Dolar

32,5522

Euro

34,8618

Altın

2.426,50

Bist

9.722,09

'Oyun her yaşın ihtiyacıdır'

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ile sosyolog yazar Erol Erdoğan, yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) korunmak amacıyla evde geçirilen zamanın çocuklara yansımasını ve bu süreçte ailelerin çocuklarıyla birlikte oynadığı çocuk oyunlarının önemini, telekonferans yöntemiyle anlattı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-04-13 13:40:16

'Oyun her yaşın ihtiyacıdır'

Sosyolog yazar Erol Erdoğan, sosyal izolasyon sürecinde ailelerin çocuklarıyla vakit geçirmesinin önemine ilişkin, "Bir yetişkin, çocuklarla oynarken aynı zamanda kendi ihtiyacını da gidermiş olur. Bugünlerde ailelerin çocuklarıyla oynarken onlara bir lütuf yapıyormuş gibi düşünmemesi lazım. Aynı zamanda yetişkinler kendi rehabilite ihtiyaçlarını ve çocuklarıyla doğal ilişki kurma ihtiyacını gidermiş olacak. Oyun her yaşın ihtiyacıdır." dedi.

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ile sosyolog yazar Erol Erdoğan, yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) korunmak amacıyla evde geçirilen zamanın çocuklara yansımasını ve bu süreçte ailelerin çocuklarıyla birlikte oynadığı çocuk oyunlarının önemini, telekonferans yöntemiyle anlattı.

"Beş Taş'tan ‘Çelik-Çomak'a, ‘Dokuz Kiremit'ten ‘İstop'a" çocuk oyunlarını kitaplaştıran, aynı zamanda Trakya ve Batı Trakya'daki çocuk oyunlarının sözlü unsurlarını belgesel haline getiren Erol Erdoğan, oyunun sadece çocuğun değil, yetişkinlerin, gençlerin ve yaşlıların da ihtiyacı olduğunu belirterek, "Oyun sadece çocuğun değil, yetişkinlerin, gençlerin ve yaşlıların da ihtiyacıdır. Dolasıyla bir yetişkin çocuklarla oynarken aynı zamanda kendi ihtiyacını da gidermiş olur. Bugünlerde, ailelerin çocuklarıyla oynarken onlara bir lütuf yapıyormuş gibi düşünmemesi lazım. Aynı zamanda yetişkinler kendi rehabilite ihtiyaçlarını ve çocuklarıyla doğal ilişki kurma ihtiyacını gidermiş olacak. Oyun her yaşın ihtiyacıdır." diye konuştu.

"Atasözü tamamlamaca ya da masal uydurma oyunları oynanabilir"

Ailelerin, çocuklarıyla yüze yakın oyun oynayabileceğine dikkati çeken Erdoğan, çocuk oyunları konusunda tarihten gelen mirasının çok zengin olduğunun altını çizerek şunları aktardı:

 "Söz gelimi taşlarla oynanan oyunlar var, 3 taş, 5 taş, 9 taş gibi. Evde profesyonel mangala oyunu... Yoksa yine taşlarla oynanabilir. Kalem ve kağıtla oynanabilecek oyunlar var. İsim-şehir, tren, adam asmaca gibi oyunlar oynanabilir. Hatta kalem kağıt gerekmeksizin, bir oturma düzeninde, konuşarak oynanabilecek oyunlar da var. Aile bireylerinden birisi bir kelime söyler, diğeri o kelimenin son harfinden yeni bir kelime türetir ve bu şekilde devam eder. Atasözü tamamlamaca veya masal uydurma oynanabilir. Ben özellikle masal uydurmayı öneriyorum. Bugünlerde evde olduğumuz için herkesin aklına masallar geliyor. Ailenin büyük bireylerinin masal anlatması çok güzel bir şey. Masal anlatılabilir ve hatta canlandırma bile yapılabilir. Ailenin kendi masalının oluşturulabileceği masal uydurma oyununu da tavsiye ediyorum. Masal uydurulurken ses kaydı da alınırsa ailenin kuşaktan kuşağa gidebilecek bir masalı ortaya çıkmış olur. Bunun dışında ışık, gölge oyunları oynanabilir."

Sosyolog Erdoğan, son yıllarda kimsenin telefon numaralarını ezbere bilmediğini dile getirerek, "Aile üyeleri otursun, birisi bir telefon numarası söylesin ve numaranın kime ait olduğunu sorsun. Bu telefon numaraları, aile efradının, akrabaların veya acil telefon numaraları olabilir. Ezberimizde olması gereken telefon numaralarını bilme oyunu oynanabilir. Bugünlerin bir kazanımı olarak o telefonları da ezberleme imkanımız olabilir." ifadelerini kullandı.

-"Gazete sayfalarıyla puzzle yapılabilir"

Kibrit kutusu kullanılarak da farklı oyunlar oynanabileceğini sözlerine ekleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kibrit kutusu üzerine sayılar yazılarak, o sayıyı yakalama yarışması da yapılabilir. Aslında evdeki her nesne oyuna dönüştürülebilir. Bir gazete sayfası bile farklı parçalara bölünüp puzzle haline getirilebilir ve tekrar o gazete sayfası ya da dergi kapağı birleştirilebilir. Evde oynanabilecek oyun çok fazla. Temel kural, evde yüzden fazla oyunu oynayabileceğimize inanmaktır. Oyunun iyi vakit geçirme ve eğlendirmenin yanı sıra bilgilendirme, iyi iletişim sağlama, rehabilite etme gücüne de inanılmalıdır."

Erol Erdoğan, evde kalmanın oldukça gerekli olduğu bu süreçte herkesin birbirini arayarak hal-hatır sormasının önemli olduğunu dile getirdi.

Çocukların interneti ve dijital oyunları bilinçli kullanmasının ailelerin sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Gençlerimiz ve çocuklarımızın çoğu, interneti ve dijital mecraları yetişkinlerden daha bilinçli kullanıyor. Yaptığımız araştırmalarda gençlerimizin önemli bir kısmı interneti, eğitim, sosyal faaliyet ve iletişim için değerlendiriyor. Bizim kendi gelenek ve kültürümüzdeki oyunların da dijital mecralara uyarlanması gerekiyor. Modern oyun diye düşündüğümüz dijital mecralardaki oyunlar aslında o oyunu kurgulayanların sokağından, memleketinden, inancından ve ahlakından izler taşıyor. Dijital oyunları oynarken bunların da farkında olmak lazım. Çünkü oyun aynı zamanda bir gelecek tasarımı." değerlendirmesinde bulundu.

 "Oyunlar,  kimlik inşa edici unsurdur"

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ise çocuk oyunları ile oyuncakların eskiden beri ilgisini çektiğini ve bu konuda birtakım çalışmalar yaptığını söyleyerek, "İnsanın içinde bulunduğu hali, bir nimete, zevke, faydaya dönüştürebilmek imkanını Allah vermiştir. Toplumsal geçmişimize baktığımız zaman, sahip olduğumuz kültürel mirasın da bize bu imkanı sağladığını görebiliriz. Doğrusu bunu da eve çekilme hadisesinde bir fırsat olarak gördük. Hep merak ettiğim konu, tarihte oynanan oyunların günümüze ulaşıp ulaşmadığı ve onları bugüne uyarlamanın mümkün olup olmadığıydı." dedi.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Yılmaz, tarihten bugüne intikal eden iki bin civarında oyun isminden söz etmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, bu oyunların, özellikle çocukların sosyal, psikolojik, fiziki, iradi, idari ve zeka gelişimine varıncaya kadar çok boyutlu ve çok yönlü etkisi olduğunu kaydetti.

Bir milletin her zaman ve her zeminde var olmasını sağlayan en önemli unsurun kültür olduğunu sözlerine ekleyen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Milletlerin, devletlerin, ekonomik yapıların veya bazı kuruluşların, toplumlar üzerinde hegemonya kurması, yönetme imkanı kazanması, maddi güçten değil bilakis bir kimlik inşa etmesiyle mümkün olur. Kültür, bir değerler topluluğudur. Maddi ve manevi unsurlarıyla kimlikleri inşa eder. Tarihten bize intikal eden oyunlara ve işlevlerine baktığımız zaman, oyunun ciddi anlamda bir kültür ve inanç taşıyıcısı, kimlik inşa edici unsur olduğunu görüyoruz. Dünya ekonomisinde dijital oyunlar ve oyuncaklar 140 milyar dolarlık rakamlarla ifade ediliyor. Büyük bir oyun ve oyuncak endüstrisi var. Dolasıyla geleceğin dünyasında oyun önemli bir yer tutacaktır. Sağlıklı çocuklar için geçmişten beslenerek, sağlıklı oyun ortamı ve imkanlarını oluşturmamız gerekiyor."

Kaynak: AA

 

Haber Ara