Dolar

32,3761

Euro

35,0104

Altın

2.326,91

Bist

9.079,97

(ÖZEL) İstanbul'dan klasikler geçti

Kimi hava durumuna göre kimi de keyfi istediğinde, kimi için 'Yeşil Dev' kiminin de çocukluk hayali Ama hepsi için bir aşk, bir tutku. 40 yıl önce kontak çalıştıran Murat 131, 40'ıncı yılında yine tutkunları tarafından trafikte görücüye çıktı. Renk renk araçlarıyla konvoy halinde hareket eden sürücüler, ardından üzerinde ilk üretilen Murat 131 resmi bulunan yıldönümü pastalarını kesti. Sürücüler araçlarına olan bağlılıklarını ise şaşırtan cümlelerle anlattı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-26 10:23:46

(ÖZEL) İstanbul'dan klasikler geçti
Kimi hava durumuna göre kimi de keyfi istediğinde, kimi için "Yeşil Dev" kiminin de çocukluk hayali Ama hepsi için bir aşk, bir tutku. 40 yıl önce kontak çalıştıran Murat 131, 40'ıncı yılında yine tutkunları tarafından trafikte görücüye çıktı. Renk renk araçlarıyla konvoy halinde hareket eden sürücüler, ardından üzerinde ilk üretilen Murat 131 resmi bulunan yıldönümü pastalarını kesti. Sürücüler araçlarına olan bağlılıklarını ise şaşırtan cümlelerle anlattı.

Bursa'da 1976 tarihinde üretimine başlanılan Murat 131, günümüzde de tutkunları tarafından kullanılmaya devam ediyor. Tofaş İlk Klasik Otomobilciler Derneği (TİKOD) 1977'den 1983 yılına kadar üretilmiş Murat 131'in "Tstop" model kullanıcılarını bir araya getirdi.

ŞEHİR TURU ATTILAR

Çoğu aracını özel günlerde kullanmayı tercih ederken bazısı için ise günün vazgeçilmezi. Ama hepsinin ortak noktası araçlarına gözü gibi bakmaları. 40'ıncı yıla özel İstanbul'da ritmli korna sesleriyle şehir turu atan TİKOD'luları, çevreden görenler de yalnız bırakmadı, onlarca Murat 131'le fotoğraf çekilmek isteyenler de renkli görüntüler oluşturdu.

"Eşim arabamı kıskanıyordu"

TİKOD yönetim kurulu üyesi Burhanettin Gedik aracına olan bağını aşk olarak adlandırıyor. Gedik eşinin ilk zamanlar aracını kıskandığını şu sözlerle anlattı: "Benim aracımın adı aşk. Bu araç benim aşık olduğum bir araç. Buradaki bütün arkadaşlarımız bir aşkla bir gönül bağı ile araçlarına bağlı. Arabaya bindiğimiz zaman ister istemez insanın yüzünde bir tebessüm oluyor. Ben eşimle ilk tanıştığım zamanlarda eşim "ya o ya ben "diyordu. Bunu bile söylettiren bir araç. Bu bizim için bir aşk bir sevda. Artık ailemizde alıştı, benimsedi."

"Milyonluk spor aracımı sattım"

Araç sevdalıları işi o kadar ileriye götürmüş ki aralarında son model milyonluk spor aracını satan bile var. Hakan Öztürk çocukluk hayali Murat 131'e yaklaşık 4 yıl önce sahip olabilmiş. Öztürk; " Çocukluk hayalimdi. Arkadaşımın babasında vardı gizlice kaçırırdık 15 sene önce. Spor arabam vardı sonra dedim 'neden bu hayalimi gerçekleştirmiyorum' Spor arabamı satıp 79 model bu arabayı satın aldım. Etrafımdan 'yaşın genç bu arabalarla ne işin var, sen deli misin?, herkes arabasının modelini yükseltir, sen alçaltıyorsun' gibi tepkiler aldım. Ama ben mutluyum."

Hedefler de var

Akıllı ev sistemleri üzerinde çalışan Öztürk ayrıca uygulamayı günün teknolojisi ile birleştirerek aracına uygulamış. Uzaktan kumanda sistemiyle telefonuyla aracını çalıştıran Öztürk hedefini km'lere yayarak , "Şuan telefonumdan aracımı çalıştırabiliyorum. İki ay sonra sistemi değiştireceğim. Araba Adana'da olsun İstanbul'dan çalıştırabileceğim " dedi.

Araç klasik, üstündekiler daha klasik

Seksenler döneminde ülkelerine televizyon, radyo, bavulla dönen gurbetçileri hatırlatan bir araca sahip İlker Kahraman. Kahraman bu konseptini şu sözlerle anlattı: "Seksenli yıllarda gurbetçiler o dönemler buraya geldiğinde, araçlarının üstünde oradan getirdikleri radyolar televizyonlar eski bavullar olurmuş. O havayı vermeye çalıştım. Bu arabaları çocuğumuz gibi seviyoruz. Onun gibi değer veriyoruz."

"Arabama baktığım kadar kendime bakmıyorum"

Cüneyt Güler çocukluk hayali olan aracına tutku ile bağlı olanlardan. Arabasını garajdan çıkarmaya kıyamadığını söyleyen Güler, aracına deyim yerindeyse gözü gibi baktığını söylerek; "Buna baktığım kadar kendime bakmıyorum. Ben ıslanayım o ıslanmasın. Silerim tozunu alırım garaja koyarım. Çünkü yıkanacak kadar kirletmiyorum. Ablam 'Arabayı aldın 5 sene oldu 5 kere arabaya binmedim. Arabanının yüzünü görmüyoruz. Artık çıkart şu arabanı' diyor. Düğüne gideceğiz mesela taksiye biniyoruz" dedi.

"Yanına araba yanaştırmıyorum"

1983 model beyaz renkteki aracını yeni satın alan Aykut Gülmez de arabasını otoparkta bile bırakmadığını özel garajda tuttuğunu söyledi. Aracını en edğerli eşyası olarak gören Gülmez; "Arabamın içi dışı fabrikadan çıktığı gibi orijinal çürük yok. Arabam kapalı garajda, tek kişilik yerindedir. Yanına araba yanaştırmıyorum. Otoparkta bırakmam. Şu an bile kapıları kitlidir. Açmam. Kimse kurcalamasın sevmem. Çocukluğumdan hevesimdi. İçimde ukdeydi" diye konuştu.

"İlk kokladığım koku"

Bahadır Güvenç "Yeşil Dev" ismini verdiği aracını hava durumuna göre kullananlardan. Güvenç, "Aracım 1977 model. Bir Murat 131.İsmi Hulk Yeşil Dev. Tamamen renginden dolayı. Çocukluğumdaki ilk arabam. Kendimi bildiğimde bizim Murat 131'imiz vardı. 6-7 yaşlarındaydım. İlk kokladığım koku. Halada aynı kokuyor. Sadece kuru havalarda kullanıyorum. Eğer havada yağış varsa kapalı garajdan çıkarmıyorum" dedi.

"Babadan böyle gördük"

Orbay Cüyar 8-9 yaşlarında başlayan Murat 131 sevdasını sürdürmeye devam edenler arasında. Ailece ilk otomobillerinin Murat 131 olduğunu söyleyerek babasının izinden gittiğini belirtti. Cüyer; "İlk arabamız murat 131'di.Babamın arabasıydı o zamandan başladı bu hastalık. Bu hayalim 8-9 yaşlarındayken başladı. Ben aracımı 2013 yılında aldım. Tutku bu çocuk gibi koruyoruz. Neresinden ses geldi hemen gidip baktırıyoruz. Yağmura çamurda çıkarmıyorum. Kapalı garajda üstü kapalı saklıyorum. Haftada bir kontrol ederim."
VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara