Pakistan Doğal Afet Yönetimi Birimince yapılan açıklamada, Hindistan'ın önceden bilgilendirmeden İndus ve Sutlej nehirleri üzerindeki barajlarda bulunan suyu serbest bırakmasıyla sellerin meydana geldiği, çok sayıda evin ve ekili alanın da sular altında kaldığı belirtildi.
Açıklamada, 2 bin kişinin güvenli bölgelere tahliye edildiği ve 80'den fazla barınma merkezinin kurulduğu ifade edildi.
Hindistan, Pakistan'a iki ülke arasındaki nehirlerin debi verilerini önceden bildireceğine ve 1989 tarihli anlaşmaya uyacağına dair güvence vermişti.
Pakistan, Hindistan'ı kendisini önceden bilgilendirmeden İndus ve Sutlej nehirleri üzerindeki barajlarda bulunan suyu serbest bırakarak nehirlerin Pakistan kollarında sellere neden olmakla suçlamıştı.
Pakistan Su Kaynakları Bakanı Faysal Vawda, Hindistan'ın bu tutumuyla ilgili endişelerini dile getirerek, ülkesinin anlaşmalardaki haklarını korumak için tüm seçenekleri kullanacağı uyarısında bulunmuştu.
İki ülke arasında, 1989'da her yıl 1 Temmuz-10 Ekim'de Yeni Delhi yönetiminin, Pakistan'a akan nehirlerle ilgili İslamabad'a önceden veri sağlayacağına dair anlaşma imzalanmıştı.
- İndus Suları Anlaşması
Pakistan ile Hindistan arasında, Dünya Bankası garantörlüğünde 1960'ta imzalanan İndus Suları Anlaşması'na göre, İndus Nehri'ni besleyen 6 nehirden "doğu nehirleri" olarak anılan Beas, Ravi ve Sutlej akarsularının kontrolü Hindistan'a verilmişti.
Pakistan, İndus'u daha çok besleyen bu üç nehirden akan suyun bir kısmını kendisiyle paylaşmak zorunda olan Hindistan'ın, su akışını engelleyen baraj projeleri nedeniyle Dünya Bankasına başvurmuştu.
Dünya Bankası ile Hint ve Pakistanlı yetkililerin geçen yıl mayısta Washington'da yaptığı toplantılar, karar alınamadan sona ermişti.
Hindistan'ın inşa ettiği barajlar nedeniyle Pakistan'da su kıtlığı ya da su baskını riski mevcut.
Pakistan ekonomisinin yüzde 20'si İndus Nehri çevresindeki faaliyetlere bağlı bulunuyor.
Pakistan hükümeti Hindistan'ın Sutlej Nehri üzerindeki barajın kapaklarını kendilerine bildirmeden açarak sel felaketine sebep olabileceğini, bu yaklaşımın "beşinci nesil savaş" tarzı olduğunu ifade etmişti.
İslamabad yönetimi, bu durumun Yeni Delhi hükümetiyle aralarında bulunan uzun süreli anlaşmayı da hiçe saymak olduğunu belirtmişti.
Hindistan ve Pakistan, "dünyada en çok su sıkıntısı çeken ilk 15 ülke" arasında yer alıyor.
Hindistan'ın kontrolünde bulunan ve nüfusunun yüzde 68'i Müslümanlardan oluşan Cammu Keşmir'in özel statülü yapısını ortadan kaldırması sonrası iki ülke arasında başlayan siyasi kriz, giderek farklı boyuta taşınıyor.
Gelişme sonrası konuyla ilgili açıklamada bulunan Pakistan Su ve Enerji Kalkınma Kurumu Başkanı Muzammil Hüseyin, Hindistan'ın kendilerini diplomatik yollarla ayrıştırmaya çalıştığını belirterek, "Ekonomimizi ve su kaynaklarımızı boğmaya çalışıyorlar. Su sorunu ekonomimizi, tarım ve sulama yetkinliğimizi doğrudan etkiliyor." ifadesini kullanmıştı.
