldığı bir dünya bu… Oportünizmin en pespaye biçimlerinin müdanasızca sergilenebildiği ve bunu becermenin ‘siyaset' olarak adlandırıldığı bir kurum kültürü.

Oysa Tahir Elçi'nin ne düşündüğü, neyi savunduğu bir sır değil. Devletin tutumunu onaylayan biri olmadı. Ama Diyarbakır Barosu'nun henüz bir hafta önce yaptığı açıklamada “yasa dışı silahlı grupların silahlı faaliyetlerinin” bitmesini talep etmiş, “barikat ve hendeklerin kaldırılmasını” istemişti. Diğer bir deyişle Elçi açık bir biçimde YDG-H çetelerinin faaliyetlerine karşı çıkmıştı. Öldürülmeden hemen önceki konuşmasında ise “silahların, çatışmanın, operasyonların” durması gerektiğini söylemişti.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara