Dolar

32,5884

Euro

34,7872

Altın

2.510,01

Bist

9.693,46

Pakistan eski Genelkurmay Başkanı Aslam Beg, Ziya'ül Hak'ın ölümünden CIA'i sorumlu tuttu

Pakistan eski Cumhurbaşkanı General Muhammed Ziya'ül Hak'ın, 32 yıl önce 5 üst düzey askeri yetkili ve ABD Büyükelçisi ile hayatını kaybettiği uçak kazasıyla ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-26 12:10:51

Pakistan eski Genelkurmay Başkanı Aslam Beg, Ziya'ül Hak'ın ölümünden CIA'i sorumlu tuttu

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mirza Aslam Beg ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Tümgeneral Mahmud Ali Durrani, Pakistanlı eski bakan ve Ziya'ül Hak'ın oğlu olan Muhammed İcaz'ül Hak'ın kendilerine yönelttiği, uçak kazasıyla ilişkileri olduğuna dair iddiaları reddetti ve bu kazanın ardındaki nedenler konusunda farklı sonuçlar ortaya koydu.

Mirza Aslam Beg, Anadolu Ajansına (AA) yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanlığı görevi boyunca, kazaya ilişkin uygun bir soruşturma yürütülmesi için birçok kez baskı yaptığını ancak o dönemki hükümetin, taleplerini dikkate almadığını belirtti. Beg, "Bu bir kaza değil sabotajdı. Tüm bulgular bunu gösteriyor" dedi.

İcaz'ül Hak'ın, babasına yönelik komployla ilgili kendisine yönelttiği iddialara yanıt vermeye lüzum görmeyen Beg, ülkede sivil hükümete "yumuşak geçişte" payı olduğunu anımsattı.

Ziya'ül Hak'ın ölümünden üç ay sonra yapılan Kasım 1988 genel seçimlerine atıfta bulunan Beg, "Seçimleri düzenleyen ve askeri yönetim yerine ülkenin yönetimini demokratik bir hükümete teslim eden kişi bendim. Eğer herhangi bir komploya karışmış olsaydım, bunun bana nasıl bir faydası olacaktı. (Ordu içinden) Baskıya rağmen sıkıyönetim getirmedim. Genelkurmay Başkanı olarak görev süremin uzatılmasını bile kabul etmedim. O zaman neden bana hiçbir şekilde fayda sağlamayan bir komploya karışayım ki?" ifadelerine yer verdi.

1988-1991 yıllarında Genelkurmay Başkanlığı yapan Beg, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) kazayla ilişkisi olduğuna inanmak için güçlü nedenleri olduğunu savundu. Beg, kazada ölen ABD Büyükelçisi Arnold Lewis Raphel'in de CIA'in arkasına saklanmayı adet edindiği günah keçisi olduğunu iddia etti.

Mirza Aslam Beg ayrıca görev süresi boyunca askeri istihbarat tarafından yürütülen iç soruşturmanın CIA'in kazadaki rolü hakkında şüphe uyandırdığını kaydetti ancak iç soruşturmanın ayrıntılarına ilişkin bilgi paylaşmadı.

DURRANİ, SABOTAJ TEORİSİNİ REDDEDİYOR

İcaz'ül Hak, AA'ya verdiği röportajda, mango kasalarının patlayıcı taşıdığına dair kanıtlar bulunduğuna işaret ederken, pilotları etkisiz hale getirmek için kabine sinir gazı pompalandığını iddia etmiş ve "Kumpası kuranlar, hiçbir şeyi şansa bırakmak istemedi. Sinir gazı kullandı ve aynı zamanda dışarıdan patlayıcılar ateşledi" demişti. Ziya'ül Hak'ı tank tatbikatını izlemeye Tümen Komutanı Durrani'nin zorladığını iddia eden Hak, babasının bunu yapmak istemediğini ve ikamet ettiği askeri lojmanın kayıtlarına göre, Durrani'nin, babasını Bahawalpur'a uçmaya ikna etmek için 16 kez aradığını söylemişti.

Bahawalpur çöllerinde Amerikan tanklarının tatbikatını izlemek için Ziya'ül Hak'a ev sahipliği yapan Multan merkezli zırhlı tümeninin o dönemki komutanı Mahmud Ali Durrani, AA'ya yaptığı açıklamada, sabotaj teorisine inanmadığını söyleyerek uçak kazasının sadece bir "teknik hata"dan kaynaklandığı konusunda ısrar etti ve bütün komplo teorilerini "çocukça" olarak nitelendirdi. Tüm bu teorilerin tezgahlandığını savunan Durrani, "Gerçek şu ki bu talihsiz kazaya yol açan tamamen teknik bir hata oldu. Bu, C-130 tipi uçakta ilk kez görülen teknik bir hata değildi. Kazadan aylar önce Karaçi ve Çitral havaalanlarında C-130'da iki kez teknik hata görüldüğünü hatırlıyorum. Her iki olayda da Ziya'ül Hak'a eşlik ediyordum" diye konuştu.

İcaz'ül Hak'ın iddialarını "temelsiz" olarak nitelendiren Durrani, aynı zamanda ordu komutanı olan Cumhurbaşkanı'nı, tankların tatbikatını teftiş etmeye zorlamanın mümkün olmadığını söyledi. 1961-1998 yıllarında orduda, Mayıs 2008'den Ocak 2009'a kadar da ülkenin Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Durrani, "Ziya'ül Hak, bir çocuk değildi, o Cumhurbaşkanı ve ordu komutanıydı. Onu, istemediği yere gitmeye nasıl zorlayabilir veya ikna edebilirdim? Bu, tamamen Ziya'ül Hak'ın tankların saha tatbikatını görme kararıydı. Buna, kolordu komutanlarının toplantısında karar verilmişti. Bunların pek çoğu kayıt altında" diye konuştu.

Ziya'ül Hak'ı 16 kez aradığını reddeden Durrani, "Bu bir yalan. Bahawalpur'u ziyaret etmeden birkaç gün önce onu yalnızca iki kez aramıştım" dedi.

İcaz'ül Hak'ı siyasi çıkarlarına göre davranmakla itham eden Durrani, "Eğer (İcaz'ül Hak) ciddi olsaydı, kendi seçeneğinin soruşturulması için baskı yapardı" yorumunu yaptı.

Ancak Durrani, İcaz'ul Hak'ın, Yargıç Şafi-ur-Rehman Komisyonu'nun konuya ilişkin hazırladığı raporun kamuoyu ile paylaşılması yönündeki talebine destek verdi ve "Sadece Yargıç Şafi-ur-Rehman Komisyonu'nun raporunun değil, diğer pek çok raporun hiçbir zaman kamuya açıklanmamış olması talihsiz bir durum. Bu da sonunda komplo teorilerini doğuruyor. Bu raporlar halka açık olsaydı komplo teorileri olmazdı" değerlendirmesini yaptı.

DÜŞEN UÇAKTAKİLER, ABD'NİN PAKİSTAN'I SATIN ALMAYA ZORLADIĞI SAVAŞ TANKLERININ TATBİKATINI İZLEMEYE GİDİYORLARDI

17 Ağustos 1988'de, C-130 tipi askeri uçak, Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın yaklaşık 530 kilometre güneyinde Bahawalpur yakınlarında düştüğünde General Ziya'ül Hak, beş generali ve ABD Büyükelçisi Arnold Lewis Raphel hayatını kaybetmişti. Uçaktakiler, ABD'nin Pakistan'ı satın almaya zorladığı M-1/A savaş tanklarının tatbikatını izlemek üzere çöldeki askeri bölgeye gidiyordu.

Eski Bakan Hak, AA'ya verdiği demeçte, şüphelerin İsrail ve Hint istihbaratçılarının yanı sıra, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Aslam Beg ve dönemin Multan merkezli zırhlı tümeninin komutanı Tümgeneral Mahmud Ali Durrani'ye yöneldiğini ifade etmişti.

Ordu içinde gerçeği ortaya çıkarmaya çalışan askerilerin dahi tehdit edildiği ve sürüldüklerini söyleyen Hak, Hava Tuğgeneral Zahir Zaidi'nin tüm itirazlara rağmen uçak enkazından topladığı bazı parçaları ve mango kalıntılarını bir laboratuvara götürerek gizlice analiz ettirdiğini belirtmişti. Hak, "Kimyasal testlerde antimon, fosfor ve patlayıcılarda kullanılan diğer kimyasalların izine rastlandı. Bunlar sabotaj teorisini ispatlıyor. Fakat müteakip hükümetler soruşturmayı ilerletme ve suçluları ortaya çıkarma cesaretini gösteremedi" ifadesini kullanmıştı.

ABD tarafından desteklenen Ziya'ül Hak, Sovyet-Afgan Savaşı'nda önemli bir rol oynamış ve 1980'lerde Afgan mücahitlerini koordine etmişti.

Pakistan hükümetlerinin babasının ölümünü soruşturma konusunda irade göstermediğine dikkati çeken Hak, Amerikalıların başından beri olayı kaza olarak değerlendirme eğilimde olduğunu belirtmişti.

Icaz'ül Hak, eski Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ve eski Başbakan Navaz Şerif döneminde bakan olarak görev yapmıştı.

 

Haber Ara