Dolar

32,3745

Euro

34,9906

Altın

2.326,10

Bist

9.100,75

Özel Hava Alay Komutanlığındaki darbe girişimi davası

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli 27 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi- Darbeci general Semih Terzi'yi Etimesgut'tan ÖKK'nın Oğulbey'deki kışlasına götüren helikopterin ikinci pilotu eski yüzbaşı Erol, 'Uçuşa dahil edilmem şanssızlığımın sonucudur. O alana 2 dakika geç gitsem, o ekip dağılacak ve ben ek

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-01-30 18:36:42

Özel Hava Alay Komutanlığındaki darbe girişimi davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli hakkında açılan davanın görülmesine, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu yerleşkesinde gördüğü davaya, sanıklar ve avukatları ile müşteki TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığının avukatları katıldı.

Darbe girişimi sırasında Özel Hava Alay Komutanlığı Helikopter Bakım Taburunda görevli teknisyen Fikret Girgin, savunmasında, 1153 numaralı helikopteri çalıştırarak uçuşa hazırladığı iddiasını kabul etmedi, teknisyen olarak bu helikopteri çalıştıracak bilgi ve yetkiye sahip olmadığını söyledi.

Özel Kuvvetler Hava Alayı Komutanı Albay Ümit Tatan'ın derdest edilmesiyle ilgisinin bulunmadığını savunan Girgin, eşinin doğum gününü kutladıkları saatlerde komutanı tarafından mesaiye çağrıldığını, spor kıyafetiyle gittiği alaya girişlerin yasak olduğuna ilişkin nizamiyede kendisine bilgi verilmediğini, herhangi bir engelle karşılaşmadan girdiğini anlattı.

Girgin, sanık Fatih Ceylan ile gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde kullanılan "Tek kişi benim. Öteki bizden değil, çağırsam gelmez" ifadesinin nöbetçi silahçıyla ilgili olduğunu, "Öteki bizden değil" tabiriyle diğer silahçıların birlik dışında görevli olmalarının kastedildiğini söyledi.

Suçsuz olduğunu, hakkında somut bir delil bulunmadığını iddia eden Girgin, tahliyesini ve beraatini talep etti.

- "Yanlış zamanda yanlış yerde bulunuyordum"

Darbeci general Semih Terzi'yi Etimesgut'tan Özel Kuvvetler Komutanlığının (ÖKK) Oğulbey'deki kışlasına götüren helikopterin ikinci pilotu eski yüzbaşı Soner Erol da darbe girişimi sırasında sicil amiri sanık eski pilot binbaşı Türkay Bilge'nin kendisini arayarak kışlaya çağırması üzerine geç saatlerde alaya gittiğini söyledi.

Kışlaya sivil kıyafetlerle ve silahsız girdiğini, Alay Komutan Yardımcısı sanık Ahmet Balaban'ın emriyle resmi kıyafet giydiğini anlatan Erol, "Benim uçuşa dahil edilmem şanssızlığımın sonucudur. O alana 2 dakika geç gitsem o ekip dağılacak ve ben ekibe dahil olmayacaktım. Tecrübeli olduğum için o ekibe dahil edildim. Sadece yanlış zamanda, yanlış yerde bulunuyordum. Darbeci olsam bunlar çok daha erken planlanırdı." dedi.

Diyarbakır'dan gelen Semih Terzi'nin Oğulbey'e götürüleceği emrini alay komutan yardımcısından aldıklarını öne süren Erol, bu görevi sorguladığını fakat uçmakta bir sakınca görmediğini belirterek, şunları söyledi:

"Eğer Semih Terzi bizim birliğin dışında başka bir yere götürülecek olsaydı bu emri yerine getirmezdim. Terzi uçaktan inince alandaki ilk helikoptere binmiş. Bu da benim helikopterim. Onları Oğulbey'e bıraktıktan sonra havada telsizi açtım, şoke oldum. Helikopterlerden mavi ışıklı araçları vurmaları isteniyordu. Polisle asker çatışıyordu. Havadayken Türkay Bilge, 'Semih Terzi vuruldu, alın GATA'ya götürün' mesajı atmış. Birliğimle ilgili ilk olağan dışı ve kanunsuz durum budur. Yakıtım yeterli olduğu halde yetersiz diyerek motoru susturdum. Gazinoda televizyon izlerken Zekai Aksakallı'nın konuşmasını duydum ve Semih Terzi'nin darbeci olduğunu öğrendim. Bana kimse uçuş yasağından bahsetmedi. Terzi ve ekibiyle Silopi'den Diyarbakır'a gelen pilotla görüştüm, uçmuştu, birliğimize ait uçak havadaydı. Uçuş yasağını bilmem mümkün değil."

Darbeyle ilgili herhangi bir faaliyete katılmadığını, FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını savunan Erol, tahliye ve beraat talep etti.

- "Yasa dışı uçuş yapılmadı"

Özel Hava Alayı komutan yardımcısı sanık eski albay Ahmet Balaban, savcılık mütalaasında maddi hatalar bulunduğunu, kripto odasını açtırdığı ve 15 Temmuz'da mesaiye kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.

Darbe girişimi sırasında terör endişesiyle verilen acil durum alarmı üzerine kışlaya geldiğini ve Alay Komutanı Albay Tatan ile aynı anda birliğe ulaştığını belirten Balaban, Tatan'ın derdest edilip Akıncı'ya götürülmesinde bir dahlinin bulunmadığını savundu.

Tatan'ın geçici alıkonulması emrinin Genelkurmay Başkanlığından yazılı geldiğini ve amiri konumundaki Ümit Bak tarafından resmi hat üzerinden kendisine iletildiğini iddia eden Balaban, emrin askeri prensiplere uygun olduğunu öne sürdü.

Semih Terzi'nin durumunu bilmediklerini savunan Balaban, Terzi'nin emir komuta zinciri dışında hareket ettiğini Zekai Aksakallı'dan öğrendiklerini, bu aşamadan sonra Aksakallı'nın emirleri doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi.

Diyarbakır'dan CASA uçağıyla gelen personelin Oğulbey kışlasına götürülmesinin rutin bir uygulama olduğunu öne süren Balaban, "Uçuşların yasal sınırlar içinde, acil durum kapsamındadır. Yasa dışı uçuş yapılmamıştır." dedi.

Darbe mesajlarının hiçbirinin Özel Hava Alayına gelmediğini savunan Balaban, Semih Terzi'ye olan güvenin de girişimi algılamalarını güçleştirdiğini öne sürdü. Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini öne sürdü. Alayın komutasını almak maksadıyla faaliyet yürüttüğü iddiasını kabul etmeyen Balaban, bu maksatla kimseye emir vermediğini, kimseden de emir almadığını söyledi.

- "İtidalle hareket ettim"

ÖKK'da yaralanan Semih Terzi'yi helikopterle GATA'ya götüren eski pilot binbaşı Dursun Varlı, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Darbe girişimini sabaha karşı uçuşunun ardından öğrenebildiğini savunan Varlı, "Kendimi tam ortasında bulduğum vahim durum karşısında bir asker olarak rütbemi ve bölük komutanı sıfatımı dikkate alarak itidalle hareket ettim. Sorumluluk sahibi bir bölük komutanı olarak başıma buyruk davranmadım. O zamana kadar nasıl davrandıysam o gün de öyle davrandım." dedi.

Helikopterini sadece personel ve yaralı taşımada kullandığını kaydeden Varlı, o gece uçuş çizelgesinde isminin bulunduğunu, dolayısıyla uçmasının normal karşılanması gerektiğini öne sürdü.

Varlı, Terzi ve beraberindekileri Diyarbakır'dan Ankara'ya getiren CASA uçağının personeli ile o gece alaya gelmesine rağmen hakkında işlem yapılmayan bazı subayları suçladı.

Sanık eski astsubay Hüseyin Çakıroğlu da o günkü nöbetinin önceden planlandığını, nöbetçi amir olmasından dolayı gerçekleştirdiği faaliyetler dışında suç kabul edilebilecek hiçbir iş yapmadığını öne sürdü.

Tutuksuz sanık Üsteğmen Emre Demir de 15 Temmuzda Özel Hava Alayında geçirdiği 3 saat boyunca kanunlara aykırı hiçbir faaliyetinin olmadığını öne sürdü. Alaya girdikten sonra komutanı sanık eski binbaşı Varlı'nın yanına çıkıp geldiğini bildirdiğini anlatan Demir, Varlı'nın bu sırada alay komutanının derdest edileceğine ilişkin kendisine herhangi bir şey söylemediğini iddia etti. Varlı'nın emriyle alay komutanını karşılamaya gittiğini belirten Demir, alay komutanını karşılamanın suç olmadığını, bu nedenle suçlanmış olmayı kabul etmediğini ifade etti.

"Nizamiyeden kimse girip çıkmayacak" talimatı verdiği yönündeki iddiayı reddeden sanık, rütbesinin buna uygun olmadığını belirtti.

Beyanların ardından mahkeme heyeti, yarın devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara